mamografi fiyatı 2015

Mamografi : Mamografı üç boyutlu meme yapılarının X ışını kullanarak iki boyutlu (kraniokaudal ve lateral) görüntülenmesidir. Mamografide oluşan görüntü, meme yapılarının kapsadığı su miktarına göre X ışınlarını absorbe etme ve yayma özelliklerine ya da kalsifikasyonda olduğu gibi metallerin absorbsiyon özelliklerine göre açığa çıkar.Meme dokusunu radyolojik olarak ilk kez 1913 de Alman cerrahı Albert Salomon mas- tektomi spesimenlerinin grafilerini çekerek incelemiştir. Canlıda ilk kez meme dokusunun radyolojik incelenmesini ise 1930 yılında Stafford Warren yapmıştır. Uzun yıllar sonra mamografı tekniğini geliştirip standardize eden Robert L. Egan'dır.İyonize radyasyon kansere yol açar. Memenin glandüler dokusu, memenin derisi, yağ ve areolasma göre radyasyona daha çok du- yarlıdır. Memenin radyasyona duyarlılığı yaşla değişir. Meme dokusu 30 yaşın altında radyasyona aşırı duyarlıdır. Radyasyonun meme üzerine olan etkileri kümülatiftir. Radyasyona bağlı kanser yapıcı etkinin meme dokusu üzerinden ne kadar sürede kalktığı bilinmemektedir. Bu etki 15 yıl kadar devam ederse de, tüm yaşam boyunca da kalıcı olabilir. Radyasyona bağlı meme kanseri olması için en az 10 yıllık bir süre gerekir. Bu süre genç kadınlarda 15-20 yıla değin çıkabilir.

Çekilen iki yönlü bir mamografide verilen 1 rad radyasyon dozunun 10 yıllık bir süreden sonra yıllık kanser oluşturma riski her bir milyon kadında %3.5'dur. Radyasyonun meme dokusunda minimum etkiye yol açtığı eşik değer bilinmemekle birlikte, standart iki yönlü bir mamografı için uygulanan X ışını miktarı kesinlikle 1 rad ı geçmemelidir. Diğer organların tetkikinde elde edilen grafilerin teknik kalitelerinde esneklik kabul edilebilmesine karşılık, patolojiyi gösterebilmesi için mamografılerin kesinlikle teknik olarak kusursuz olmaları gerekir. Çekilecek tek yönlü mamografilerde kanseri belirlemede %6 oranında negatif yanılma olur. Bu nedenle iki yönlü grafi çekilmesi gerekir.Meme kanseri hem lenfatiklerle hem de hematojen yayılım göstermesine karşılık, prognoz doğrudan tümör çapının büyüklüğüne ve tanı konulduğu sıradaki aksilla lenf düğümlerinin tutulmasına bağlıdır.Mamografi, memede ele gelen lezyonlara göre çok daha erken bir evrede olan, klinik olarak gizli durumdaki, palpe edilemeyen meme kanserlerini açığa çıkarır. Meme kanseri palpe edilebilinir duruma gelmeden ortalama iki yıl önce mamografiyle belirlenebilinir. Ancak mamografinin tüm meme kanserlerini açığa çıkardığı söylenemez.

Mamografinin kanser tanısında duyarlılığı %65-97, ortalama%83'dür. Memede palpe edilen kitlelerde biyopsi ile kanser tanısı konulma oranı da %20-30'dur. Mamografi ile taramada belirlenen meme kanseri olgularında, klinik muayene ile tespit edilenlere göre aksilla lenf nodül- lerindeki tutulma oram yarı yarıya daha az olup %20 dolaylarındadır.Mamografi ile taranan grupta, kontrol grubuna göre mortalitede 1/3 oranında azalma tespit edimiştir. Klinik muayene ile mamografi birbirine karşı, biri diğerinin değerini küçültücü iki ayrı yöntem değildir. Bu iki muayene yönteminin birbirini tamamlayan bir bütün olarak kabul edilmesi gerekir.Mamografi klinik muayenede benign ya da malign patolojik bulgunun bulunduğu ip- silateral memede de çekilmelidir. Böylece erken kanser ya da multisentrik, senkron ma- lignansi odaklarının belirlenmesi sağlanmış olur. Palpe edilen kitle benign de olsa memenin herhangi bir bölgesinde erken kanser odağı bulunabilir. Meme kanseri palpe edile- bilinir duruma gelmeden ortalama iki yıl önce mamografiyle belirlenebilinir.

Mamografi:1) Meme kanseri belirtisi ve bulgusu olan olgularda

2) Klinik olarak yüksek risk grubunda olan kadınlarda, klinik muayeneleriyle birlikte yılda bir

3) Memeyle ilgili yakınmaları olsun olmasın 50 yaş üstündeki tüm kadınlarda klinik muayeneye ek olarak yılda bir çekilmelidir.

Önceden çekilen mamografilere bakarak ilerde kanser gelişecek memeleri ayırt edip, belirlemek mümkün değildir.Mamografide normal meme için kabul edilebilecek uniform bir görüntü yoktur. Seks- steroid hormonların etkisi ile bireyin yaşamı boyunca memelerin yapısında ve mamografik görünümlerinde değişiklikler olur.Mamografilerde tanı için önemi olan iki çeşit görüntü vardır.

Bunlar:
a) özel biçimleriyle birlikte artmış dansite bölgeleri ve
b) kalsifikasyon odaklarıdır.

Mamografilerde izole belirgin kanallar, asimetrik artmış dansite bölgeleri, meme yapısında distorsiyon bölgeleri, meme derisinde kalınlaşma ve önceden çekilen mamografilere göre artmış dansite gölgesi malignansiden kuşkulandıran belirtilerdir.Malignansi için karakteristik olan kalsifi- kasyonlardır. Kalsifikasyonlar nekrotik sellü- ler artıkların mineralizasyonuyla oluşmazlar. Lobuloduktal kompleksdeki artmış sellüler aktivite sonucu kalsiyum hidroksiapatit ya da trikalsiyum fosfat yapısındaki sekresyon ürünleridirler.

Minimal erken kanser tanısı koyduran en değerli belirti, noktalar şeklinde serpintili küçük kalsifikasyon odaklarıdır. Böyle noktalar şeklinde serpintili kalsiyum odaklarının %50 sinde kanser bulunur. Diğer %50 sini ise adenozis, papillomatozis, duktal ektazi ve küçük kistlerin kalsifikasyonları oluşturur.Çekilen mamografilerde bu kalsifikasyonlar çoğu zaman çıplak gözle zor görülebildiklerinden, grafiler büyüteç yardımıyla incelen- melidirler. Birbirlerinden farklı, izole, kaba, küçük kalsifikasyon odakları genelikle duk- tuslarda ya da küçük kistlerdeki dejeneratif değişikliklere kalsiyum çökmesiyle açığa çıkarlar.Mamografide belirlenen ancak, klinik muayenede palpe edilemeyen kalsifikasyon odaklarının ameliyatla bulunabilmesi için bunlar iğne ile işaretlenip, eksize edilirler.

Çıkarılan biyopsi materyalinin radyografisi çekilip, kitlenin kalsifikasyon odağını içerip içermediği araştırılır. Bu lokalizasyon işleminin sağlıklı yapılabilmesi için, mamografi aygıtlarında mutlaka lokalizasyonu sağlıyan ızgaranın bulunması gerekir. Mamografi çekilirken meme üzerine basınç uygulanmamalıdır. Uygulanan basınç meme dokusu içindeki lezyonun yerinin değişmesine, dolayısıyla ameliyat sırasında belirlenmesinin güçlenmesine bazen de imkansızlaşmasına yol açar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp