Ritm Bozuklukları

Ritm Bozuklukları

Ritm Bozuklukları, genel olarak çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, çabuk yorulma gibi şikayetlere neden olurlar. Nadiren bayılmalara da yol açabilirler.

Ritm Bozuklukları

Kalbin hızlı çalışmasına taşikardi, yavaş çalışmasına ise bradikardi denir. Normalde insan kalbi korku, heyecan, öfke veya fiziksel egzersize fizyolojik bir yanıt olarak taşikardik çalışabilir. Yüksek ateş, kansızlık, tiroid hastalıkları, akciğer rahatsızlıkları gibi bazı kalp dışı rahatsızlıklar da taşikardiye neden olabilir. Uykuda insan kalbi daha yavaş olarak çalışır. Bazı profesyonel sporcuların, iyi antremanlı kişilerin de nabızları düşük olabilir. Bunun dışında bazı kalp ve hipertansiyon ilaçları da nabzı yavaşlatır. Şimdiye kadar anlattığımız bu durumlar bir kalp hastalığını ifade etmez. Bunlar daha ziyade kalbin dış faktörlere verdiği fizyolojik yanıt olarak değerlendirilmeli ve tedavi esas olarak ana hastalığa odaklanmalıdır.

Ancak bazen hiçbir neden olmaksızın da insan kalbi hızlı veya yavaş çalışabilir. Bu gibi durumlarda altta yatan olası ritm bozuklukları araştırılmalıdır. Ben burada ritm bozukluklarını taşiaritmi(hızlı nabızlı aritmi) ve bradiaritmi (yavaş nabızlı aritmi) olarak 2 ana gurup altında özetlemeye çalışacağım.

1) Taşiaritmiler (Hızlı nabızlı aritmiler)


Bunlar genel olarak çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, çabuk yorulma gibi şikayetlere neden olurlar. Nadiren bayılmalara da yol açabilirler. Tam çarpıntı esnasında çekilecek EKG tanı koydurucudur. Özellikle kısa süreli aritmilerde EKG ile ritm bozukluğunu yakalamak her zaman çok kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda 24 veya 48 saatlik ritm holter tetkiki veya transtelefonik holter gibi yöntemler ile hastane dışı ortamlarda uzun süreli ritm takibi yapılabilir. Bunun da yetersiz olduğu seçilmiş nadir vakalarda tanı için, girişimsel bir metod olan, elektrofizyolojik incelemeden (EFT) yararlanılabilinir. En sık görülen taşiaritmi atriyal fibrilasyondur.

Ekstrasistoller


Kalbin karıncık veya kulakçığından kaynaklanabilirler. En sık neden oldukları şikayet kalpte durma hissi, çarpıntı veya düzensiz kalp atışlarıdır. Çoğunlukla zararsızdırlar. Tedavi gerektirmezler. Ekstrasistolleri arttırabileceğinden aşırı kafein tüketimi kısıtlanmalıdır. Çok semptomatik olan bazı vakalarda endişe giderici ilaçlar veya nadiren antiaritmik ilaçlar kullanılabilir.

Atriyal Fibrilasyon/Flutter

İleri yaşta en sık görülen aritmi şeklidir. Kalbin kulakçık kısmından kaynaklanırlar. Kendini genellikle çarpıntı, halsizlik, yorgunluk gibi silik bulgularla belli eder. Bazı hastalarda ise hiç bulgu vermeyebilir. Kendisi ölümcül olmamakla birlikte neden olabileceği kalp içindeki pıhtılar önemli bir felç nedenidir. Hatta bazı hastalarda bu aritminin ilk bulgusu felç olabilir. Dolayısı ile bu aritminin esas tedavisi kan sulandırıcılardır. Bunun dışında kalan ritm düzenleyici ilaçlar felçleri önlemekten ziyade hastanın yaşam kalitesini iyileştirmeye yöneliktir. Ancak son zamanlarda kullanılmaya başlanan bazı antiaritmik ilaçların felç oranlarını da azalttığı iddia edilmektedir.

Bazı seçilmiş vakalarda anjiografik yöntemlerle (halk arasında yakma diye bilinen, tıbbi adı ablasyon) de tedavi mümkündür. Ancak bu tedavi metodunun ehil ellerde yapılması mecburidir. Girişimsel bir metod olmanın yanı sıra nispeten yüksek nüks oranları olumsuz yanlarıdır. Ancak bu yöntem ile uzun süreli ağır antiaritmik ilaç kullanma zorunluluğunun neden olabileceği yan etkilerin önüne geçmek mümkündür.

Wolf Parkinson White Sendromu ve Diğer Doğumsal Taşiaritmiler

Bazı aritmi tipleri genetik geçişlidir. Bunlar doğumsal olup hayatın herhangi bir döneminde bulgu verebilirler veya rutin sağlık taramaları sırasında ortaya çıkarılabilirler. Genellikle genç yaşlarda çarpıntı veya bayılmalara neden olurlar. Nadiren erken ölümle sonuçlanabilecek aritmileri de tetikleyebilirler. Ailede erken ölüm hikayesi olanların en azından basit bir EKG çektirmesi erken teşhiste çok önemlidir. Tıbbi tedavi çarpıntıları önleyebilir veya en azından sıklığını azaltabilir. Ancak ömür boyu kullanım gerekliliği (çoğu hastanın genç olması nedeniyle çok önemli) ve ani ölümü engellemede gösterilebilir bir başarılarının olmaması tıbbi tedavinin handikaplarıdır. Öte yandan bu aritmi tipleri az once bahsedilen “ablasyon” tedavisi ile tam olarak ortadan kaldırılabilir. Tam olarak başarı elde etmek için bazen ablasyon işlemi birkaç kez tekrar edilebilir. Sonuç itibariyle ilaç kullanma zorunluluğu da bu şekilde ortadan kalkmış olur. Burada her bir doğumsal taşikardiyi ayrı ayrı anlatmak yerine ailede erken yaşta ölüm hikayesi olanların, şikayetleri olmasa da, kontrol için en azından bir EKG çektirmeleri ve şayet hastalık varsa bile bunun ablasyon yöntemi ile tamamen tedavi edilebileceği vurgulanmak istenmiştir.

Supraventriküler Taşikardiler (SVT)


Bu ritm bozukluğu da genellikle doğumsaldır ancak hayatın herhangi bir döneminde bulgu verebilir. Kendisini çarpıntı, baş dönmesi, göz kararması veya bayılma gibi bulgularla gösterir. Bazı çarpıntı atakları hiçbir müdahele yapılmaksızın dakikalar içerisinde kendiliğinden düzelebilirken, bazı ataklar bu şekilde sonlanmaz ve kişi genellikle hastaneye başvurmak zorunda kalır. Burada damar yolundan uygulanacak ritm düzenleyici ilaçlar ile atakların hemen tamamı durdurulabilir. Ancak bu atakların sıklaşması durumunda sürekli ilaç kullanımı gerekir. Ablasyon (yakma) işleminin en başarılı olduğu aritmilerden bir tanesi de SVT‘dir. Sürekli ilaç kullanmak istemeyen, kullanılan ilaçları herhangi bir nedenle tolere edemeyen veya ilaçlar ile kontrol altına alınamayan atakları olanlarda ablasyon seçilecek tedavi yöntemidir. Bu şekilde hastalık tamamen ortadan kaldırılabilir.

Ventriküler Aritmiler


Bu aritmiler ventriküler taşikardi, flutter ve fibrilasyon olarak üçe ayrılır. Kalbin karıncık kısmından kaynaklanırlar. Ventriküler taşikardilerin çoğu hayatı tehdit edici olmasına rağmen nadir bazı tipleri daha iyi seyirlidir. Kendisini çarpıntı, fenalık hissi, baş dönmesi, göz kararması, hatta bazen bayılma atakları ile belli eder. Eğer kişinin genel durumu kötü ve tansiyonu çok düşük ise zaman geçirmeden elektroşok tedavisi uygulanmalıdır. Genel durumu daha iyi olan ve bu aritmiyi tolere edebilen hastalarda damar yolundan bazı kuvvetli antiaritmik ilaçlar kullanmak gerekir. Akut durum düzeldikten sonra yüksek riskli görülen vakalara şoklu kalp pili takılmalıdır (tıbbi adı ICD-implantable cardiac defibrillator). Selim seyirli olan bazı nadir venriküler taşikardi tiplerinde ise kalp piline ihtiyaç olmayabilir. Bu hastalara ya tıbbi tedavi verilir veya anjiografik yöntemle “yakma” tedavisi (tıbbi adı ablasyon) uygulanabilir.

Diğer bir ventriküler aritmi olan ventriküler flutter/fibrilasyon ise son derece ölümcüldür ve hemen hemen ölüm ile eş anlamlıdır. Keza ventriküler fibrilasyona girmiş bir hastanın kalbi aslında pratik olarak durmuş kabul edilir. Tek tedavisi acil elektroşoktur. İlk 4 dakika içerisinde uygulanmadığı takdirde sonradan düzelme olsa bile beyinde bazı kalıcı hasarlara yol açar. Bu aritmilerde ilaç tedavisi ancak kısa süreli nüksleri önlemede kullanılabilir. Hasta kurtulabilirse uzun vadede tek tedavi seçeneği şoklu kalp pilidir (ICD-implantable cardiac defibrillator). Kalp krizinin erken döneminde bu aritmi ile karşılaşılması durumunda ise pile ihtiyaç olmayabilir. Bu durumdaki tedavi elektroşoka ilave olarak kalp krizinin kendi tedavisidir.

2) Bradiaritmiler (Yavaş nabızlı aritmiler)


Bu tip ritm bozukluklarında nabzın hızlanmasından ziyade yavaşlaması sorundur. Kalp, vücudun fizyolojik ihtiyaçlarına cevap verecek hızda çalışamaz. Nedeni genellikle “blok” denilen kalbin elektriksel sistemindeki yavaşlamadır. Bu durum bazı derecelere kadar tolere edilebilir ve bu hastalar gündelik hayatlarında genellikle semptomsuzdurlar. Ancak ağır bloklarda kalp hızı, beyne yeterince kan gönderecek seviyenin altına düşer ve hastada geçici şuur kaybı ve bayılma olur.

Bradiaritmiler bazen kalıcıdır ve çekilecek bir EKG yardımıyla tanı rahatça konabilir. Ancak bazen ataklar şeklinde seyreder ki bu durumda genellikle bayılma geçtikten sonraki EKG normal bulunur. Bu vakalarda tanı koymak güçtür ve bayılma ataklarının nedenini anlamak yıllar sürebilir. Hatta çoğu hasta yanlışlıkla epilepsi tedavisi görebilir. Sıklıkla yaşlı insanlarda görüldüğünden ileri yaştaki bir hastada bayılma varsa mutlaka kardiyolojik inceleme yapılmalıdır. Bazen EKG normal olduğu halde ritm holter (24 veya 48 saatlik) kayıtlarında sessiz bloklar saptanabilir. Bu durumlarda tek tedavi seçeneği kalp pilidir. Kalp pilleri nabız yavaşlamasına bağlı gelişen bayılmaları önler. Bradiaritmilerin ilaçla geçici olarak tedavisi mümkünse de kalıcı tedavide ilaçların herhangi bir yeri yoktur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp