Dünyada Hacamat
Dünyada Hacamat : Anadolu‘da çok sık başvurulan alternatif tıp yöntemlerinden biri hacamat. Batı, bu tedavi yöntemini keşfetti, adına ‘kupa terapisi‘ dedi, Londra Üniversitesi‘nde kürsüsü bile açıldı. Türkiye‘de ise konferansı düzenlendi.
Halk arasında hacamat olarak biliniyor, yurtdışında ‘cupping therapy-kupa terapisi‘ olarak adlandırılıyor. Aslında basit bir yöntem: Vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksatlı, kanın vakumlama yöntemiyle alınmasıyla yapılıyor. Çok eski zamanlarda boynuz kulanılarak uygulanan bu yöntem günümüzde vakumlu bardak veya şişelerle gerçekleştiriliyor. Kupa terapisi adı da buradan geliyor.
Hz. Muhammed‘in ümmetine yapmasını önerdiği rivayet edilen hacamat, bugün tüm dünyada tavsiye edilen bir tedavi yöntemi haline geldi. Hatta Londra Üniversitesi‘nde Kupa Terapisi adında bir de kürsü kuruldu. Geçen hafta ise İstanbul‘da hacamatın ele alındığı uluslararası bir sempozyum düzenlendi. İngiliz Kupa Terapisi Topluluğu, NHI İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü ve Sade Yaşam Derneği tarafından ‘Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp‘ başlığıyla düzenlenen sempozyumda hacamatla ilgili yeni bilgiler paylaşıldı. Sempozyuma katılanlar arasında İngiltere‘den Dr. Ahmed Younis, Dr. Amir Sheikh, Dr. Kaleem Ullah ve Dr. Shifraz A. Nazir de vardı.
Bebek gibi hissediyorsunuz
Uzmanlara göre hacamatın iyileştirmediği hastalık yok; diyabet, migren, kas ağrıları hatta sindirim sistemi rahatsızlıklarını bile giderdiği öne sürülüyor. Peki vakumlu bardak ve şişeyle sindirim sistemi rahatsızlıkları ve diyabet nasıl iyileştirilebilir? Bu soruya Londra Üniversitesi St.Georges Rehabilitasyon Bilimleri Başkan Yardımcısı ve British Cupping Society Başkanı Dr. Ahmed Younis yanıt veriyor: “Hastalıkların pek çoğu beslenme şeklimizle bağlantılı. Modern çağda insanların ne yiyip ne içtikleri belli değil ve hazır gıda tüketimi oldukça fazla. Haliyle vücut daha çok kirleniyor ve hastalık ortaya çıkıyor. İlaçlar da vücuttaki bu kiri temizlemiyor. Hacamatın önemi, kirlenen vücudu kan alarak temizlemesinden geliyor. Kupayla alınan kan vücudun bütün yükünü çeken bağ dokusunu boşaltıyor ve yeni kan üretme mekanizmaları harekete geçiyor. Vücut yeni doğmuş bir çocuğunki gibi oluyor.”
East Anglia Üniversitesi Fizik Tedavi Bölümü‘nde çalışan Dr. Kaleem Ullah, beş bin yıllık geçmişi olan hatta modern tıbbın babası olarak anılan Hipokrat‘ın bile tedaviyi çalışmalarında anlattığını söylüyor: “Hadislerde, hacamatın nerelerden ve hangi tarihlerde yapılması gerektiğine kadar ayrıntılı bilgi yer alıyor. C-7 diye adlandırılan omuz, baş, kürek kemikleri ve kalp hizası, bel ve kuyruk sokumu, ayak bileklerini kapsayan bu noktalar, bugün dünyadaki bilim adamlarının da kupa terapisi için tavsiye ettiği yerler. Çünkü yedi bölge, vücutta atıkların toplandığı yerler ve hastalıklar bu noktalarda kendini belli ediyor.”
Peki hacamatı kimler yaptırabilir? İngiltere‘de aile hekimi olarak görev yapan Dr. Shifraz A. Nazir, çocuklar hariç herkese bu tedavinin uygulanabileceğini anlatıyor: “Aslında iki yaşında bir çocuğa da yapılabilir. Ancak bana göre bu tedavi kişinin rızasıyla gerçekleştirilmeli. O nedenle çocuklara yapmayı uygun bulmuyoruz. Bir de tabii yapılan ortamın hijyen şartlarına uyması ve bir uzmanın gerçekleştirmesi gerekiyor. Kupa terapisi modern tıpla yoğrularak uygulandığında daha olumlu sonuçlar alınabilir. Özellikle migren ve kas ağrılarında, ruhsal ve nörolojik problemler, omuz ve boyun ağrıları, yüksek tansiyon, diyabet, sedef, gastrit, egzema gibi hastalıkların tedavisinde kullanıyoruz.”
Eklem ağrılarını azaltıyor
Londra‘da pratisyen hekim olarak görev yapan Dr. Amir Sheik kupa terapisinin ‘plasebo‘ etkisi yarattığı iddiasına dair şunları söylüyor: “Plasebo etkisi olup olmadığına dair araştırmalar sürüyor. Bununla ilgili diz ağrısı çeken bir hastamla ilgili çalışmam var. Kendisine hacamat uyguladıktan yaklaşık üç hafta sonra bile çok iyi hissettiğini söylüyordu. Plasebonun etkisi üç hafta sürmez, şimdiki tedavilerinde bile eklem ağrılarında hacamat sonrası ciddi azalmalar var.”
Halk arasında hacamat olarak biliniyor, yurtdışında ‘cupping therapy-kupa terapisi‘ olarak adlandırılıyor. Aslında basit bir yöntem: Vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksatlı, kanın vakumlama yöntemiyle alınmasıyla yapılıyor. Çok eski zamanlarda boynuz kulanılarak uygulanan bu yöntem günümüzde vakumlu bardak veya şişelerle gerçekleştiriliyor. Kupa terapisi adı da buradan geliyor.
Hz. Muhammed‘in ümmetine yapmasını önerdiği rivayet edilen hacamat, bugün tüm dünyada tavsiye edilen bir tedavi yöntemi haline geldi. Hatta Londra Üniversitesi‘nde Kupa Terapisi adında bir de kürsü kuruldu. Geçen hafta ise İstanbul‘da hacamatın ele alındığı uluslararası bir sempozyum düzenlendi. İngiliz Kupa Terapisi Topluluğu, NHI İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü ve Sade Yaşam Derneği tarafından ‘Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp‘ başlığıyla düzenlenen sempozyumda hacamatla ilgili yeni bilgiler paylaşıldı. Sempozyuma katılanlar arasında İngiltere‘den Dr. Ahmed Younis, Dr. Amir Sheikh, Dr. Kaleem Ullah ve Dr. Shifraz A. Nazir de vardı.
Bebek gibi hissediyorsunuz
Uzmanlara göre hacamatın iyileştirmediği hastalık yok; diyabet, migren, kas ağrıları hatta sindirim sistemi rahatsızlıklarını bile giderdiği öne sürülüyor. Peki vakumlu bardak ve şişeyle sindirim sistemi rahatsızlıkları ve diyabet nasıl iyileştirilebilir? Bu soruya Londra Üniversitesi St.Georges Rehabilitasyon Bilimleri Başkan Yardımcısı ve British Cupping Society Başkanı Dr. Ahmed Younis yanıt veriyor: “Hastalıkların pek çoğu beslenme şeklimizle bağlantılı. Modern çağda insanların ne yiyip ne içtikleri belli değil ve hazır gıda tüketimi oldukça fazla. Haliyle vücut daha çok kirleniyor ve hastalık ortaya çıkıyor. İlaçlar da vücuttaki bu kiri temizlemiyor. Hacamatın önemi, kirlenen vücudu kan alarak temizlemesinden geliyor. Kupayla alınan kan vücudun bütün yükünü çeken bağ dokusunu boşaltıyor ve yeni kan üretme mekanizmaları harekete geçiyor. Vücut yeni doğmuş bir çocuğunki gibi oluyor.”
East Anglia Üniversitesi Fizik Tedavi Bölümü‘nde çalışan Dr. Kaleem Ullah, beş bin yıllık geçmişi olan hatta modern tıbbın babası olarak anılan Hipokrat‘ın bile tedaviyi çalışmalarında anlattığını söylüyor: “Hadislerde, hacamatın nerelerden ve hangi tarihlerde yapılması gerektiğine kadar ayrıntılı bilgi yer alıyor. C-7 diye adlandırılan omuz, baş, kürek kemikleri ve kalp hizası, bel ve kuyruk sokumu, ayak bileklerini kapsayan bu noktalar, bugün dünyadaki bilim adamlarının da kupa terapisi için tavsiye ettiği yerler. Çünkü yedi bölge, vücutta atıkların toplandığı yerler ve hastalıklar bu noktalarda kendini belli ediyor.”
Peki hacamatı kimler yaptırabilir? İngiltere‘de aile hekimi olarak görev yapan Dr. Shifraz A. Nazir, çocuklar hariç herkese bu tedavinin uygulanabileceğini anlatıyor: “Aslında iki yaşında bir çocuğa da yapılabilir. Ancak bana göre bu tedavi kişinin rızasıyla gerçekleştirilmeli. O nedenle çocuklara yapmayı uygun bulmuyoruz. Bir de tabii yapılan ortamın hijyen şartlarına uyması ve bir uzmanın gerçekleştirmesi gerekiyor. Kupa terapisi modern tıpla yoğrularak uygulandığında daha olumlu sonuçlar alınabilir. Özellikle migren ve kas ağrılarında, ruhsal ve nörolojik problemler, omuz ve boyun ağrıları, yüksek tansiyon, diyabet, sedef, gastrit, egzema gibi hastalıkların tedavisinde kullanıyoruz.”
Eklem ağrılarını azaltıyor
Londra‘da pratisyen hekim olarak görev yapan Dr. Amir Sheik kupa terapisinin ‘plasebo‘ etkisi yarattığı iddiasına dair şunları söylüyor: “Plasebo etkisi olup olmadığına dair araştırmalar sürüyor. Bununla ilgili diz ağrısı çeken bir hastamla ilgili çalışmam var. Kendisine hacamat uyguladıktan yaklaşık üç hafta sonra bile çok iyi hissettiğini söylüyordu. Plasebonun etkisi üç hafta sürmez, şimdiki tedavilerinde bile eklem ağrılarında hacamat sonrası ciddi azalmalar var.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
