Memede Şişkinlik

Memede Şişkinlik

Kadınların doktora en sık başvurmasına neden olan " şikayeti; meme ağrısıdır. Sağlıklı kadınların çoğunda hafif veya şiddetli, özellikle adet döneminden önce ortaya çıkan meme ağrısı vardır. Meme ağrısı nedeniyle Genel Cerrahi Uzmanlarına yapılan başvuruların önemli bir kısmında neden çevresindeki olaylardan etkilenerek meme kanserine yakalanmış olma korkusudur. Sigara kullanımı, fazla kahve (kafein) tüketimi ve stres, meme ağrısını arttıran nedenler arasında yer alır. Meme ağrıları adet döneminin herhangi bir döneminde yani adetten bağımsız bir şekilde ortaya çıkabilirler. Bazı meme ağrıları ise dönemseldir. Meme ağrısının en sık sebebi memedeki yapısal değişiklikler (fibrokistik değişiklikler: kanserle ilişkisi yoktur), kistler ve iltihaplardır. Kanserin meme ağrısına yol açması pek olağan değildir (kanserlerin %1-2’sinde meme ağrısı olur). Ağrının kanseri düşündürmesi için memenin belli bir bölgesinde, bir kitle ile birlikte, kanlı meme başı akıntısı ile birlikte ve sebat eden ağrı olması gerekir. Meme kanallarında olan genişlemeler, göğüs duvarının kas ve kemiklerinden kaynaklanan ağrılar, göğüs sinirlerinden kaynaklanan ağrılar da benzer yakınmalara sebep olurlar.

Özellikle adet öncesi dönemde ortaya çıkan ve adet kanamasıyla birlikte ortadan kaybolan meme ağrıları doğurganlık çağında sık görülürler. Adet öncesi sendromunun belirtilerinden biri olarak ortaya çıkabilecekleri gibi adet öncesi dönemin tek belirtisi de olabilirler. Dönemsel meme ağrıları sıklıkla otuzlu yaşlarda görülür ve adet kanamasından 7-10 gün önce başlar ve adetin başlamasıyla ağrı şiddeti azalır. Ağrı genellikle her iki memede mevcuttur ve meme dokusunun en yoğun olduğu üst dış kadranlarda daha sık ve şiddetlidir. Dönemsel meme ağrısı koltukaltı bölgesine, kola ve hatta dirseğe doğru yayılabilir. Dönemsel meme ağrısı basit bir hassasiyet şeklinde olabileceği gibi, sütyen giyilmesinin bile ağrıyı şiddetlendirdiği, biriyle kucaklaşmanın veya yüz üstü yatmanın bile dayanılmaz olduğu durumlar da söz konusu olabilir. Bu tür ağrılar sıklıkla kronikleşir ve kadınların % 80''inde ağrılar menopoza kadar devam eder. Adet dönemiyle hiçbir ilişkisi olmayan ve nedeni tam olarak aydınlatılamamış tipte meme ağrıları genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar ve bazen menopoz çağındaki kadınlarda da oluşabilir. Ağrılar düzensiz aralıklarla oluşur ve meme dokusunun bir bölümünde olabileceği gibi tüm memeye de yayılabilir. Bu tür ağrılar genellikle "yanma", "çekilme", "sızlama", "zonklama" şeklinde olabilir.

Dönemsel ağrılarda olduğu gibi koltukaltı bölgesine veya kola yayılabilirler. Bu tür ağrılar başladıktan sonra 2-3 yıl devam edebilir. Kadınların yarısında ağrılar bu süre içerisinde hafifleyerek kendiliğinden geçer. Yirmi yaşından itibaren her ay düzenli bir şekilde kendi memelerinizi muayene etmekte fayda vardır. Böylece memelerinizin doğal yapısına aşina olur ve herhangi bir değişiklik veya kitle söz konusu olduğunda kolayca ayırt edebilirsiniz. Adet dönemlerinde memelerde dolgunluk ve sertleşme olur. Dolayısıyla kendi kendine meme muayenesi yapmak için en uygun zaman adet kanamasından sonraki haftadır. Meme kitleleri iyi huylu (selim) veya kötü huylu (habis) olabilirler.

Memede iyi huylu kitleler:
1. Kistik Hastalık (Fibrokistik meme hastalığı): Kadınlarda en çok görülen meme kitlesi sebebidir. Bu kistlerin içleri sıvı dolu olup adet öncesi dönemde sıvı miktarı artar, memede gerginlik ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar. Her iki memede de yaygın olup büyüdüklerinde yuvarlak düzgün hareketli sertçe kitleler halinde ele gelirler. Genellikle menopozdan sonra kaybolmaya başlarlar.

2. Yağ bezeleri (lipomlar): Değişik büyüklükte tek, ağrısız, yuvarlak değişik büyüklükte meme kitleleridir. İçerisinde yağ dokusu bulunur. Vücudun meme dışında birçok yerinde de görülebilirler.

3. Fibroadenomlar: Daha çok gençlerde görülen, genellikle tek, yuvarlak, oval, sert, hareketli, çoğu zaman ağrısız iyi huylu meme kitleleridir. Çoğunlukla tesadüfen fark edilirler.

4. Papilloma ( intraduktal papilloma): Meme başı arkasındaki ana süt kanalı duvarında gelişen siğil benzeri yapılardır. Meme başından kanlı bir akıntıya neden olurlar.

Memenin kötü huylu (habis) tümörleri başlıca üç bölgesinden gelişebilir.
1. Meme kanalı kanserleri: En sık olan habis meme tümörü tipidir.

2. Meme bezi kanserleri: Bu kanser türü meme bezinin kendisinden kaynaklanan ve lobüler kanser adı verilen kanser tipidir.

3. Ara dokuların habis tümörleri: En nadir olan meme kanseri türüdür ve bez ile kanlarlının arasındaki bölümden kaynaklanırlar. Meme kitleleri başlıca ikiye ayrılır. İlki elle fark edilebilen kitlelerdir. İkincisi ise elle fark edilmeyen ve sadece görüntüleme yöntemleri ile belirlenebilen tümör tipleridir.

Burada şu yöntemlerden yararlanılır.
1. Meme ultrasonu: Özellikle kistleri, katı (solid) kitlelerden ayırt etmekte faydalıdır.

2. Mamografi: Elle hissedilemeyen çok küçük kitlelerin bile görülmesini sağlar. Özellikle 40-50 yaşından itibaren düzenli aralıklarla yapılması tavsiye edilmektedir.

3. İğne biyopsisi: Kitle içerisinden hücre örneği alarak mikroskop altında inceleme amacıyla yapılır. Özellikle elle hissedilebilen kitlelerde önem kazanır.

Meme kitlelerin değerlendirilmesinde:
1. Elle muayene: Kişinin kendi kendini veya hekim tarafından yapılan elle muayenedir.

2. İğne ile sıvı örneği alınması: Hekim tarafından yapılır. Memedeki kitle içine enjektörle girilir ve eğer sıvı varsa enjektör içine çekilir. Bu yötemle kitlenin kist veya katı olup olmadığı tesbit edilmiş olur. Aynı zamanda alınan sıvı patolojik incelemeye gönderilir. Kistik kitleler bu yöntemle boşalırlar ve aynı zamanda tedavi edilmiş olunurlar.

3. İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Katı (solid) kitle varlığında uygulanır. Enjektöre hücre emilir, bu hücreler cam üzerine püskürtülüp patoloji uzmanı tarafından incelenir. İşlem direkt olarak hissedilen kitleden veya ultrasonografi eşliğinde yapılabilir.

4. Ultrasonografi: Memenin ses dalgaları ile incelenmesini sağlar. Memedeki kitleleri, kitlenin kistik veya katı olup olmadığını belirlemede faydalıdır.

5. Mamografi: Memenin röntgen ile incelenmesidir. Erken dönemde meme kitlelerinin tanısını sağlar. Kitlenin iyi veya kötü huylu olduğunu belirleyebilir. Bazen kitle ele gelmeden tanı koydurabilir.

6. Biyopsi: Kitlenin lokal veya genel anestezi ile cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Kitle tamamen (eksizyonel) veya kısmen (insizyonel) olarak çıkartılıp patolojik incelemeye gönderilir. Memede kitle tespit edildiği zaman Genel Cerrahi Uzmanı’na başvurmak gerekir ve cerrah bu yöntemlerin bir veya birkaçını uygulayarak kitleyi incelemeye alır ve kesin tanıya varılır.

MEMEDE AGRI

Genel anlamda mastalji olarak ifade ettigimiz bu agrılar sebepsel olarak pek çok nedene dayanır şöyleki:
- memede enfeksiyon,
- biryere çarpma (travma),
- ekzama türü veya başka sebeplere baglı memederisi hastalıklarına ikincil agrılı degişmeler
- gebelik , gebelik sonrası süt verme döneminde olagelen degişmeler ile
- ergenlik döneminin başında olagelen degişmeler sonucu agrıları bir kenara bırakırsak.

Doktora mememde agrı var diye gelen hastalarda esas sorun bunlar degildir. Bu hastalar genelde 15~45 yaş arası kadınlar olup dogurganlık çagındaki kadınlardır.En sık yakınmaları:
- memede dolgunluk,
- memede agrı,
- memede elektrik çarpmasını andıran bir kaç saniye süren bir his,
- memelere bazen sütyen takamıyacak kadar hassas hissetmesi,
- memede yanma hissi,
- bu yakınmalar her iki memede aynı anda olabildigi gibi sadece bir memede bazen de bir memenin degişik bölgelerinde olagelmektedir.
Bu agrılar esas olarak adet dönemlerini izleyen bizim siklik agrı dedigimiz periyodik karekterde olanlar ve adet görsün görmesin sürekli agrı şeklinde olanlar yada bizim non siklik agrı dedigimiz periyodik olmayan agrılar şeklindedir.

Meme kanseri riski;

Bilinen BRCA1 or BRCA2 gen mutasyonu olan kişilerde, birinci derecede akrabalarında (anne, baba, kardeş veya çocuğunda) BRCA1 or BRCA2 gen mutasyonu olan kişilerde, 10-30 yaşlara arasında radyasyon veya ışın tedavisi görmüş olan kişilerde,Kendisinde veya akrabasında Li-Fraumeni sendromu, Cowden sendromu, veya Bannayan-Riley-Ruvalcaba sendromu gibi hastalıklar olanlar meme kanseri açısından yüksek risk grubunda olarak kabul edilirler.
Memede şayet şüpheli bir kitle belirlenirse ilgili hekim bu bölgeden bu konuda deneyimli bir Radyoloji Uzmanı’ndan ultrasonografi veya MR eşliğinde biopsi örneği almasını isteyebilir. Bu örneğin patolojik incelemesi sonucunda tedavi şekillenecektir. Meme nedeniyle tetkik yapılan kadınların % 8-10’unda iğne biopsisine gerek duyulur.
Memede katı (solid) kitle görülmesi bir diğer dikkate alınması gereken konudur. Memedeki katı kitleler iyi huylu (fibroadenom) veya kötü huylu (meme kanseri) olabilirler. Kistler içi sıvı dolu olan birikintilerdir ve kanser riski taşımazlar. Memede katı (solid) kitle ve kist ayırımı başlıca meme ultrasonografisi ile yapılır ve bu şekilde kistlerde bir enjektör yarımı ile sıvı da çekilebilir.

Çobançantası kompresi: 
Emziren anneler genellikle memelerinin şişmesinden şikayet ederler. Bir çobançantası buğu kompresi kısa sürede rahatlatabilir.İçinde su kaynayan bir tencerenin üstüne oturtulan süzgece 2 avuç dolusu ince kıyılmış (taze bitki daha etkilidir) bitki koyulur. Buhar bitkileri ısıtır ve yumuşatır. Sıcak bitkiler bir tülbende yayılır ve tülbendin iki ucu birbirinin üstüne atılarak bir kompres paketi oluşturulur. Bu kompres şiş memeye yatırılır. Isı kaybını önlemek için, kompres yumuşak ve sıcak bir bezle veya havluyla örtülür ve birkaç saat etkilemeye bırakılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp