Reflü Çeşitleri

Reflü Çeşitleri :

Reflü larenjiti, reflüye bağlı gırtlak iltihabını ve beraberinde oluşan reaksiyonları tanımlar. Reflüye bağlı larenjit, reflünün iki ana formundan biri olan ve hekimlerin larengofarengeal reflü olarak adlandırdıkları boğaz reflüsünün en sık oluşturduğu hastalık tablosudur. Reflü larenjiti; ses kısıklığının yanısıra, boğazda yanma, gıcıklanma, takılma-yabancı cisim hissi, boğazda yapışkan sıvı birikimi ve kuru gıcık öksürüğü gibi şikayetlerle kendini belli eder.

Reflü kavramı, mideden yemek borusuna, geriye mide sıvısı, asit ve pepsin kaçağını tanımlar. Bu kaçak alt bölgede, yemek borusunda sınırlı kalabilir veya kaçak yukarı bölgeye, boğaza kadar çıkabilir.

Reflü oluşumunda yemek borusunun alt ucunda, yani mide ile birleştiği yerde, ve üst ucunda, yani yutak ile birleştiği yerde, bulunan iki ayrı sfinkter mekanizması kilit rol oynar: Alt özefaj sfinkteri ve üst özefaj sfinkteri. Sfinkter, büzgü görevi yapan doku düzeneği anlamına gelir, kısaca kapak mekanizması olarak da adlandırılır.

Reflü çeşitleri, gastroözefageal reflü ve larengofarengeal reflüdür. Reflü, fizyopatolojik açıdan tek bir zincir oluşturur, ancak klinik açıdan bu iki farklı tabloya yol açar. Bu ayırımla 2 ayrı hastalık değil, reflünün nihai etkilerinin geliştiği dokular tanımlanmış olur. Gastroözefageal reflüde asli tahribat bölgesi özefajdır, yani yemek borusudur.

Gastroözefageal terimi aynı zamanda, reflünün gastrik alandan yani mideden, özefaja yani yemek borusuna doğru gelişim istikametini yansıtmaktadır. Larengofarengeal reflüde ise asli tahribat bölgesi larenks ve farenksdir, yani gırtlak ve yutaktır. Larengofarengeal terimi reflünün gelişim istikametini değil, patolojik etkinin yoğunluğunu esas almaktadır.

Üst bölge reflüsünde en dramatik patoloji larenksde yani gırtlakta oluşur, farenks yani yutak patolojisi ancak ikinci sıradadır. Reflünün gelişim yönü esas alınmış olsaydı, farengolarengeal reflü doğru isimlendirme olurdu.

Reflü oluşumu, alt sfinkter kompleksi görevini yerine getiremediğinde söz konusu olur. Hiatal herni adı verilen midenin diaframdan yukarı fıtıklaşması veya alt sfinkter kas mekanizmasının iyi çalışmaması durumlarında, yemek borusu ile mide arasındaki anatomik engel zayıflar ve mide içeriği sürekli veya dönem dönem geriye yemek borusuna kaçar, böylece reflü gelişir.

Diğer taraftan yemek borusuna kaçışlar olduğunda, bunların etkilerini azaltan ilave mekanizmalar vardır. Bunlar; yemek borusu peristaltizmi yani mideye doğru ilerletme hareketleri, yutak-gırtlak-yemek borusu mukoza salgıları ve ağızda üretilip ileri gönderilen tükrük salgısıdır. Bunların iyi çalışmaması reflünün etkilerini artırır. Üst özefaj sfinkterinin iyi çalışmaması ise, reflünün üst bölgeye etkisini kolaylaştıran ayrı bir faktördür.

Reflünün dokuya etkisi, başlıca asid ve pepsin kanalıyla olur. Asid direk olarak, irritasyon yapıcı ve tahriş edici etki oluşturur. Pepsin ise bir sindirim enzimidir ve normalde aktif değildir. Pepsin ancak asidle karşılaştığında aktive olur, takiben sindirim işlevini başlatır. Asid ve pepsin, duvarının özellikleri nedeniyle mideye zarar vermez.

Ona hemen bitişik yemek borusu ise bu maddelere kısmen duyarlıdır. Oysa mideden uzakta bulunan yutak, gırtlak ve bunlarla ilintili dokular, bu maddelere ileri derecede duyarlıdır. Asid ve pepsin, normalde olmamaları gereken bu dokulara eriştiklerinde otodigestyon, yani kendi dokusunu sindirme işlemi oluştururlar.

Bu sırada aktive olmuş pepsin, asidden dahi daha zararlı işlev görür. Öte yandan pepsin mukozada kısmen tutunur ve reflü her tekrarladığında, yani asidle her karşılaştığında aktive olur, böylece oto-sindirme işlemi kolayca tekrar tekrar oluşur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp