Hava Embolizmi

Hava Embolizmi :

Dolaşımdaki hava kabarcıkları damar akımını tıkayabilir ve trombotik kitlelerde olduğu gibi distalinde iskemik hasara neden olur. Hava, obstetrik işlemler veya göğüs duvarı hasarının bir sonucu olarak dolaşıma girebilir. Genelde, klinik etki oluşması için havanın 100 mL den fazla olması gerekir; kabarcıklar büyük köpüksü kitleler oluşturarak ana damarları tıkayabilir. Hava embolizminin özel bir şekli, atmosfer basıncında ani değişikliğe maruz kalan kişilerde meydana gelir ve dekompresyon hastalığı olarak bilinir. Tüplü dalma ve derin deniz dalgıçları ve sualtı yapı çalışanları risk altındadır. Yüksek basınçta hava solunduğunda(örneğin derin deniz dalışında) artan gaz miktarı özellikle azot, kan ve dokularda çözülür. Dalgıç hızlı çıktığında (basınç azalması) azot dokulardan ve kandaki köpüklerden ayrılarak gaz embolisi haline gelir, beyin ve kalpi de içeren çok sayıda dokuda fokal iskemi oluşturur.

İskelet kasları ve destek dokularda ve eklemlerde hızlı gaz kabarcığı oluşumu bende (bu isim, etkilenen kişilerin 1880'lerde Racan Bend denilen kadın modasına benzer şekilde sırtlarını bükmesi nedeniyle verilmiştir)adı verilen ağnlı durumu oluşturur. Akciğerlerde, damarlardaki gaz kabarcıkları ödem, hemorajiler ve fokal atelektazi veya amfizem oluşturur, boğulma olarak adlandınlan respiratuar distrese yol açar. Dekompresyon hastalığının daha kronik bir formu Caisson hastalığı olarak isimlendirilir kemiklerde gaz embolisinin varlığı en sık femur, tibia, humerus başları olmak üzere çok sayıda iskemik nekroz odağı oluşturur. Akut dekompresyon hastalığının tedavisi etkilenen bireyin barometrik basınçta artış ve gaz kabarcığını çözelmeye zorlayacak basınç odasına alınması ile yapılır. Sonuçta yavaş dekompresyon teorik olarak kademeli olarak gazların rezorbsiyonuna ve yeniden tıkayıcı kabarcıklar oluşturmadan atılmasına izin verir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp