osteoporoz nedir ve tedavisi

Osteoporoz Nedir ? : Kemiklerde bulunan kalsiyumun azalması sonucu (kadınlarda, 50'li yaşlardan başlayarak) ortaya çıkan osteoporoz, tipik bir yaşlılık hastalığıdır.Kemiklerin gücü ve kırılganlığı kalsiyum içeriğine bağlıdır. Vücudumuzdaki kalsiyumun yüzde 99'u kemiklerde, yüzde l'i ise kanda bulunur. Kandaki kalsiyum miktarı düşerse kemiklerden kalsiyum çekilir. Kemiklerde sürekli olarak yıkım ve yapım gerçekleşmektedir. Kemiklerde osteoblast hücreleri kalsiyumu artırır. Osteoklast hücreleri ise kalsiyumu uzaklaştırır. 35 yaşa kadar kemiklere yerleşen kalsiyum çekilenden daha fazladır. 35 yaşından itibaren ise kaybedilen daha fazladır. Yaşam boyu kemik kütlesinin yüzde 30 ila 40'ı kaybedilir.

Eğer kemik metabolizmasındaki normal denge bozulursa ve kemik yıkımı, kemik yeni oluşumundan daha fazla olursa osteoporoz ortaya çıkar. Kemik kırığı riski artar. Kalsiyum yavaş yavaş omurga kemiklerinden kaybedilir. Giderek ufak kırıklar, çökmeler oluşur. Boy kısalır, sırt ağrıları ve kamburluk ortaya çıkar.Birkaç sene öncesine kadar hasta ağrılı kemik kırığıyla hekime başvurunca osteoporoz tanısı konurdu. Bugün insanlar sağlık konusunda daha bilinçli ve titiz davranmaktadır. Birçok kronik hastalığın ve de osteoporozun risk faktörlerini tanımak, bunlardan kaçınıp korunmak mümkündür.
OSTEOPOROZA YOL AÇAN RİSK FAKTÖRLERİ

Osteoporoz, kurbanını gelişigüzel seçmez. Genetik ve sonradan kazanılan birçok risk faktörü vardır. Bunların bir kısmı değiştirilemeyen, bir kısmı ise kontrol edilebilen faktörlerdir.

Değiştirilemeyen Risk FaktörleriKalıtım

Çok iyi kemik yoğunluğu ve kemik erimesinin geç başlaması genetik programa bağlıdır. Ayrıca Kuzey AvrupalIların osteoporoz riski yüksek, buna karşılık Afrika kökenli Amerikalıların ise osteoporoz riski düşüktür.Aile büyüklerinde kemiklerinde kırılma olan ya da zaman içinde boyunda belirgin olarak kısalma olan, osteoporoza adaydır.

Hormon Yetersizliği30 ila 35 yaşları arasında kemik yapımı ve yıkımı dengede bulunur. Daha sonra genetik olarak saptanmış olan kemik yıkımı, kadında erkeğe göre da-ha fazla olarak başlar. Menopozda östrojen yapımının azalmasıyla kemik kırıkları ve osteoporoz belirgin olarak artar. Erkeklerde ise bu boyutlarda osteoporoz daha geç, 75 yaşlarından sonra başlar ve erkeklerin yüzde 30'unda görülür.

Kontrol Edilebilen Risk Faktörleri Bedensel Aktivite Eksikliği

Osteoporoz ve kemik kırılması olasılığını artıran en önemli risk faktörü bedensel aktivite eksikliğidir. Genç yatalak hastalar dahi birkaç ay içinde kemik yoğunluğunun yüzde 30'unu kaybeder ve bu kayıplarını ancak birkaç yılda yerine koyabilirler. Örneğin, kol kırığı nedeniyle alçıya alınarak 3 hafta hareketsiz bırakılan kemikte yüzde 6 kemik kaybı olur. Genç astronotlarda, uzayda yerçekimi olmadığından özel egzersiz programlarına rağmen her ay yaklaşık yüzde 1 kemik kütle kaybı olur.

Kaslar, kemiklere bağlantıları aracılığıyla çalışırken kemiğe bağlandığı yerde tüm kemik üzerine kuvvetli uyarı yapar. Bu uyarılar kemikleri geliştirir. Araştırmalar sadece gençlerde değil, her yaşta kas çalışmasının kemik metabolizmasını uyardığını ve osteoporozu durdurduğunu göstermiştir. Bedensel aktivite az olursa kasların çalışması çok aza indiğinden kemiklere olan uyarı azalıp, kemik yıkımı için uygun koşullar hazırlanır.

Ancak yüksek performans amacıyla sürekli antrenman, diyet ve vücut ağırlığı kontrolü yapan bayan sporcularda vücut yağ oranının çok aza inmesi sonucu östrojen (kadınlık hormonu) azalır ve osteoporoz riski artar, âdet bozuklukları görülür. Araştırmalar, vücut yağ oranının yüzde 15'in altına düştüğü bayan atletlerin yüzde 25 ile 50'sinde âdetlerin tamamen yok olduğunu göstermiştir.

Düşük Kilolu Olmak

Zayıf, kilosu düşük kadınlarda kemiklerin kırılma riski daha yüksektir. Buna karşılık, fazla kilolu kadınlar, gerek artmış yağ hücrelerinin fazla östrojen yapmasına, gerekse kemiklerin daha fazla ağırlığı taşımasına bağlı olarak osteoporozdan korunurlar. Şu var ki, önceden osteoporoz varsa aşırı kilolar omurgalara ve mafsallara fazla yük bindirerek şekil bozukluğuna yol açar.
Sigara İçmek

Sigara, osteoporoz riskini de iki kat artırır. Tütündeki birçok kimyasal madde osteoporoza neden olmaktadır. Sağlığını ciddiye alan bir kimsenin sigarayı kesmesi bir zorunluluktur. Nikotin östrojen yapımını frenler ve karaciğerde östrojen yıkımını artırarak erken menopoza neden olur.

Alkol

Ölçülü alkol, örneğin günde bir kez yemekte bir bardak şarap, kemik yoğunluğunu artırmaktadır. Buna karşılık aşırı alkol osteoporoz riskini artırmaktadır. Burada alkoliklerdeki yetersiz beslenme ve karaciğer bozukluğunun da rolü vardır.

Yanlış Beslenme

Vücudumuzun yaşam boyu kalsiyum, vitamin D, diğer mineral ve vitaminlere gereksinimi vardır. Besinlerle yetersiz kalsiyum alımında organizma gereksinimi olan kalsiyumu kemiklerden karşılar. Özellikle gençlerde ve gebelerde artmış olan kalsiyum gereksinimi besinlerle karşılanmalıdır. Diyetler, aşırı yağ ve et tüketimi, tuz ve kafein (kahve) vücuttan aşırı kalsiyum atılmasına ve organizmanın daha az kalsiyum almasına neden olur.

Hormon Yetersizliği

Kadınlar, kadınlık hormonları östrojen ve progesteronla osteoporozdan korunur. Menopozla birlikte bu hormonlar azaldığından osteoporoz riski başlar. Erkekte de erkeklik hormonu testosteron yetersizliği osteoporoza yol açar. Genç erkeklerde osteoporoz özellikle sigara ve testosteron yetersizliğine bağlıdır. Aşırı alkol kullanımı ve aşırı zayıflık da hormon yetersizliğine neden olmaktadır.

İlaçlar

Bazı ilaçlar kemik katilidir. En önemlisi kortizon ve türevleridir. Kortizon, astım, alerjiler, romatizmal hastalıklar, iltihabi incebağırsak hastalıkları ve immün sisteme bağlı diğer hastalıklarda başarıyla kullanılmaktadır. Tedavinin süresi ve uygulanan kortizonun dozuna bağlı olarak osteoporoz ve kemik kırılma riski artar. Böyle durumlarda kortizonla birlikte etkin osteoporoz tedavisinin yürütülmesi gerekir. Kısa süreli kortizon uygulaması, kremler, spreyler osteoporoz riski oluşturmaz. Vücudun aşırı kortizon yaptığı cushing-sendromu olarak adlandırılan hastalıkta aşırı şişmanlık, kan şekeri yüksekliği, dolunay biçimli yüz gibi belirtilerin yanı sıra, osteoporoz oluşur. Osteoporoza yol açan ilaçların listesi uzundur.Osteoporoza neden olan en önemli ilaçlar:

• Tiroid hormonları (yüksek dozda kullanılırsa)

• Kortizon ve türevleri

• Cyclosporin-A (organ naklinde immün sistemin baskılanması için kullanılan ilaç)•Heparin (kan sulandırıcı ilaç)

• Saluretikler (idrar söktürücü)

• Epilepsi ilaçları

• Methotrexat (kanser tedavi ilacı)

• Lityum (depresyon ilacı)

• Alüminyum içeren antiasitler (mide asidine karşı)

• Isoniazid (tüberküloz ilacı)Osteoporoz Riski Testi

• Anne, baba, kardeşlerinizde osteoporoz var mı?

• Düşük kilolu musunuz?

• Sigara içiyor musunuz?

• Kalsiyumdan yoksun mu besleniyorsunuz?

• Osteoporoza yol açan ilaçlar alıyor musunuz?

• Osteoporozu kolaylaştıran poliartrit, akciğer hastalıkları, diyabet gibi bir hastalığınız var mı?

• Spor yapmıyor musunuz?

• Daha önce kemiklerinizin birinde kırılma oldu mu?

Üçten fazla soruya evet yanıtı veriyorsanız osteoporoz riskiniz yüksektir.

Osteoporoza Karşı Erken Önlemler ve Tedavi

Osteoporozdan kaçınılabilir, hatta hastalık erken dönemlerde iyileştirilebilir. Eğer kemik yoğunluğu ölçümü osteoporozu göstermiyorsa ve önemli risk faktörleri mevcut değilse aşağıdaki önlemler osteoporozu önlemek için çok yararlıdır.

Kalsiyum

Osteoporozdan kaçınmak ve osteoporoz tedavisi için en önemli madde kalsiyumdur. Yetişkin bir kimsenin vücudunda 1 kg'dan fazla kalsiyum vardır. Bu miktarın yüzde 99'u kemiklerde bulunur. Maksimum kemik kütlesi, 35 yaşma kadar sağlanır. Bundan sonra iniş, yani kayıp başlar. Bundan dolayı büyüme çağında yeterli kalsiyum ve D vitamini alarak güçlü kemik yapısına sahip olmak, ilerleyen yaşlarda osteoporoz riskini azaltmak bakımından önemlidir. Kemik büyümesi durduktan sonra yeterli kalsiyum almak, erişilmiş olan kemik yoğunluğunu uzun süre korumak ve doğal kemik kütle kaybını en aza indirmek amacıyla yaşam boyu sürdürülmelidir.Süt ve süt ürünleri kalsiyum yönünden zengindir

Günlük alınması salık verilen kalsiyum miktarı, 1-9 yaşlarda 500 mg, 9 yaştan itibaren günde 1000 ila 1500 mg'dir.Kalsiyum Yönünden Zengin Besinler: Süt ve süt ürünleri kalsiyum yönünden zengindir. Taze yeşil sebze, meyve ve tahıl ürünleri kalsiyum için iyi kaynaklardır. Ek olarak alınacak B vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimi- ni artırır.

Kalsiyumca yüksek maden suları da organizmanın kalsiyumunun karşılanmasında yararlıdır. Besinlere ek olarak kalsiyum tabletleri alımma doktor karar vermelidir. Vücut, kalsiyum tabletlerinden kalsiyumun bir kısmını alır. Örneğin 500 mg. kalsiyum karbonat tabletinden sadece 200 mg. kalsiyum alınır. Diğer kalsiyum tuzlarından alman miktarlar daha da düşüktür. Kalsiyum sitrat, böbrek taşlarından koruduğu ve bağırsaklardan demir alimini önlemediği için tercih edilir.

Kalsiyumdan En İyi Biçimde Yararlanmak İçin Öneriler: Sütteki laktoz (süt şekeri), vitamin C, yağ ve proteini az besinler, bağırsaklarda kalsiyumun emilimini artırır.Aşırı lifli besinlerle (tam tahıl ürünleri, kabuklu yemişler, meyve, fındık, ceviz ve yeşillikler) birlikte kalsiyum alınırsa bağırsaklardan kalsiyum emili- mi azalır.

Tek seferde 500 mg'den fazla alınmamalı ve günlük miktarı 2 veya 3 defada alınmalıdır. Yatmadan önce alınan kalsiyum, gece kemik erimesini önler. Kalsiyum, yağlı besinlerle birlikte ve demirle ya da demir içeriği yüksekbesinlerle birlikte alınmamalıdır. Bu iki maddenin oluşturduğu bileşimin bağırsaklardan emilimi olanaksızdır.

Vitaminler

Vitamin D, kalsiyumun bağırsaktan emilimini iyileştirir. Günde 15 dakika güneş banyosu vücudun yeterli vitamin D yapımını sağlar. Ancak yaşam koşulları, cilt kanseri korkusuyla güneşten kaçınma ve yaşlılarda ciltte D vitamininin ön maddesinin azalması nedeniyle günlük 800 IU D vitamini tableti almak mantıklıdır. Ayrıca günde 500 mg. C vitamini de kemik hücrelerinin gelişimini destekler. Vitamin K ve B12 ile folik asit de sağlıklı kemikler için önemli rol oynar.

Hareket

Hareket sadece kasları ve eklemleri değil, aynı zamanda kemikleri de güçlendirir. ister 20, ister 80 yaşında olalım, bedensel aktivite, kasların kemiklere bağlantıları aracılığıyla kemik hücrelerini yeni kemik yapımı için uyarıcıdır. Her hareket, osteoporozdan kaçınmak için ilaçlardan daha önemlidir.

Sigara

Sigara karaciğere toksik etkisiyle D vitamininin etkinliğini azaltır, ayrıca östrojen yıkımına yol açar. Sigaranın bu antiöstrojen etkisi, menopozda uygulanan östrojen tedavisinin tüm etkisini yok eder. Erkekte de sigara testosteron düzeyini düşürür. Kısaca sigara, kadında ve erkekte kemiklere zarar verir. Ayrıca sigara içenlerin vücudunda kemiklere zarar veren kadmiyum, kurşun, sayısız diğer toksik maddeler yüksek konsantrasyonlarda bulunur.

Kemik Hırsızı Besinler

Kafein: İdrarla kalsiyum atıhmmı artırır. Ayrıca kalsiyum besinlerle de az alınıyorsa kanda kalsiyum düzeyinin düşmesi parathormon salgılanmasına yol açar ve böylece kemiklerden kalsiyum çekilir. Kahve tüketimini smırlan- dıramayan kimse, her kahve içiminde bir bardak süt içmelidir.Şeker: Şekerde, kalori sağlaması dışında vücut için yararlı hiçbir besin maddesi yoktur. Aksine şekerin vücutta işlenmesi sırasında birçok vitamin kullanılır ve kalsiyum, magnezyum ve diğer minerallerin böbreklerle atılması artar. Ayrıca şeker bağırsaklardan kalsiyum emilimini önler. Özellikle şekerli kahve, kolalı içkiler gibi şeker ve kafeinin birlikte olduğu besinler, gerçek bir kemik yiyicidir.

Tuz: Günlük tuz gereksinimi 3 ile 5 gramdır. Oysa gerçek tüketim 10 ila 15 gram olmaktadır. Her 0,5 gram tuz, kemiklerden 20 mg. kalsiyum çekmektedir. Yeni araştırmalar, tuz tüketiminin kısıtlanmasının osteoporoz riskini azalttığını göstermektedir.

Protein: “Her şeyin çoğu zarardır", kemikler için de geçerlidir. Alman proteinler vücutta metabolize olurken, asitler oluşur. Bu asitlerin böbreklerle atılması daha önce kalsiyumla nötralize olduğunda mümkün olur. Bu bakımdan aşırı protein tüketiminde kalsiyum alımı yetersizse, eksik kalsiyum kemiklerden sağlanır. Az et tüketenlerin ve vejetaryenlerin (sebzeyle beslenenler) kemik yapıları sağlamdır. Buna karşılık aşırı hayvansal protein ve az kalsiyum alan Eskimolarda, diğer Avrupa ülkeleri halkalarına göre yüzde 20 daha yüksek kemik kaybı saptanmaktadır.

Yağlar: Kemiklerin belirli bir miktar yağa gereksinimi vardır. Ancak aşırı yağın zararı vardır. Aşırı yağ, kalsiyum ve magnezyum kaybı ve kemik erimesine yol açar. Az yağ tüketen Uzakdoğu ülkelerinde, Amerika'ya göre osteoporoz riski belirgin olarak düşüktür.İlaçlar: Osteoporoza yol açan başta kortizon olmak üzere bir sürü ilaç vardır. Yukarıda en önemlileri yazılan bu ilaçları almaktan kaçınmalı, zorunlu ise osteoporozu önleyici önlemlerle birlikte alınmalıdır.

Tanısı

Kemiklerin durumunu belirlemenin en iyi yolu, kemik yoğunluğu ölçümüdür. En ideal ölçüm, DEXA (Dual Energy X-ray Absorptiometry) yöntemidir. Birkaç dakikada ölçüm yapılır. Işın alma riski en azdır. (Bir röntgen filminin yüzde 1 ila yüzde 10'u kadar.) Bu nedenle yıllık kontroller için idealdir.Radyasyonsuz bir alternatif ultrasonik ölçümdür. Sonuçları yaklaşıktır ve tarama amacıyla yapılır.Teşhiste, osteoporozun, temelde yatan bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkıp çıkmadığının belirlenmesi önemlidir. Araştırmalar, osteoporoz vakalarının kadınlarda yüzde 10'unun, erkeklerde yüzde 50'sinin böyle birincil bir hastalığa bağlı olduğunu göstermektedir. Kanser, kalp, böbrek, tiroid hastalıkları, iltihabi hastalıklar osteoporozun esas nedeni olabilir.TedavisiOsteoporozun tedavisinde temel maddeler kalsiyum ve vitamin D'dir. Bu maddeler, her tedavi seçeneğine eklenmelidir. Günde 1000 mg. kalsiyum ve 1000 IU D vitamini salık verilmektedir. Bir bardak süt, 360 mg. kalsiyum içerir.

Böbrek taşı riski olan ve yüksek kan kalsiyum düzeyli kimseler, kalsiyumu doktor kontrolünde almalıdırlar.Kadınlarda hormon replasman tedavisi sadece osteoporozu önlemek içindüşünülüyorsa, gereksizdir. Bunun için çok etkin diğer ilaçlar (bisfosfonat- lar) vardır. Bitkisel östrojenler de sakıncasız kullanılabilir. Ayrıca östrojen- lerin bazı etkilerine sahip olan, ancak yan etkileri olmayan SERMS (selective estrogen receptor modulators) olarak tanımlanan maddeler vardır. Raloxifen (Evista), bunların en gelişmişidir. Osteoporozdan, kalp ve damar hastalıklarından koruyucu olarak günde 60 mg. kullanılır.

Erkekte osteoporoz genelde testosteron eksikliğine bağlıdır. Bu durumda testosteron replasmanı, tercih edilen tedavidir. (Androtop gel 50 mg, günde bir kez kola ya da karma sürülür.) Ancak tedaviye başlamadan önce prostat kanserinin yokluğundan emin olunmalıdır.

(Kanda PSA kontrolü.)Modern bisfosfonatlar, osteoporoz tedavisinde devrim yarattı. Özellikle haftada bir kez 70 mg. Fosamax, her yaşta hastaya kolay uygulanmaktadır. Östrojen ya da raloxifenle birlikte uygulanabilir ve etkinliği artar.Modern bisfosfonatlarm alım kolaylığı ve etkinliği, kalsitonin ve etidronat gibi diğer tedavi seçeneklerini geri plana itmiştir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp