osteoporoz nedir vikipedi

Tanımı: Osteoporoz, yaşlılarda ve özellikle kadınlarda sık görülen, kemik miktarının mekanik destek için gerekli olan seviyenin altına inerek azalmasıdır. Yapılan osteoporozlu ve sağlıklı kemik örnekleri arasındaki karşılaştırmalı çalışmalarda kemik dış kısmında incelme ve arada bulunan destek maddesinin sayı ve hacminde azalma gözlenir. Değişik uzmanlar bu destek maddenin %l0-30 civarında azalmasının mekanik direnci azalttığını yani kırılma eşiğinin geçildiğini belirtmektedir. Normal röntgende ise kemik kaybı %30'un üzerinde ise ancak osteoporoz teşhisi ko- nulabilmektedir. Bu kriterlere göre aynı yaş ve cinsiyetteki kontrol grubuna oranla, destek maddesi hacmi daha az olan kişilerde osteoporoz vardım Kemik dokusundaki bu kitle kaybı kemik yıkımının kemik yapımı aleyhine arttığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Osteoporoz sınırının ne zaman başladığını belirlemek, teşhis etmek ve rakamsal olarak tarif etmek mümkün değildir.

Tarihçe ve önemi: Kadınları ilgilendiren ve altı kadına karşın bir erkeğin yakalandığı güncel ve önemli hastalıklardan biridir, çağımızda her ülkede insan ömrü uzadıkça yaşlı kişilerin sayısı artarak osteoporoza çok sık rastlanır olmuştur. Bu kemik hastalığının başlangıç dönemini anlamanın her zaman mümkün olmayışı, teşhis için pahalı ve her kuruluşta bulunmayan aletlere gerek oluşu, hastalık sonucu ortaya çıkan kırıkların tedavisinin zor, uzun süreli ve pahalı oluşu osteoporoz denilen bu hastalığın sosyo-ekonomik önemini açıklar.

Sıklık: Metabolik kemik hastalıkları içinde en sık görülenidir. Adetten kesilmiş kadınların en az yarısında bulunur.Nedeni: Kadınlarda adet kesilmesinden sonra ve yaşlanma ile ortaya çıkan osteoporoza esas veya sebebi bilinmeyen osteoporoz denilir. Ti- roid guddesinin fazla çalışması, şeker hastalığı, beslenme bozuklukları, heparin ve kortikosteroid kullanımı, gibi diğer bazı hastalıklardan sonraoluşan ikinci derecedeki osteoporoz ise ayrı bir gruba girer, çocukluk ve gençlikte osteoporoza çok nadir rastlanır.Hastalığın kesin nedeni belli değilse de çeşitli faktörlerin birlikte oluşunun sebep olduğu söylenmektedir. Yaşlılık, östrojen kaybı ve kortikos- teroidlerin dengesizliği, kötü beslenme ve bağırsakta emilim bozuklukları gibi uzun süre kalsiyumun eksik alınımı, et gibi yüksek proteinli gıdalar alınması, kemik hücrelerinin yaşlanması, az hareket yapılması, normal kilonun altında olma, aşırı alkol, kahve ve sigara kullanımı, kemik yapım ve yıkım işlemleri arasındaki kopukluk en önemli nedenlerdir.Bazı ülkelerde osteoporoz sonucu oluşan kalça, kol, bacak ve omurga kırıklarının sıklığını belirten çalışmalar yapılmıştır. ABD'de 45-49 yaş grubundaki kadınlarda omurga kırığı %17.9 iken 75 yaş üzerindekilerde %89 oranındadır.

Aynı ülkede 1983 yılında 1.300.000 kırık osteoporoz nedeniyle olmuştur, özellikle kalça kırığı olan hastalarda uzun süre hastanede yatma ve cerrahi girişimler yapılmak mecburiyeti vardır. ABD'de bir yılda bu tedavilerin masrafı ve iş gücü kaybı bedeli 3.800.000 dolardır. 65 yaş üzerindeki kadınların %25'inde omurga kırığı osteoporoz nedeniyle olmaktadır. İleri yaşlardaki kadınların üçte biri ve erkeklerin altıda birinde kalça kırığı bu nedenle oluşur. Kalça kırıklarının %20'sinde ölüm ve %50'sinde ise devamlı bakım gereği ortaya çıkar ki bu da bize hastalığın önemini vurgular, ülkemizde osteoporozun sıklık oranı üzerinde çalışılmamıştır. 45 yaş üstündeki 100 kırık vakası ile aynı yaş grubunda 100 ağrın nastada yaptığımız bir çalışmada ağrılı kadınların yarısında osteoporoz bulunmuştur.

Eğer bu hastalık, hekim, hasta ve toplumca bilinerek korunma önlemleri alınır ve osteoporoz oluşması azaltılırsa büyük ekonomi sağlanmış olur.Bazı kişiler bu hastalığa daha yatkındır. Beyaz ırklı, kısa boylu, zayıf, ailesinde bu tip kırıklar olmuş kişiler, fazla doğum yapımı, kalsiyumlu gıdaların az alımı, erken adetten kesilme, aşırı alkol, sigara ve kahve kullanımı, bedensel hareketlerin ve sporun az yapılması, mide ve bağırsak hastalık ve ameliyatlarına bağlı gıdaların emilim bozukluğu, bazı akciğer ve romatizmalı hastalıklar gibi.Klinik özellikleri: Sırt ve bel ağrısı, boy kısalması, bel kemiğinde şekil bozukluğu, kalça, el bileği ve diğer kemiklerin kırığı bıs hastalığın belirtileridir. Genelde bir pencere açma veya hafif bir ağırlık taşıma ile adetten kesilmiş bir kadında ani bel ve sırt ağrısı tarif edilirse önce osteoporoz tanısı düşünülmelidir. Ağrı hafif veya şiddetli, bölgesel veya yayılan tarzda olabilir. Birkaç gün ve ya hafta içinde kendiliğinden geçip tekrarlar. Sonunda bel kemiğindeki şekil bozukluğuna bağlı süreğen mekanik bel ağrısı yerleşir kalır. Tedavi edilmemiş hastalarda sırtta kamburluğa benzer çıkıntı ve 10-20 cm. kadar boy kısalması olur. Hasta öne doğru kıvrılır.

Omurga kırıkları hastadan hastaya değişirse de genelde ortalama yılda bir tane kırık oluşur ve hasta bunu fark etmez. Yalnız birkaç gün süren bir ağrısı olduğu için önemsemez. Yaşlılarda kalçada bu hastalık nedeniyle olan kırıkların yarısı kendiliğinden, yarısı da düşme, kaza gibi nedenlere bağlıdır.Laboratuvar ve röntgen bulguları: Genelde hastalığa özgü laboratu- var bulguları bulunmaz. Erken dönemlerde röntgen bulgularıyla teşhis konulmaz. Ancak bazı kemik dansitesî ölçen özel aletlerle ve total vücut kalsiyumu ölçülerek teşhise varılır. Ancak kemik kitlesi %30 oranı üstünde kaybolmuşsa röntgende belirtiler görülür.Tedavi: Osteoporozu yapan neden gözönüne alınarak tedavi programı çizilir.

Tedavinin süresi en az beş yıl olmalıdır. İlaç tedavisinin yanında bedensel çalışmaları artırma, uygun beslenme, bol güneşlenme ve aşırı alkol, kahve ve sigara kullanımını azaltma esastır. "Bir gramlık koruma, bir kiloluk tedaviden kıymetlidir” atasözü bu hastalık için geçenidir. En etkin tedavi yolu önleyici tedavidir. Bu hastalığa yatkın olan kişilerin 40 yaşından sonra hekim kontrolünden geçerek koruyucu tedaviye girmesi kırıkları önleme açısından yararlıdır. Diğer bir korunma yolu da östrojen (kadın hormonu), kalsiyum, kalsitonin ve D vitamini gibi kemik yıkımını önleyici ajanların kullanılmasıdır. Osteoporozun ilaç ile tedavisi çok uzun süren bir tedavidir, ilerlemiş osteoporoz vakalarında ilaç tedavisi ortopedik tedavi ve rehabilitasyon ile desteklenmelidir.İlaç tedavisi: Kalsiyum, D vitamini, östrojen (kadın hormonu), anabolik steroid ve kalsitonin kemik rezorpsiyonunu durdurur.

Kalsiyum: Eğer günde 100 gr. peynir, bir büyük bardak süt, 250 gr. yoğurt ve 100 gr. et yersek bu gıdalardan aldığımız kalsiyum miktarı 538 miligramdır. Halbuki adet kesimi olmuş bir kadının günde 1000-1500 miligram kalsiyum alması gerekir. Günlük kalsiyum ihtiyacının tümünü gıda ile almak mümkün olamayacağı için her gün 1000 mg. kalsiyum tableti almak gerekir.Tabloda görülüyor ki protein ve kalsiyumu yüksek fakat sağlığımız açısından özellikle damar sertliğine mani olmak için yağı en az olan yağsız- laştırılmış veya yarı yağlı sütler en sağlıklı sütlerdir, zaman zaman süt endüstrilerinin yarı yağlı adıyla piyasaya çıkardıkları sütler son zamanlarda yapılmamaktadır. Bu bakımdan süt sanayiinin özellikle "yağsız süt” sağlaması tüm medeni ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı yaşama katkı açısından büyük bir görevdir.

Yüksek dozda ağız yoluyla kalsiyum alımı böbrek yetmezliği, böbrek taşı olan vakalarda sakıncalıdır. Ayın ilk 20 gününde kalsiyum kullanmak ve son 10 gününde fosfat kullanmak kalsiyumun kemikte birikmesine yardımcı olmaktadır.D Vitamini: Osteoporozlu kişilerde bu maddenin azalmış olduğu gözlenerek İyi ayarlanmış. D vitamini kullanımının yardımcı olabileceği düşünülmüştür D vitamini bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırarak teda-viye yardımcı olur. 50.000 il) haftada bir birkaç ay verilir, sonra ayda bir olarak en az 6 ay devam edilir.

Hormonlar (Östrojen): Östrojen yani kadın hormonu kemik erimesini yavaşlatıp kemik yapımına yardımcı olmaktadır. Tedavi başlangıcında östrojenler çok etkin olmakta, uzun süreli tedavilerde etkileri azalmaktadır. Yan etkileri nedeniyle dikkatle ve devamlı hekim nezaretinde kullanılmalıdır. Östrojenler rahim kanseri, meme kanseri riskini artırabilirler. Su tutulması, trombofilebit (mavi kan damarlarının tıkanması),safrakesesi taşı olan kişilerde kullanılmamalıdır. Her üç veya altı ayda bir kadın-doğum uzmanına gitmeyi öneririz. Küçük dozlarda östrojen verilirken progestin tedavisinin de eklenmesi kanser oluşumunu azaltabilir.

Hastada kırıklar oluşmuşsa östrojen ve progestin dozu iki katına çıkarılmalıdır, çok yaşlı kadınlarda östrojen yerine sentetik anabolik steroidler tercih edilmelidir.

Kalsltonin: 0u ilaç doğal olarak vücutta yapılır. Osteoporosis de kemik yıkıcı hücrelerin aktivitesini durdurarak hastalığı tedavi eder. Ağrının azalması ve hareketin artmasına kadar günde 1 ampul uygulanır. 1-2 hafta sonra gün aşırı kullanılır ve 3-6 ay devam edilir. Bu ilaç kırıkları önler, kemik ağrısını azaltır, hareketi artırır, toplam vücut kalsiyumunu artırır ve kemik yıkımını engeller.

Diyet: Kalsiyum ve D vitamininden zengin gıdalar yenilmelidir. Günlük 1800 kalori altında kalori almak isteyenler için gerekli kalsiyum gıda ile sağlanamayacağından ilave ilaç olarak kalsiyum mutlak verilmek gerekir.Egzersiz: Hastalar günde 2 defa önce düz yolda, sonraları hafif meyilli yüzeylerde 5 dakikadan 30 dakikaya kadar çıkılarak yürümelidlr. Yüzme güzel bir tedavi yöntemidir. Evde veya jimnastik salonlarında şekilde görüldüğü üzere özel egzersizler yapılır. Bunlarda belkemiğinin öne hareketinden kaçınmak gerekir. Daha çok yüzü koyun yatarken sırtı yukarıya kaldırmak, gerilme, derin solunum ve karın kaslarını güçlendirme egzersizleri yapılmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp