Hormon Replasman (yerine Koyma) Tedavisi

Hormon Replasman (yerine Koyma) Tedavisi : Kadında yaşdönümü olan menopozun yakınmalara neden olduğu yıllardır bilinmektedir. Yeni araştırmalar, erkeklerde de tıpkı kadınlar gibi yaşdönümü olduğunu ortaya koydu. Bu değişim 55 yaşlarında başlamakta ve menopozla benzer anlamda andropoz deyimiyle tanımlanmaktadır.Neden hücreler, organlar zamanla fonksiyonunu azaltıyor ve sonunda ölüyor? Bu, henüz tam olarak bilinmemektedir.

Hormonların burada anahtar rolü oynadığı kesin.Vücut az hormon salgılarsa yaşlanma başlamaktadır. 30 yaşından başlayarak hormon salgılanması azalır. Hormon sisteminin dengesi bozulursa organizma içindeki komünikasyon da bozulur. İşte yaşlanmanın temelini oluşturan vücuttaki moleküler değişiklikler, hormonların uyumlu etkileşiminin bozulmasına bağlıdır. Hormonların dengesi bozulursa organizmada yaşlanma başlar.

Burada şu soru akla gelmektedir: Eksilen hormonların yerine konmasıyla yaşlanma geciktirilebilir mi? Acaba sürekli genç kalmak mümkün müdür?Endokrinolog David Rudman, erkekte yaşlanmanın geciktirilmesi için uğraşan ilklerdendir. Rudman, 1990'da 61 ila 81 yaşları arasında 12 savaş gazisine, 6 ay süreyle büyüme hormonu uygulamalarının sonuçlarını yayınlamıştır.Sonuçlar hayret vericidir.

Tüm yaşlılarda yağ dokusu azalmış, kas kütlesi artmış, deri kalınlaşmıştır. Enerjileri ve seksüel güçleri de iyileşen tüm denekler, sanki 10 ila 20 sene önceki durumlarına dönmüşlerdir.Rudman'ın ölümünden sonra Amerikalı doktor Edmund Chein konuya eğilmiş, "Eğer kanseri provake eden bir hormon varsa onun karşıtı bir hormon da vardır," varsayımıyla çalışmalarını sürdürerek ön plandaki 8 hormondan sadece birinin uygulamasının sakıncalı olacağını, anahtarın hormonlar arasındaki denge olduğunu saptamıştır.İnsanda zamanla hormonlar azalır.

Örneğin, metabolizmayı kontrol eden tiroid bezi hormonu, 50 yaşındaki bir kimsede yaklaşık yüzde 50 azalmıştır.Sonuç, metabolizmanın yavaşlamasıdır ve buna uygun olarak sağlıklı bir yaşam tarzına rağmen eskiye göre daha az enerjimiz olduğunu fark ederiz. Eksiklik diğer hormonlarda da başlar. Saçlarımız kırlaşır, ciltte kırışıklıklar oluşur, kötü kolestrol artar, iyi kolestrol azalır. Tüm hastalıkların riski çoğalır, bunların hepsi vücuttaki hormonların azalmasına bağlıdır.

Yaşlı vücutta tüm hastalıklar; örneğin kalp-damar hastalıkları, Alzheimer, kanser ve osteoporoz daha sık olduğundan, yaşlanma bir hastalık olarak görülmeli ve önlenmelidir.Genelde hekime başvuran yaşlı birinin şikâyetleri, "Bu yaşlarda olağan-dır," şeklinde değerlendirilir. Muhtemelen birkaç vitamin ve ağrı kesici hap yazılıp gönderilir ya da hastada, o andaki şikâyetine uygun düşen hormon tespiti yapılır ve bunun sonucuna göre tedavi yapılır. Oysa eksikliğiyle vücutta fonksiyon bozukluğuna yol açmış olan hormonunun tek başına ele alınması yerine, büyük olasılıkla yapımları azalmış ancak henüz eksiklikleri yakınmalara neden olmamış tüm diğer hormonların üzerinde durmak gerekmektedir.

Çünkü yaşlanmaya neden belirli hormonlarda mutlak bir azalma değil, işin aslı hormonların, birbiri arasındaki komünikasyon yetersizliği sonucu organizmadaki etkilerinin uyumlu olmamasıdır.Kompleks hormon sisteminin dengesi bozulursa, organizma içindeki komünikasyon da bozulur. İşte yaşlanmanın temelini oluşturan vücuttaki mo- leküler değişiklikler, hormonların uyumlu etkileşiminin bozulmasına bağlıdır. Hormonların dengesi bozulursa organizmada yaşlanma başlar. O halde hormonlar arasındaki denge, genç ve dinç kalmak için ana koşuldur. Örneğin büyüme hormonu, yalnız başına inanılmazları gerçekleştirir. Ancak diğer hormonların da optimal düzeylerde olması halinde büyüme hormonunun gücü daha büyür. Hormonların birlikte kullanılmaları, bir orkestrayla karşılaştırılabilir. Büyüme hormonu orkestra şefi konumundadır.

Şef ve tüm enstrümanların birlikte uyumlu çalışmasıyla senfoninin en iyi sunumu mümkündür. Tıpkı bunun gibi her Anti-Aging tedavisi için de tüm hormonların optimal ölçüde birlikte uygulanması gerekir.Deneyimler göstermiştir ki kadında sadece östrojen uygulanmasıyla istenilen etki sağlanamamaktadır. Hedef, genç ve sağlıklı bir kimsedeki tüm hormonların dengesini yeniden oluşturmaktır.Hormonlar, hücrelerimizin genetik koduna (DNA) direkt el atan ve biyolojik mekanizmaları etkileyen olağanüstü güçlü maddelerdir. Demek ki vücudumuzun herhangi önemsiz bir kısmını değil, sistemin esas cevherini, özünü hedef almaktadır. Bu nedenle yanlış kullanılan hormonlar korkunç sonuçlar doğurabilir.

Hormon replasman tedavisindeki en önemli kural, uygulamanın hekimlerce yapılmasıdır. Arkadaş tavsiyesine göre ya da kendi kendine hormon kullanmak, giderilmesi güç zararlar verebilir. Birinde çok başarılı olan bir hormon tedavisi diğerinde korkunç sonuçlar doğurabilir.Doğanın zamanla eksilttiği hormonları yerine koyma tedavisinin gereksizliğini savunanlar vardır.

Bizim savunduğumuz şudur: Replasman tedavisi yapılmalıdır. Eğer hormonlar gençleştirici ve yaşlılıkta yaşam kalitesini iyileştirici bir etki yapıyorsa bireye özel, hekim denetiminde yapılan replasman tedavisinin mantığı vardır.İnsülin hormonu uygulamasında her hasta için dozun ne kadar titizlikle seçildiğini sadece hekimler değil hastalar da bilmektedir. Aynı titizlik, diğer hormon uygulamalarında da olmalıdır. Uygulanan doz, maddeyi ilaç ya da zehir yapar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp