Serviksin İnvaziv Karsinomu

Serviksin İnvaziv Karsinomu :

Servikal karıserlerin, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerdeki morbidite ve mortalite açısından önemi üzerinde yeterince durulmuştur. En sık izlenen servikal karsinomlar sırası ile skuamöz hücreli karsinom (%75), adenokarsinom (%20) ve küçük hücreli nöroendokrin karsinom (%5), dur. Skuamöz hücreli lezyonların görülmesi genç kadınlarda artmakta ve prekürsör lezyondan 1015 yıl sonra 45 yaş civarında doruk noktasına ulaşmaktadır. Agresif intraepitelyal lezyon içeren kadınlarda bu ara süre çok kısa olabilir. Ancak bazı kadınlarda da prekürsör CIN lezyonları aynı seviyede yaşam boyu devam edebilir. Bu değişikliklerin seyrini, yapısal veya sonradan kazanılmış birçok faktör etkilemektedir. Dikkatli izlem ve yinelenen biyopsiler hastalığın takibi için tek güvenilir yöntemdir. Son on yıldır adenokarsinom sıklığı nispeten artmaktadır. Pap smear ve diğer tarama yöntemleri ile glandüler lezyonların saptanmasında sorunlar bulunmaktadır. İnvaziv skuamöz hücreli karsinom giderek daha az izlenmektedir.

Klinik Seyir


Servikal kanserler, artan bir oranda Pap smear sayesinde erken dönemde tanınmaktadırlar (Evre I). Servikal neoplazilerin büyük bir bölümü preinvaziv fazda tanınmakta ve kolposkopik incelemede dilüe asetik asit uygulaması sonrasında beyaz alanlar olarak izlenmektedirler. İleri evre servikal kanser olguları genellikle ya hiç Pap smear yaptırmamış ya da son Pap smear' den sonra uzun yıllar geçmiş kadınlarda izlenmektedir. Bu tümörler, beklenmedik vajinal kanarna, lökore, ağrılı cinsel ilişki (disparoni) ve dizüri gibi bulgularla semptom atik olabilirler. Mortalite büyük bir oranda tümörün yaygınlığı ve bazı durumlarda hücre tipi (nöroendokrin tümörler) ile ilişkilidir. Kanserden korunma yöntemleri arasında en başarılı olanlar, öncü lezyonların sitolojik değerlendirmede tespiti ve lazer vaporizasyon veya konizasyon ile ortadan kaldınlmasıdır. Kanser geliştikten sonra 5 yıllık sağkalım oranları şu şekildedir: evre O (preinvaziv) %100; evre 1 %90; evre 2 %82, evre 3 %35, evre 4 %10'dur. Tümör yayılımı yavaş olduğundan pelvik lenf nod tutulumu olan olgularda 5 yıllık sağkalım oranı %50'ye yaklaşmaktadır. İleri evre olgularda kemoterapi sağkalım süresini uzatabililir.

Morfoloji

Serviksin invaziv karsinomları transformasyon zonunda gelişir ve erken stroma invazyonu gösteren mikroskobik odaktan serviks ağzını tümüyle tutacak boyuta ulaşabilirler (Şekil 199). Böylece tümörler mikroskobik veya ekzofitik olabilirler. Tüm serviksi çevreleyen ve stromaya yayılan tümörler palpasyonla tanımlanabilen "fıçı serviksi" oluştururlar. Tümörün parametriumdaki yumuşak dokulara penetre olması sonucu uterus pelvik yapıya fikse olur. Pelvik lenf düğümü tutulumu tümör derinliği ve kapillerlenfatik invazyon ile bağlantılı olup derinliği 1 mm'den az olan tümörlerde oran % 1, 5 mm'den fazla olanlarda ise bu oran %1 O'un üzerine çıkmaktadır. Paraaortik lenf düğümü tutulumu, uzak organ metastazları veya rektum, mesane gibi çevre dokulara invazyonlar, hastalığın ileri dönemlerinde oluşur. Serviks karsinomları, sellüler diferansiasyon baz alınarak 1'den 3'e doğru derecelendirilirler ve klinik yayılıma göre de 1'den 4'e doğru ilerlemiş serviks karsinomu. evrelendirilirler. Nöroendokrin karsinomların tümü agresif davranışa sahip oldukları için bu tümörlerde derecelendirme geçersizdir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp