Meme Başı Akıntısı Ne Renk Olur?

Meme Başı Akıntısı Ne Renk Olur? : Meme başı akıntısı beyaz süt rengi, sarı, yeşil, koyu yeşil, siyaha yakm, koyu kahverengi, su gibi berrak, kan rengi gibi renklerde olabilir. Kıvamı su gibi akıcı olabilir veya boza kıvamında olabilir.

Meme Başı akıntısı, emzirme dönemi dışında, meme kanal veya kanallarından köken alan sıvının meme başının yüzeyinde görülmesidir. Kadınlarda meme ile ilgili şikayetler arasında kitle ve ağrıdan sonra 3. sırada yer almaktadır. Meme ile ilgili şikayetlerin %3-10’unda ilk belirti olarak karşımıza çıkmakta, tüm iyi huylu meme hastalıklarının % 10-50’sinde görülebilmektedir.

Memelerde bulunan süt bezlerinden emzirme döneminin dışında da az miktarda salgı devam etmektedir. Süt kanallarında bulunan tıkaçlar bu salgının meme başının yüzeyine çıkmasını engellemektedir. Buna rağmen herhangi bir hastalık olmamasına rağmen; fiziksel ve duygusal stres, beslenme (gün ortası ve yüksek proteinli yemek), uyku, seksüel aktivite, aşırı egzersiz ve memenin aşırı uyarılması sonucu meme başı akıntısı görülebilir.

Hastalarda doktora başvuru nedeni genellikle kanser korkusu veya aşırı akıntının verdiği rahatsızlıktır. Bununla birlikte günümüzde olguların çoğunda akıntıya yol açan nedenin iyi huylu bir hastalıktan kaynaklandığı bilinmektedir.

Aşağıdaki durumlarda meme başı akıntısı kanser habercisi olabilir. Mutlaka doktorunuza başvurunuz.
40 yaşından büyükseniz,
Akıntı tek taraflı ise,
Kendi kendine oluyorsa,
Su gibi berrak veya kanlı ise,
Kitle eşlik ediyorsa,

TANI

Meme başı akıntısının hasta ve doktor için önemi az da olsa meme kanseri ile birlikte görülebilme olasılığıdır. Bu nedenle tanısal değerlendirmede en önemli nokta olası meme kanserinin ekarte edilmesidir.

Öykü

Öyküde doktorunuzun sorgulayacağı en önemli noktalardan biri akıntının spontan yani kendi kendine olup olmadığıdır. Meme başı akıntısının patolojik kabul edilmesi için hiçbir zorlamaya dayanmayan, kendiliğnden akıntı olması gerekir. Kadınlarda meme masajı sonrası % 20 ve meme başının aspirasyonu sonucu % 50’ye varan oranlarda akıntı olabilir.

Akıntının tek veya iki taraflı olması tanı için önemlidir. Fizyolojik değişiklikler ve sistemik hastalıklara eşlik eden akıntılar genellikle iki taraflı akıntıya neden olurken, meme ile ilgili bozukluklar tek taraflı akıntıya yol açarlar.

Renk ve içeriğine göre temel olarak 7 tip meme başı akıntısı tarif edilmiştir; beyaz (süt gibi), çok renkli ve yapışkan, pürülan (iltihaplı), berrak (su gibi), sarı, pembe ve kanlı. Beyaz akıntı süt verme dönemi dışında genellikle galaktorede gözlenirken, Chiari-Frommel, Forges-Albright gibi bazı endokrin sendromlarda da görülebilir. Pürülan akıntı mastit yani meme enfeksiyonları ve süt kanalının absesinde görülürken, duktal ektazide (süt kanallarının genişlemesi) görülen akıntı genellikle çok renkli ve yapışkandır (6). Pembe , kanlı ve berrak (su gibi) akıntılara, kanser veya kanser öncüsü meme bozuklukları ile olan olası birlikteliklerinden dolayı daha dikkatli yaklaşılmalı, ileri tetkiklerle bunlar mutlaka ekarte edilmelidir.

Yaş meme kanseri için bağımsız bir risk faktörüdür. Bu nedenle özellikle 50 yaş üzeri kadınlarda meme kanseri açısından daha uyanık olmalıyız. .

Menapoz öncesi dönemde fizyolojik akıntılarda, akıntı menstrüel periyodla (adet döngüsü) ilişkili olabilir.

İlaç kullanımı önemlidir. Alfa metil dopa, rezerpin ve kalsiyum kanal blokeri gibi hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar başta olmak üzere H2 reseptör blokerleri (mide asit düzenleyici), doğum kontrol hapları ve menapoz döneminde östrojen replasman tedavisi meme başı akıntısına yol açabilirler.

Geçmiş medikal öykünüz önemlidir. Özellikle tiroid ve böbrek sistemi ile ilgili hastalıklar ve meme kanseri ve diğer kanserler meme başı akıntısına yol açabilirler.

Baş ağrısı veya görme bozukluğu meme başı akıntısının faktörlerden biri olan prolaktin salgılayan hipofiz tümörü bu semptomlarla birlikte olabilir.

Fizik Muayene

Öyküden sonra meme muayenesi yapılmalıdır. Fizik muayene özellikle meme, cilt, tiroid, görme alanı muayenesi olmak üzere tüm sistemleri içermelidir. Meme başı veya cildinde çekinti, meme başında egzema, inflamatuar değişiklikler, memede kitle ve koltukaltı lenf bezlerinde büyüme dikkatle değerlendirilmelidir.

Doktorunuz akıntının kanla veya kanalları saptamak için meme başının çevresine saat kadranı yönünde basınç uygulayacaktır. Akıntıya yol açan kanal sayısı çok önemlidir. Birçok kanaldan olan akıntılarda kanser nadirken, tek bir kanaldan olan akıntılarda kanser riski artmaktadır

Tek kanaldan olan akıntılarda genellikle basınç uygulandığında akıntının arttığı tetikleyici nokta mevcuttur. Sırtüstü pozisyonunda yatırılan hastada meme başı çevresinde değişik noktalara uygulanacak basınçla akıntının en fazla olduğu nokta saptanır. Bunun saptanması cerrahinin planlanmasında önemlidir.

Akıntıya ele gelen kitle eşlik ettiğinde ileri tetkik ve histolojik tanı endikasyonu vardır. Yapılan bir çalışmada meme başı akıntısı ve kitle varlığında kanser oranı % 27 olarak saptanmışken, fizik muayene ve görüntülemede kitle saptanmadığında bu oran %1. 1 olarak bulunmuştur.

Mammografi
Meme başı akıntısı olan 35 yaş üzeri her hastada öykü ve fizik muayeneyi mammografi izlemelidir. Bununla beraber mamografide herhangi bir patolojinin saptanmamasının kanseri ekarte ettirmediğini bilinmelidir.

Meme Ultrasonografisi
Ultrasonografi (USG) mammografiye tamamlayıcı olarak yapılabilir. Son yıllarda USG’lerdeki gelişmeye bağlı olarak memedeki süt kanallarının 0,5 mm üzerindeki bölgeleri açıkca görüntülenebilmektedir.

Sitoloji
Meme başı akıntısının sitolojik incelemesinin duyarlılığı düşüktür. Bu nedenle tedavi kararı buna dayanarak alınmamalıdır.

Galaktografi (Duktografi)
Süt kanallarının filmde görülebilen opak madde ile doldurulmasını takiben mammografik görüntülerinin alınması esasına dayanır. Günümüzde klinikte rutin kullanımı tartışmalıdır . Primer endikasyonu, görüntüsü nasıl olursa olsun, kendi kendine, tek taraflı ve tek kanaldan olan akıntılardır. Kanal içi lezyonların saptanmasında mamografi ve sitolojiye göre daha duyarlıdır ancak bu yöntemle lezyonların iyi huylu/kanser ayrımını yapmak mümkün değildir.

Bu işlem cerrahi gerekliliğin belirlenmesinden çok, lezyonun tam yerinin saptanmasında faydalıdır. Daha kısıtlı alanın çıkartılması ve işlemin kozmetik açıdan daha tatminkar olmasına olanak tanır.

Fiberoptik Duktoskopi
Meme başına açılan kanalın dilatatör yardımı ile genişletilmesini takiben, bir mikroendoskopla kanalın doğrudan görüntüleme işlemidir. Lezyonun tam yerinin saptanması, direk görüntü altında kanaliçi lezyonların biopsisi ve küçük intraduktal papillomların eksizyonla tedavisi mümkün olmaktadır.

Galaktorede meme dışı nedenlerinin araştırılması
Galaktore nedeninin saptanması amacıyla etiyolojik faktörlere yönelik sorgulama dikkatle yapılmalıdır. Takiben prolaktin düzeyleri ve tiroid foksiyon testleri görülmelidir. Tiroid bozuklukları değerlendirilerek tedavi edilmelidir. Prolaktin düzeyinde yükseklik mevcutsa hipofiz adenomundan şüphelenilerek bunun tespitine yönelik görüntüleme yöntemleri uygulanmalıdır.

MEME BAŞI AKINTISI NEDENLERİ

Galaktore
Hamilelik ve emzirme dönemi dışında süt salgılanmasına galaktore denir. Diğer meme başı akıntılarından ayırmak genellikle zor değildir. Akıntı süt görünümünde, iki taraflı, bir çok kanaldan ve genellikle kendi kendinedir. Sebebi belli olmadan veya ilaçlara, göğüs duvarı travması ve bazı hormonal bozukluklar sonucu olabilir. Ergenliğe yeni giren genç kızlarda da görülebilir ve altta yatan herhangi bir hastalık olmaksızın aylarca sürebilir.

Fizyolojik Meme Başı Akıntısı
Fizyolojik olaylar sonucunda gelişen genellikle seröz (sarı renkli), iki taraftan, birçok kanaldan olan ve kendi kendine olmayan akıntılardır. Fiziksel ve emosyonel stres, beslenme (gün ortası ve yüksek proteinli yemek), uyku, seksüel aktivite, egzersiz, memenin aşırı uyarılması sonucu ,gebelik ve emzirme döneminde görülür.

Gebelikte genellikle 3. ayın sonunda başlayan ve emzirme dönemi sonrası 2 yıl kadar sürebilen, tek veya iki taraflı, kanlı olabilen ve altta yatan başka meme hastalığı olmaksızın akıntı olabilir. Memede kitle olup olmadığı mutlaka aydınlatılmalı ve aylık kontrollerle takip edilmelidir.

İntraduktal Papillom
Süt kanalı içinde gelişen, iyi huylu lezyonlardır. Yaklaşık %44’lük oranla meme başı akıntısının en sık nedenidir. Akıntı genellikle kanlı, tek taraflı ve kendi kendinedir. İntraduktal papillom genellikle tektir ve meme başına yakın büyük kanallarda lokalizedir. Nadiren multipl periferal papillomlar şeklinde görülür. Tedavisi içinde yer aldığı süt kanalı ile birlikte cerrahi olarak çıkartılmasıdır.

Duktal Ektazi
Meme başının altında yer alan süt kanallarının genişlemesidir. Östrojen ve progesteron seviyelerindeki düzenli değişikliklere cevap sonucunda kanal içindeki salgının artması sonucu oluşur. Genellikle doğum yapmış ve emzirme hikayesi olan kadınlarda görülür. Yaklaşık % 23’lük oranla 2. sıradadır. Akıntının rengi değişiktir (yeşil, sarı, beyaz, kahverengi, yeşil-siyah), iki taraflıdır ve kendi kendinedir. İyi huyludur ve kanser ile ilişkisi gösterilmemiştir. Nadiren tadavi amacıyla akıntının geldiği kanalların cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir.

Fibrokistik değişiklikler
Meme başı akıntılarının yaklaşık % 16’sını oluşturur. Akıntı, renksiz veya açık yeşil, iki taraflıdır ve kendi kendine değildir. Periyodik meme ağrısı ve mensturasyon öncesi dolgunluk hikayesi vardır.

Periduktal Mastit
Periduktal mastit meme süt kanallarının enfeksiyonudur. Değişik renkte, yapışkan meme başı akıntısının sık nedenlerinden biridir. İnfeksiyondan şüphelenildiğinde medikal tedavi (meme başının temiz tutulması, meme başı uyarısından kaçınılması, non-steroid antiinflamatuvar, bromokriptin ve antibiyotik) endikasyonu mevcutur ve genellikle başarılıdır. Abse gelişirse cerrahi drenaj gerekir. Emzirme dönemi olmayan kadınlarda, nadir görülür.

Kanser
Meme başı akıntısına yaklaşık % 3 olguda (%2-15) meme kanseri neden olur. Tüm meme kanserlerinin yalnızca % 1-5’i meme başı akıntısı ile kendini gösterir. Genellikle fizik muayenede ve/veya mammografide kitle eşlik eder. Buna karşın meme başı akıntısı ile seyreden kanserlerin % 13’ünde ele gelen kitle saptanamaz.

TEDAVİ

Akınt Meme başı akıntısı olan hastalarda öncelikle olası sistemik hastalıklar araştırılmalı ve altta yatan nedene göre tedavi planlanmalıdır.

Galaktorenin tedavisinde amaç yüksek prolaktin seviyesini normale getirmektir. Bu doğrultuda öncelikle galaktoreye yol açan neden ortadan kaldırılmalı veya düzeltilmelidir.

Hipofiz adenomuna ait galaktorede öncelikle medikal tedavi uygulanır. Belirtiler düzelmezse veya ilaca ait yan etkiler tolere edilmezse, adenom cerrahi olarak çıkartılır.

Meme başı akıntısına ele gelen kitle veya mamografide şüpheli lezyon eşlik ediyorsa, bu lezyon çıkartılır ve sonucuna göre tedavi planlanır.

Duktal ektazi öncelikle antibiyotik uygulaması, meme başının antiseptik solusyonlarla temizlenmesi ve meme başı manipulasyonunun engellenmesi gibi konservatif yöntemlerle tedavi edilir. Bu yöntemlerle sonuç alınamadığı durumlarda cerrahi ile ilgili kanal veya kanallar çıkartılır.

Meme başı akıntısı için uygulanan cerrahi tedavide iki seçenek mevcuttur;

Santral kanal eksizyonu: Etkilenen memenin tüm kanallarının çıkartılmasını içerir. Çok sayıda kanaldan ciddi akıntısı olanlarda uygulanır. Bu yöntemin avantajı geride hastalıklı kanal bırakma olasılığı azaldığından hastalığın tekrarını önlemesidir. Dezavantajı ise meme başında meydana gelebilecek kozmetik deformite ve doğurganlık çağındaki kadınlarda emzirmeye engel olabilmesidir.

Tek kanal eksizyonu: sadece hastalıklı kanal çıkartılır. Özellikle 35 yaş altı çocuk planlayan kadınlarda meme dokusu ve kanallarını koruyarak emzirmeye olanak tanıdığından tercih edilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp