Osteoporoz riskini artıran nedenler

Osteoporoz riskini artıran nedenler :

Yaş, cinsiyet, genetik yapı, vücut tipi gibi kişisel özelliklerin yanı sıra beslenme alışkanlıkları hatta geçirilen ameliyatlar osteoporoz riskini artıran faktörlerdir.

Yaş

Normal şartlar altında insanlarda kemik yoğunluğu 35 yaşına kadar artış gösterir. Ancak bundan sonra azalmaya başlar. Bu yaşa kadar hem erkeklerde hem kadınlarda kemik yapımı, kemik yıkımına göre daha öndedir.

genel olarak kemik yoğunluğu maksimum düzeyine ulaştıktan sonra her 10 yılda bir % 35 kayba uğrar. 40'11 yaşlarda kemik kaybı % 0.30.5 oranında artış gösterirken menopoz dönemindeki kadınlarda bu oran yaklaşık 10 katını bulur. Araştırmalara göre; 50 yaş üstünde görülen fonksiyon bozukluğu ve kötü sağlık durumu genellikle omurga deformasyonuyla bağlantılıdır. 65 yaş üstü bayanlarda kemik mineral yoğunluğu her yıl % 1 azalmaktadır. 70 yaş üstü kadınların 1/4'inde ve aynı yaş grubu erkeklerin 1/6'inde osteoporoz kaçırılmazdır.'

Cinsiyet

Osteoporozun neredeyse bir kadın hastalığı olduğu söylenebilir. Kadınlarda, 45 yaştan önce ay halinin kesilmesi hastalığı tetiklemektedir. Menopoz sonrası azalan östrojen hormon düzeyi ve kalsiyum kaybıyla beraber osteoporoz başlar." Omur deformitesi olan kadınlar daha sık fonksiyonel bozukluk ve kötü sağlık durumu bildirmişlerdir. Kadınlar erkeklere oranla daha fazla fonksiyonel bozulma ile yüz yücedirler. Kadınlarda bel bölgesi deformiteleri daha sık bel ağrısı nedenimi r.

Genetik

Kemik yoğunluğundaki azalma, beyaz ve sarı ırk mensupları ile ufak tefek yapıdaki insanlar arasında daha çok görülmektedir. Diğer taraftan birinci derecede akrabaları arasında küçük travmalarla bile kırık oluşma öyküsü bulunanlar, risk grubu içinde sayılırlar.

Vücut tipi


Vücut ağırlıkları 58 kg. az olan kişiler osteoporoz riski taşırlar.

Beslenme

Süt ve süt ürünleri doğal kalsiyum depolarıdır. Hem yetişkinlerde hem de yaşlılarda günlük beslenme içinde "kalsiyum yeterlilik düzeyi" 1 gram kadar kabul edilir. Araştırmaların gösterdiğine göre, yaşın ilerlemesiyle beraber beslenme alışkanlıkları da değişmekte; alınan günlük kalsiyum değeri 500600 miligramlarda kalmaktadır.

Bazı uzmanlara göre, alınan kalsiyum miktarına bakarak osteoporozla ilgili yargıya varmak yanıltıcıdır. Çünkü alınan kalsiyumdan çok, vücut tarafından emilen miktar önemlidir. Kalsiyumun vücut tarafından emilimi % 1060 gibi geniş bir aralıkta değişkenlik göstermektedir. Ancak kalsiyum emilimin bazı kişilerde niye daha çok ve diğer bazılarında ise niye daha az emilebildiği açıklanamamıştır. Bununla beraber, diyetteki yağlı ve lifli besinlerle kalsiyum emilimi arasında bir ilişki olduğu saptanmıştır. Yağlardan zengin bir beslenme kalsiyumun emilimini arttırırken; lifli besin/erden oluşan öğün/er kalsiyum emilimini güçleştirmektedir. Oysa neredeyse geleneksel olarak birçok diyet programı yağlardan uzak ve lifli besinlerden zengin bir beslenme tarzını önermektedir.

Beslenme programları bu çerçevede belki de yeniden gözden geçirilmelidir. Diğer taraftan aşırı fosfat tüketiminizde osteoporozu tetikleyebileceği öne sürülmüştür. Et ve tahıl ürünlerindeki fosfat oranı oldukça yüksektir. insanlarda kanda fosfatların artışı sonucunda iyonize kalsiyum düzeyi düşmektedir. Bu neden/e, batı toplumlarındaki fazla et tüketiminin osteoporoz tehdidini artırdığı söylenebilir. Yetersiz D vitamini metabolik bozulmaya ve dolayısıyla osteoporoza yol açabilir. Kullanılan ilaçlara bağlı olarak, (örneğin epilepsi için kullanılan ilaçlar) vitamin D yetersizliği ortaya çıkabilir.

Alışkanlıklar

Sigara tiryakiliği ve aşırı alkol tüketimi osteoporoz nedeni olabilir."

Ameliyatlar

Kadınlarda çift taraflı overektomi ameliyatı gibi bazı tıbbi operasyonlar sonucunda oluşan hormonal yetersizlik osteoporozu uyarabilir. Yine mide ve ince bağırsakların bir kısmının ameliyatla alınması halinde bozulan kalsiyum emilimi kemik yoğunluğunda azalmaya yol açabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp