İdrar Kesesi Tümörleri Tedavi

İdrar Kesesi Tümörleri Tedavi : • Genel ilkeler - İdrar kesesi kanserinin doğru tedavisi için, belirleyici önemi olan bir dizi etkenin doğru değerlendirilmesi zorunludur. Tümörün yeri, hücre tipi, dokulara yayılma derecesi, hastanın genel durumu, idrar sisteminin eşzamanlı görülen bozulma belirtileri (siyek tıkanması, böbrek yetmezliği), hastanın bir cerrahi girişimi kaldırma olasılığı gibi etkenler seçilecek tedavi yöntemini belirler. Günümüzde uygulanan yöntemlerle olguların ancak az bir bölümü tedavi edilebilir. Hiçbir tedavi yöntemi ötekinden daha etkili olmadığından, iyileşme olanakları, hastanın patolojik ve klinik evresinin dikkatli bir biçimde değerlendirilmesi sonucunda düzenlenen birleşik tedavi yöntemlerinin uygulanmasına bağlıdır.

• Cerrahi - Tercih edilen bir tedavi yöntemi sınırlı cerrahi girişimdir. Bu yöntem yerel yayılım görülen az sayıda olguda yararlı olabilir. Cerrahi girişim için hastalığın gelişimindeki bazı özellikler dikkate alınmalıdır: a) Tümörün kötü huyluluk derecesi orta ya da yüksek olmalıdır; b) tümör yayılma eğiliminde olmalıdır; c) birincil tümör kütlesinin çapı 6-8 cm arasında olmalıdır, böylece idrar kesesinin yeterli bir işlevsel bölümü bırakılarak girişim yapılabilir; d) tümör kesenin arka duvarında ya da kubbede yerleşmiş olmalıdır (idrar kesesi boynunun ve/ya da prostatm tutulması cerrahi girişimi engeller). Transuretral rezeksiyon (TUR= ka- mış-siyek yolundan uygulanan cerrahi girişim) küçük ve kötü huyluluk derecesi az, idrar kesesi boynu ve siyeğin prostat içindeki bölümünü tutmamış yüzeyel tümörlerde uygulanır. Tümör, altında yer alan sağlıklı kas tabakası ile birlikte bütünüyle çıkarılır.

Aynı yerde ve/ya da idrar kesesi mukozasının yakın bölgelerinde (yüzde 85) yeni tümör odaklan ortaya çıkabileceğinden ya da tümör altındaki kas tabakasına yayılmış olabileceğinden (yüzde 30) girişimden sonra en az altı ay süreyle yerel ilaçla tedavi (kemoterapi) uygulanmalıdır (İdrar kesesi içinin BCG aşısı ve kanser kemoterapi ilaçlanyla haftada bir yıkanması). Gerek basit endoskopik rezeksiyon, gerek ardından ilaçla tedavi uygulanan transuretral rezeksiyon olgu- lannda uygun sitolojik idrar kontrollerinin (üriner sitoloji) ve sitoskopik kontrollerin yapılması zorunludur (kontroller ilk yıl her üç ayda bir, ikinci yıl her dört ayda bir ve daha sonra her altı ayda bir yapılmalıdır). İdrar kesesinin bir bölümünün alındığı sistektomi, sınırlı boyutta, orta ya da ileri derecede kötü huylu ve tek bir kütle halindeki tümörlerde uygulanır. Erkekte bütünsel sistektomi, idrar kesesi ve pröstatm; kadında ise idrar kesesinin yanı sıra dölyatağı, tubalar, yumurtalıklar, dölyolu ön bölümü ve siyeğin de alınmasını gerektirir. İdrar kesesinin bütünüyle alınması, kötü huyluluk derecesi yüksek olan bütün tümörlerde uygulanmalıdır. Ayrıca tümörün, siyeğin prostat içi bölümüne yayıldığı ve idrar kesesini tahriş eden ağır belirtilerin görüldüğü olgularda da aynı işlem zorunludur. Sistektomi sonrasında idrar yolu kama ya da makata açılır. Bazen de bağırsaktan yeni bir idrar kesesi oluşturularak, idrar yoluna ağızlaştırılır.

• Işın tedavisi - Hastalığın son dönemlerinde, tümörün yerine ve yayılım derecesine göre, cerrahi girişime seçenek olarak düşünülebilir.

• İlaçla tedavi - İdrar kesesi kanserinde ilaçla tedavi yerel ve genel olarak uygulanabilir. Yerel kullanım geniş yayılım yapmamış biçimlerle sınırlıdır. Birincil tümörü geriletmek (yerel tedavi) ve transuretral rezeksiyondan sonra yineleme oranını azaltmak (yerel korunma) amacıyla uygulanabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp