Tiroid Ve Kas Hastalığı

Tiroid Ve Kas Hastalığı : Morbus Basedow, bir otoimmün hastalığıdır. Yani bağışıklık sistemi, vücudun kendi hücrelerine karşı antikor oluşturmuştur. Basedow hastalığında oluşan antikorlar, tiroid bezi hücrelerindeki TSH reseptörlerine bağlanarak tıpkı TSH gibi hücreleri tiroid hormonu yapımı için uyarır. Böylece tiroid fazlaçalışır. Basedow hastalığında genetik yatkınlık vardır. Ancak hastalığın ortaya çıkmasında çeşitli faktörler rol oynar. Virüs enfeksiyonları, stres, sigara ya da aşırı iyot alımı gibi etmenler genetik yatkınlığı olan kimselerde bağışıklık sisteminin antikor yapan hücrelerini kontrol altında tutan mekanizmayı bozmakta ve böylece bağışıklık reaksiyonu ölçüsüz ve hedefsiz olabilmektedir. Normalde vücut için yabancı olan zararlılara karşı olan bağışıklık reaksiyonu, vücudun kendi hücrelerini ayırt edememekte, yabancı sanıp onlara karşı da antikor oluşturmaktadır.Psödo (sahte) TSH'nin etkisiyle sürekli olarak aşırı salgılanan tiroid hormonu tüm organları etkilediğinden, çeşitli klinik belirtiler ortaya çıkar:

• Çarpıntı (100'ün üzerinde kalp atışı), kalp ritim bozuklukları, yüksek tansiyon

• Bağırsak krampları

• Terleme, sıcak deri, saç dökülmesi

• Huzursuzluk, depresyon, sinirlilik

• Kas zayıflığı, ellerde titreme

• Kadınlarda regl düzensizliği

• Osteoporoz

Bu belirtilerden bazıları çok az belirgindir ya da hiç olmayabilir. Ayrıca belirtiler zaman zaman şiddetlenip hafifleyebilir.

Basedow hastalığında her zaman olmayan ancak sık olarak birlikte olabilen birkaç özellik vardır. Bunlardan biri antikorların gözleri hedef almasıdır. Göz yuvarlağı dışarı doğru pörtler. Nadir olan ikinci özellik, alt bacakta (bacakların dizden aşağı bölümü) cilt altı dokusu hücrelerinde antikorların yaptığı reaksiyonlara bağlı olarak şişme (miksödem) oluşmasıdır.Oldukça nadir, ancak tipik olan üçüncü özel klinik belirti, davul tokmağı biçiminde parmaklardır.

Basedow hastalığı olgularının yüzde 95'inde TSH-R antikorları saptanır. Olguların yüzde 80'inde struma (tiroid bezinde büyüme = Guatr), yüzde 60'ında göz değişiklikleri vardır. Alt bacaklarda şişme çok tipik bir bulgudur, ancak olguların yüzde 4'ünde vardır. Demek ki Basedow hastalarında her zaman antikorlar ya da göz değişiklikleri bulunmayabilir.

Ancak, yaklaşık olarak vakaların yüzde 95'inde ya göz belirtileri ya da antikorlar mevcuttur. Bu bulguların olmadığı hastalarda Basedow'u tiroid bezi otonomisinden ayırmak güç olabilir. Bu durumda ultrasonla tiroid bezinde nodül saptanmaması, ani başlangıç, hastanın yaşının genç olması Basedow lehine bulgulardır.

Tedavisi

Basedow hastalığında bir yıl tireostatik tedaviyle (Thiamazol ya da Carbimazol, nadiren Propylthiouracil) olguların yüzde 20 ile 40'ında sürekli iyileşme sağlanabildiğinden, önce bu tedavi denenmelidir. Çok yüksek kalp atışları varsa ek olarak betabloker verilmesi yararlıdır. Tedavinin amacı hastalık belirtilerinin düzelmesi, TSH'nin 0,3 ile 1 mU/1, fT4 ve fT3'ün normal değerlerde olmasıdır. 1 yıl tedavi sonunda hâlâ tiroid fonksiyonundaki artışın sürdüğü (yani TSH'nin 0,3 mU/1'nin altında olduğu) durumlarda tedavi 6 ay daha uzatılabilir. En geç 18 aylık tireostatik tedaviden sonra aşırı fonksiyonun normalleşmediği olgularda ameliyat ya da radyoiyot tedavisi uygulanır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp