Miyozit Tel

Miyozit Tel :
Genellikle tropikal ülkelerde görülmesi nedeniyle "tropikal miyozitis" olarak da adlandırılır. Nadir bir hastalık olmasına rağmen, son yıllarda ılıman kuşakta bir artış dikkati çekmektedir . Artış muhtemelen immün direnç kırıklığı olan hastaların artışı yanında, tanı yöntemlerindeki gelişmelerle de ilgilidir.
Piyomiyozit en sıklıkla kuadriseps kasını tutar.Genellikle soliter abse şeklindedir.Ancak % 40 olguda çok sayıda abse şeklinde görülebilir. Başlangıçta lokal ağrı, endurasyon, ateş olup ESR artışı ve lökositoz saptanır. Bu esnada infekte kasın aspirasyonunda püy gelmez. İnfeksiyonun deri yüzeyine göre derinde oluşu nedeniyle eritem her zaman beklenen bir bulgu değildir. Bu dönemde infeksiyon akla gelmeyebilir. Olayın ilerlemesi ile genellikle 2. haftada kasta püy toplanması ortaya çıkar. Ateş, ağrı ve ödem vardır. Deri sıcaktır.Genellikle eritem yoktur. Son aşamada ise lokal bulgu olarak eritem, hassasiyet, fluktuans dikkati çeker ve bakteriyemi, sepsis ile çeşitli organların tutulumu vardır. Kasın stafilokoksik infeksiyonlarında olaya toksik şokun eşlik ettiği olgularda bildirilmiştir.
Olguların %20-50'si hastalık öncesi künt bir travmadan aşırı egzersizden söz etmektedir.
Etyoloji : Etken % 95 olguda Staphylococcus aureus'dur. Kuzey Amerika ülkelerinde ise bu oran %75 tir. Diğer gram pozitif bakteriler (streptokoklar), gram negatif enterik basiller ve nadiren Neisseria gonorrhoea ve Haemaphilus influenzae etken olabilmektedir. Anae
rob bakteriler, mikobakteriler, funguslar da immün yetmezlik durumlarında etken olabilmektedirler .
Tanı : Lokal kas ağrısı, ateş ve lökositoz özellikle immun yetmezlikte piyomiyoziti akla getirir. Kan kültüründe tropikal bölgelerde % 20-30 civarında üreme olurken bu oran ılıman iklimde % 5 civarındadır. Endurasyon veya fluktuasyon olan kas bölgesinden püy aspirasyonu ve kültür ile tanı konabilir. Serum kas enzimleri düzeyleri normal veya artmış bulunabilir. MR ( magnetic rezonans) ve CT (komputerize tomografi ) erken tanı için yardımcıdır .
Ayırıcı tanıda osteomiyelit, septik artrit, apendisit, divertikülit, kas hematomu, sellülit, sarkoma, tromboflebit akla gelebilir. Karın kasları tutulduğunda apendisit, hepatit, abdominal perforasyon; psoas kası tutulduğunda renal abse, renal kolik, vertebral osteomiyeliti taklit edebilir.
Tedavi : Absenin ultrasonografi yardımı ile drenajı ve antibiyotik tedavisi tedavinin esasını oluşturur. Fluktuasyon öncesi dönemdeki tedavide sadece antibiyotik yeterli olabilir. Ampirik antibiyotik seçiminde drenaj örneğinden yapılan direkt preparat yol gösterici olabilir. Başlangıç tedavisinde genellikle stafilokoklara etkili bir ilaç, gram-negatif basil ve ilgili bir ipucu varsa aminoglikozit kullanılır. Streptokok izole edildiğinde penisilin G tercih edilmelidir. Uygun antibiyotik tedavisine rağmen ateşin devamı, drene edilmemiş bir diğer süpüratif odağı akla getirmelidir. Özellikle ön tibial bölgede kompartıman sendromu söz konusu ise drenaj yanında fasiotomi ve debridman gerekebilir.
BAKTERİYEL MİYOZİTLER
Grup-A- Streptokokal Nekrotizan Miyozitis
A grubu streptokoklar fulminant seyirli bir miyozite neden olurlar ( perakut streptokokal piyomiyozit, streptokokal nekrotizan miyozit, streptokokal gangrenöz miyozit) Miyozite, nekrotizan fasiit ile birlikte toksik şok benzeri bir tablo eşlik edebilir. Son yıllarda bu tür vakaların artmış olması dikkatleri bu konu üstüne çekmiştir. Ateş, ağrı, ödem bazen deri üstünde eritamatöz, bazen peteşi ve veziküllü lezyonlar görülebilir. Farenjit ve tonsillit olaya eşlik etmeyebilir. Başlıca laboratuvar bulguları lökositoz ve serum kreatin fosfakinaz artışıdır. Klinik olarak streptokokal nekrotizan fasiit ve spontan klostridial myonekrozisten ayırımı güç olabilir. Dokuda gaz saptanması spontan klostridial miyonekrozis ayırıcı tanısını yapmada yardımcı olabilir. Ultrasonografi, CT ve MR tanıda yardımcı olur.Tedavi fasiyotomi, nekrotik dokunun cerrahi debridmanı ve penisilin başta olmak üzere yüksek doz antibiotik tedavisini kapsar. Penisilin G her 3 veya 4 saate 2 milyon i.v olarak , klindamisin 6-8 saattebir 600 mg i.v. olarak kullanılır. Antibiyotiğe ne kadar erken başlanırsa sonuç o kadar iyidir. Ancak mortalite % 80 gibi yüksek bir değerdedir .
Gazlı Gangren (Klostridial Myonekrozis)
Gazlı gangren Clostridium perfringens vediğer Clostridium türlerinin toksinleri ile yol açtıkları hızla ilerleyen hayati tehlikesi yüksek bir infeksiyondur.Post travmatik olarak kirli penetran bir yaralanma sonucu meydana gelebileceği gibi, barsak veya safra kesesi ile ilgili bir cerrahi müdahale sonunda veya kriminal abortus ile gelişebilir. Çok nadiren parenteral tedavi (intramuskuler epinefrin tedavisi) sonrasında gelişen olgular bildirilmiştir. Granulostopenik bir hastada basit bir venöz girişim bölgesinde gelişen ağır bir olgu bildirilmiştir. Spontan (nontravmatik) gazlı gangren ise bazı gastrointestinal hastalıkların(kolon kanseri, divertikülit, barsak infarktı, nekrotizan enterokolit, volvulus) varlığında,lösemi, lenfoma, radyoterapi, kemoterapi ve nötropeni olan diğer durumlarda gelişebilen bir klinik tablodur. Etken daha çok Clostridium septicum dur.
Nonklostridyal (Krepitan) Miyozit
Clostridium türleri dışında diğer bazı bakterilerin (Anaerob streptokoklar, Clostridium dışındaki diğer anaeroblar ve Aeromonas hydrophila) oluşturduğu bir miyonekrozis tablosudur. Etken çok nadiren de Klebsiella (Diyabet mellitusda), Proteus türleri ve Bacillus Cereus (Arteriyel graft trombozunda) olabilir .
Anaerobik streptokokal miyonekrozis
Klinik olarak ödem ve seropürülan bir akıntı vardır. Gazlı gangrende olduğu gibi gaz ve kötü koku saptanabilir. Ancak ağrının daha geç bir dönemde ortaya çıkması, deride eritem bulgusu, kasın uyarıya cevap vermesi gibi farklılıklar gazlı gangrenden ayırmaya yardımcı olur.Ayrıca eksudada bol lökosit ve gram pozitif kokların saptanması ile ayırıcı tanı yapılır. İnfeksiyon etkeni olarak genellikle streptokoklar ve stafilokoklar birlikte saptanır. Bacillus subtilis de olaya eklenebilir. Tedavi yüksek doz penisilin ve gerekiyorsa antistafilokokal etkili bir antimikrobiyalin kullanımını ve cerrahi debridmanı kapsar Sinerjistik nonklostridyal anaerobik miyonekrozis: Sinerjistik nekrotizan selülit olarak da bilinen bu infeksiyon deri, subkutanöz doku, fasya ve kas tutulumu ile seyreden ağır bir tablodur. Kültürlerde en sık saptanan bakteriler Bacteroides türleri ve anaerop streptokoklar ile gram negatif enterik basillerdir. Tedavi bu etkenlere yönelik antibiyotik kombinasyonlarını ve cerrahiyi içerir .
İnfekte vaskuler gangren Bu infeksiyonun en sık nedeni diyabet mellitusda görülen arteriyel yetmezlikdir. Etken mikroorganizmalar Bacteroides, Proteus türleri ve anaerop streptokoklardır. Gaz oluşumu ve kötü koku olabilir. Arteriyel graft trombozu ile Bacillus cereus un etken olduğu krepitasyonla seyreden bir miyonekrozis gelişebilir.
Aeromonas hydrophila miyonekrozisi
Tatlı su ortamındaki balık veya başka bir su canlısı tarafından oluşturulan penetran yaralanmalar sonunda geliştiği bildirilen ve gazlı gangreni taklit eden bir tablodur. Bakteriyemi gelişebilir. Aeromonas hydrophila nın duyarlı olduğu bir antibiyotiğe ek olarak cerrahi debridman yapılır .

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp