Kolesterol Çeşitleri Nelerdir?

Kolesterol Çeşitleri Nelerdir? :

Kolesterol Çeşitleri

Kolesterol genelde iki tipte ele alınmaktadır. LDL ve HDL ama diğer kolesterollerde unutulmamalıdır örneğin Tligirisreid,lipid gibi …Kolesterol kanın içinde yağımsı bir maddedir çözülmesi oldukça zordur.Aslında kolesterol demek faydalı HDL veya Zaralı kanı taşıma sırasında oluşan risklerdir.Örneğin LDL kötü kolesterol kanı maddeyi taşıma sırasında damarlara yani HDL ye oldukça zarar veririr. Eğer LDL değeri yüksekse damarlara oldukça zarar veriri HDL değerleri normal ise LDL kolesterol ün taşıma esnasında zarar vermekten korur. LDLve HDL esasında bunlar herkesin bilindiği gibi kolesterol değil kolesterolü taşıyan protein yasında maddelerdir. Özelikle damar duvarında birikmesi yani LDL kolesteroli damar duvarının 1ve 2 katların arasın taşıyarak birikmesine neden olduğunda HDL ise bunu taşımasına engel olup aynı zamanda LDL kolesterolün bertaraf olmasına yardımcı olmaktadır. Yani LDL nin biriktirmiş olduğu kötü yağları HDL bunu alarak dolaşıma taşır ve kolesterolün oluşmasını engeller. Kolesterol düşürücü ilaçları olur olmaz kullanmayınız. Genetik risk çok düşük görünüyorsa. Başka bir sağlık sorununuz da yoksa. LDL kolesterolünüz genellikle 130-140 civarında olması gayet normaldır.. Ama HDLkolesterolünüz 55’in üzerinde ise hemen ilaç kullanmayın. Dikkatli bir beslenme planı uygulayarak LDLkolesterolünüzü azaltmaya ve sürekli egzersiz yaparak HDL kolesterolünüzü 60’ın üzerine çıkarmaya çalışın. Dikkat edilecek gıdalar; hamburger,sosis ,Pizzayı, özelikle dondurma dondurulmuş gıdalar,Tereyağını, margarini kullanmamaya çalışın. Zeytinyağını ve zeytinyağlı sebzeleri tercih edin. Genelde yağ tüketimimi de azaltmaya gidin. Süt ürünlerini asla tam yağlı olarak kullanmayın Yoğurdun, peynirin yağsız veya yarım yağlı olanlarını kullanmayı deneyin. Kolesterol kanda lipoprotein adı verilen maddelerle taşınır. Aslında kolesterol bebekliğimizden bu yana vücudumuzda bulunan bir maddedir. Gelişme çağında gelişmeye yardımcı olan bazı hormonların yapısına girerek gelişmemize yardımcı olmaktadır. Kanda kolestrolu taşıyan lipoprotein adı verilen iki kolesterol vardır. Bunlar HDL VE LDL Zaralı olan (LDL) damarın 1-2 duvarına lipoprotein taşır Faydalı olan(HDL)tam tersi damarda biriken zararlıkolesterolü yağların dolaşımına taşıyarak parçalanmasına yardımcı olmaktadır. Şimdi Detaylı inceleyelim

LDL (Low Density Lipoprotein)

Kolesterol-cesitleriDüşük yoğunluklu lipoprotein (İngilizce karşılığı olan Low Density Lipoprotein'den LDL (Zararlı Kolesterol) olarak kısaltılır) kanda kolesterol taşıyan bir lipoprotein sınıfına karşılık gelir. Karaciğerde üretilen çok düşük yoğunluklu lipoprotein (İngilizce ''Very Low Density Lipoprotein'', VLDL) metabolizması sonucu oluşur. LDL (Zararlı Kolesterol)tanecikleri 18-25 nm çapındadır, taşıdığı lipitlerin yanı sıra apolipoprotein B-100 apoE proteinlerini içerir. LDL seviyesi ile kalp hastalıkları arasındaki bağlantıdan dolayı sıkça "kötü" kolesterol olarak anılır. LDL'in başlıca işlevi, kolesterol ve trigliserit üreten hücre ve dokulardan bu molekülleri alıp bunlara gereksinimi olan hücre ve dokulara taşımaktır. Kalp hastalıklarındaki rolü LDL'nin kandaki seviyesi ile ateroskleroz, ve dolayısıyla koroner arter hastalığına, inme ve periferal damar hastalıkları ile ilişkilidir. LDL'in taşıdığı kolesterole "kötü" denmesine karşın söz konusu kötülük, bu kolesterolun nereye, nasıl ve ne hızla taşındığıyla ilişkilidir. LDL'de bulunan kolesterol miktarından daha çok bu LDL (Zararlı Kolesterol)taneciklerinin büyüklükleri ve onların konsantrasyonunun aterosklerozun ilerlemesini etkilediğine dair deliller artmaktadır. En sağlıklı (ve ender) kan profili, küçük LDL'lerin hiç bulunmaması ve az sayıda büyük ebatlı LDL (Zararlı Kolesterol)taneciklerine bulunmasıdır. Çok sayıda küçük LDL (Zararlı Kolesterol) taneciklerinin olması, aynı toplam kolesterol konsantrasyonunda ama az sayıda büyük LDL tanecıkleri olmasından çok daha olumsuz sonuçlar doğurur; ateroma büyüme hızı, ateroskleroz ilerlemesi, kalp hastalıklarının ciddiyeti ve ölüm riski daha yüksektir. VLDL, lipoprotein lipaz (LPL) enziminin etkisiyle trigliseritlerini kaybetmek yoluyla kolesterol içerereğini arttırıp sonunda LDL'ye dönüşür. Yüksek LDL (Zararlı Kolesterol) seviyesinin kalıtsal bir biçimi familial hiperkolesterolemidir Yüksek LDL seviyesi olması haline hiperlipoproteinemia tip II denir Amerika'da belirlenen bu sınırlar kalp hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranını yılda %2-3 azaltmak amacını güder. Araştırmalar, koroner anjiyoplasti veya bay pas ameliyatına kıyasla LDL (Zararlı Kolesterol)düzeylerinin düşürülmesinin kalp hastalığı ölümlerini engellemekte çok daha etkili olduğunu göstermişlerdir. Aterosklerozlu hastalarda Amerikan sağlık kuruları 70 mg/dL altına (ne kadar altına olması gerektiğini belirtmeden) indirilmesini salık verirler. İlaç yoluyla LDL'nin azaltıldığında kalp hastalığı oranının sıfıra ulaşması için LDL'in 50 mg/dL dolayına indirilmesi gerektiği bulunmuştur. Uzun dönemli topluluk çalışmalarında, çocukken 35 mg/dL LDL düzeyine sahip olan ve ateroskleroza yol açacak beslenme alışkanlıkları olanlar, büyüdüklerinde aterosklerozun ilk aşamasının belirtilerini gösterdiği bulunmuştur. Ancak belirtilen bu araştırmalar LDL (Zararlı Kolesterol) kolesterolünün kimyasal konsantrasyonuna değindiklerinden bu bulgular yanıltıcı olabilir.

Ölçme yöntemleri

Lipit konsantrasyonları, hastalık sonucu ile ilişkili olduklarından değil, ölçümü kolay ve ucuz oldukları için en yaygınca kullanılan klinik ölçüm yöntemi olmuşlardır. Ancak, daha ayrıntılı ölçümlerin yararlı olduğuna dair bulgular artmaktadır. Özellikle LDL (Zararlı Kolesterol) tanecik sayısı ve büyüklüğünün, LDL'deki kolesterol konstrasyonuna kıyasla hastalık seyriyle çok daha bağlantılıdırlar. Hatta LDL (Zararlı Kolesterol)tanecik sayıları göz önüne alındığında, kardiyovasküler sorunlarla ilişkili olan diyabet, obezite, sigara kullanımı gibi başka faktörlerin istatiksel katkıları ortadan kalkar.

HDL (High Density Lipoprotein)

Kolesterol-cesitleriYüksek yoğunluklu lipoproteinler İngilizce High Density Lipoprotein 'in kısaltması olan HDL olarak da bilinirler. HDL(Faydalı Kolesterol), vücuttaki dokulardan karaciğere kolesterol taşıyan bir lipoprotein sınıfıdır. HDL(Faydalı Kolesterol) arterlerde oluşan ateromalardaki kolesterolü alıp vücuttan atılmak üzere karaciğere taşıdığı için bu lipoproteinde bulunan kolesterol "iyi kolesterol" olarak anılır. (Buna karşın ateromalarda kolesterol birikmesine yol açan LDL'deki kolesterol "kötü kolesterol" olarak adlanır.) HDL(Faydalı Kolesterol) lipoproteinlerin en küçükleridir. Yüksek oranda protein içermelerinden dolayı yoğundurlar. Başlıca apolipoprotein A-I (apoA-I) ve apoA-II proteinlerini içerirler. Bu lipoproteinler karaciğerde fosfolipidler eşliğinde bileşikler olarak sentezlendiğinde madenî para gibi yassı bir görünümleri olur. Bu yeni oluşmuş tanecikler yakınından geçtikleri hücrelerin membranlarındankolesterol molekülleri absorblayabilirler. Plazmada bulunan Lesitin kolesterol Asil Transferaz (İngilizce ''Lecithin Cholesterol Acyl Transferase'', LCAT) adlı enzim bu kolesterolü kolesteril estere dönüştürür. Kolesteril esterler,kolesterolden daha hidrofobik lipitler olduğundan dolayı HDL'in ortasında birikirler ve bu birikmenin sonunda HDL küresel bir biçim alır. HDL (Faydalı Kolesterol)dolaşım sırasında hücrelerde kolesterol absorblamaya devam eder ve büyür. Bu yüzden HDL'nin koruyucu özelliği taşıdığı kolesterol miktarı ile değil, büyük HDL taneciklerinin sayısı ile ilişkilidir. Erkeklerde HDL düzeyleri kadınlardakinden daha düşüktür, ayrıca tanecik sayıları ve içerdikleri kolesterol miktarı da daha azdır. Epidemiyolojik çalışmalarda 60 mg/dL üstünde HDL düzeyinin kardiyovasküler hastalıklara (koroner arter hastalığı ve akut inme gibi) karşı koruyucu bir etkisi olduğu görülmüştür. Düşük HDL(Faydalı Kolesterol) düzeylerinin ise (erkeklerde 40 mg/dL altında, kadınlarda 50 mg/dL altında) aterosklerotik hastalıklar için pozitif risk faktörüdür. Her HDL taneciği aynı derecede koruyucu değildir. Kolesterol absorblama kapasitesi daha fazla olan büyük HDL (Faydalı Kolesterol) tanecikleri asıl koruyucudurlar ve bunların miktarı ile toplam HDL(Faydalı Kolesterol)arasında bir bağlantı yoktur. Büyük HDL'nin toplam HDL'ye oranının hesaplanabilmesi için eletroforez veya NMR spektroskopisi teknikleri gerekmektedir. Kolesterol incelediğimizde gerçekten yaşamımız çok önemli ve gerekli bir maddeir. Ancak kolesterol gerekli sevyesini aşarsa buna müdahale edip takip altına almakta fayda vardır.

Trigliserid Nedir

Yağ ve yağ içeren tereyağı, margarin, mısır özü, canola yağı tamamıyla trigliserid formatındadır. Vücut hücrelerimizde yağlar tigliserid formatında depolanır. Her gün yediğimiz yiyeceklerin içinde mutlaka trigiserid formatında yiyecekler mevcuttur. Trigliserid vücudumuzda karaciğerde bir kaç yolla işlem görür. 1-Eğer çok fazla doymuş yağ (katı yağ) yediysek, karaciğer daha fazla Kolesterol üretir ve kan içindeki Kolesterol değeri de yükselir. 2-Eğer çok fazla kalori aldıysak karaciğer bunu trigliseride dönüştürür ve yağ olarak depolar. 3-Eğer çok fazla alkol alıyorsak, karaciğer daha fazla trigliserid üretir ve kandaki trigliserid oranı artar.

YÜKSEK TRİGLİSERİD BİR SAĞLIK PROBLEMİDİR?
Kanda yüksek trigliserid uzun dönemde diğer risk faktörlerini de beraberinde getirir, en önemli risk faktörünü de kalp krizinde görürüz. Risk faktörleri fiziksel aktivite sıklığımız, kandaki trigliserid seviyemiz, yüksek kan Kolesterolümüz, genetik faktörler, sigara alışkanlığı, yüksek tansiyon ve şişmanlıkla artış gösterir.Yüksek kolesterol düşmediğindetrigliserid değerleride olumsuz etkiler kolesterol sorunu gittikçe büyür. Önce Kolesterol değerlerini kontorol altına almak gerekir sonrarı trigliserid düzene girmesi pek olumsuzluk yapmaz.

TRİGLİSERİD NE ZAMAN ÖLÇÜLMELİ?

Trigliserid seviyemiz total Kolesterol seviyemizle ilgili ölçülebildiği gibi, aşağıdaki faktörlerde de önem taşır: Yüksek total Kolesterol, Kalp krizine kesin neden olacak iki faktöre sahip kişiler örneğin sigara içen ve şişman olanlar, Diyabet, yüksek tansiyon, şişmanlık, kronik böbrek yetmezliği, dolaşım bozukluğu gibi sağlık sorunlarında , Kan trigliserid seviyemiz yediğimiz öğün içeriğiyle de ilgilidir. İçilen ilaçlar, hormon tedavisi, diyet, menstrasyon dönemi, gün içinde yapılan yoğun egzersiz ölçümün sonucunu etkileyebilir. Alkol ve ilaç kullanımı trigliserid seviyesini etkiler.

NORMAL TRİGLİSERİD SEVİYESİ NEDİR?

Normal Trigliserid seviyesi 50-200 mg arasında olmalıdır. Normal trigliserid seviyesi genellikle normal kolestrol seviyesiyle paralel gider. Yüksek trigliserid seviyesine sahip kişilerde kalp krizi riski diğer hastalık risklerinden daha yüksektir.

KAN TRİGLİSERİD SEVİYESİ NASIL DÜZENLENEBİLİR ?

Özellikle düşük yağ seviyesi olan yiyecekler seçilmelidir. Haftada en fazla 2-3 yumurta yenmelidir. Bu ürün tüketildiği zaman posalı yiyecekler kullanılmalıdır. Boyumuza göre normal kilomuza gelmemiz gerekir. Hızlı verilen kilolarda trigliserid seviyesinin ayarlanması gerekir. Fiziksel aktivitenizi arttırın. Fiziksel aktivitedeki artış trigliserid seviyemizin düşmesine neden olur. Sigara içmeyin. Alkol kullanmayın. Günde 3 bardak Melitos kalbim çayını içerseniz Kolesterol ve trigliserid sorununuz asla olmaz. Kolesterol düşürmek için en iyi ve zarasız ürün kolesterol düşürmeye yardımcı Melitoskalbimdir.

Lipid

Lipid kolesterol peroksidasyonu, yağların yükseltgenmesi sonucu bozulması. Yağların genel bozulma biçimi, bileşimlerindeki doymamış moleküllerin oksijenle yükseltgenmesi olup bunun sonucu aldehit, keton, hidroksi asitler, keto asitler, alkoller ve daha küçük moleküllü yağ asitleri meydana gelir. Bu çeşit bozulmaya peroksidasyon denir ve yükseltgenme ile meydana gelir. Linoleik asidin yükseltgenmesi daha az hoşa gitmeyen koku verir. Linoleik asidin yükseltgenmesinde ise pek az hoşa gitmeyen koku duyulur. Bu şekildeki yükseltgenerek bozulmayı ışık, ısı, nem ve bazı metaller katalize eder.

Doymamış asil lipidlerin peroksidasyonu

Oleik, linoleik ve linolenik asid gibi asil lipid konstituentleri bir veya daha fazla asil grubuna maliktir ve böylece kolaylıkla hidroperoksitlere oksitlenir. Onu takip eden reaksiyonlar sonucunda çok sayıda öteki bileşikler meydana gelir. Bu yüzden gıdaların normal depolandığı şartlarda doymamış yağ asidleri dayanıklı gıda konstituentleri olarak sayılamaz. Otoksidasyon, lipoksijenazın katalizlediği ve lipid peroksidasyonu olarak adlandırılan prosesten ayrılmalıdır. Her iki oksidasyon hidroperoksidleri üretir. Fakat ikincisi yalnız enzim varlığında meydana gelir. Lipidperoksidasyonu ile çok sayıda uçucu olan ve uçucu olmayan bileşikler meydana gelir. Uçucu olanlar özel kokulu bileşikler olduklarından doymamış asil lipidlerini az miktarda içeren gıdalarda veya az miktarda lipidlerin oksidasyona uğraması halinde de lipid peroksidasyonu derhal farkedilebilir. Gıda aromasında meydana gelen bu değişmeler tüketiciler tarafından acımış, balık kokusu, metalik veya mukavva tadında, bayat tat şeklinde tabirlerle tanımlanır. Öte yandan belli miktarın altındaki bazı uçucu bileşikler bir çok sebze-meyve ve yağ içeren gıdalarda hoş tada neden olur. Özelikle kızartılmış gıda da bulunur . kolesterol sadece LDL ve HDL değildir. Lipid 'de bir kolesterol maddesidir. Ama bazen lipid dikkate almıyoruz oda kolesterolü tetikler ve risk oluşturur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp