Ruhsal Çöküntü

Aşk duygularını söndüren nedenlerden biri de ruhsal çöküntüdür. Sinir sisteminde aşk arzularını durduran frenler vardır.

Bunlara basılınca cinsel istek doğal şekilde beliremez. Bu frenlerin en büyüğü ruhsal çöküntüdür Aşkın ahengini bozar, doğal gelişimini engeller. Arzuları frenler. Çok şiddetlisi erkeği erkekliğinden bile eder. İktidarsızlık yapar. Yumurtalıkların faaliyetlerini bozar.

Aşk arzularının beyinden cinsel organlara geçmesine ve aşkın vücudu sarmasına engel olur. Mekanizma şöyle işler. Erkek cinsel istek duyunca, kamçılanan aşk arzuları beyne gelir ve beyinde zevk uyarır, ancak omurilik kanalıyla organların sinir sistemlerine geçeceği sırada, ruh sarsıntılarının doğurduğu engellerle karşılaşır.

İstek duyulduğu halde penis sertleşmez. Ruhsal sarsıntının olumsuz etkisi herkeste bir olmaz. Kişiye göre değişir, ayrı özellik gösterir.

Doğal yapı, çevre ve eğitimin de büyük etkisi vardır. Sinirli, isterik ve nevrastenim kişiler ruhsal çöküntülerden daha fazla etkilenirler. Üzüntü, keder, endişe aşkın frenlerine kilitler. İstek zor belirir.

Şiddetli heyecan ve korkular, büyük sevinçler de aynı etkiyi' yapar, frenleri birdenbire sıkıştırır. Pek sevilen kadınla yakınlık zevkinin verdiği heyecan da bazen cinsel ilişkiyi engeller. Bütün arzusuna rağmen erkek sevişmeyi başaramaz.

Maddi, manevi korkular, ayıp ve günah anlayışları, frengi, belsoğukluğu gibi hastalıklara yakalanmak, kızlığı zedelemek, gebe bırakmak korkusu da: sertleşmeyi frenler.

Aşktaki düş kırıklıkları, geçmiş maceralar, acı anılar da arzuları bazen frenler. Dün başka birkaç durum verildiği acı çok, kez aşkın belireceği anda gelir bir kâbus gibi çöker. Aşk arzularını zedeler.

“Erkek cinsel istek duyunca, kamçılanan aşk arzuları beyne gelir ve beyinde zevk uyanır, ancak omurilik kanalıyla organların sinir sistemlerine geçeceği sırada, ruh sarsıntılarının doğurduğu engellerle karşılaşır.”