Tüm Over Tümörleri İçin Klinik Korelasyonlar

Tüm over tümörleri, ileri evreye ulaşmadan semptom ve belirti vermedikleri için klinik olarak endişe verici bir nitelik sergilerler. Aralarındaki büyük Morfolojik farklılıklara rağmen, hormon al etkileri olan fonksiyonel tümörler dışında, tüm over tümörlerinin kliniği birbirine çok benzer.

Over yüzeyepitel tümörleri, ağrı, gastrointesitinal yakınmalar. idrar sıklığı gibi 10kal bası bulgularına neden olacak büyüklüğe erişinceye kadar genellikle asemptomatiktirler. Gerçekten de over tümörlerinin %30'u rutin jineko10jik muayene sırasında, rastlantısal olarak saptanır. Daha büyük kitleler, epitelyal tümörler, karnı büyütebilirler. Daha küçük kitleler, özellikle dermoid kistler, pediküllerinin bükülmesi (torsiyon) sonucu şiddetli karın ağrısı ve akut batın tab10suna neden olabilirler. Fibrom ve malign seröz tümörler, sıklıkla assite neden olurlar. Seröz tümörlerde, peritoneal boşluğa tümör hücreleri dökülür ve assit sıvılarında bunlar saptanır. Fonksiyone10ver tümörleri, sıklıkla neden oldukları endokrin etkileri ile dikkat çekerler. Ne yazık ki tedavi yöntemleri günümüzde bile yeterli değildir. 1970'li yılların ortalarından günümüze kadar geçen süre içinde sağ kalım süresinde çok az bir iyileşme izlenmiştir.

Görüntülerne yöntemlerinde izlenen gelişme, tedavi edilebilir over kanserlerin saptanmasında sınırlı bir değere sahiptir. Birçok belirteç arasında over epitelyal kanserlerinin %7590'ında serum CA125 değerleri yüksek bulunmuştur. Ancak bu belirteç, overe sınırlı epitelyal tümörlerin %50'sinde ölçülebilir seviyede değildir. Ayrıca birçok benign olayda ve over dışı tümörlerde de yüksek seviyelere ulaşabilir. Bu test, postmenopozal kadınlarda kanşıklığa neden olabilecek birçok etkenin ortadan kalkması ile kontrol amaçlı yarar sağlayabilir. Ancak ko10n kanserinde karsinoembriyonik antijen (CEA) ile olduğu gibi (Bölüm 15), CA 125 tedaviye yanıtı izlernede çok büyük yaran vardır.