Dünya Aids Günü

Dünya Aids Günü : HIV-1 dünyada en yaygın görülen AIDS hastalığına yol açan etkeni virüsüdür. HIV-2 ise nadir görülür, AIDS, bulaştığı vücutta, vücudu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemini zayıflatır ve hatta yok eder.

Mikroplara karşı bağışıklığı yani direnci azalan vücutta, HIV'in yanında, çeşitli fırsatçı enfeksiyonlarda hastalıklara neden olurlar. Zatürree, cilt kanseri, bunama bunlardan bazılarıdır.

•HIV virüsü, kan yoluyla, HIV/AIDS'li kişinin kan, kan ürünleri, doku veya organlarının nakliyle,
•Cinsel ilişki ile,
•Hamileliğinde HIV taşıdığının farkında olmayan anneden, çocuğuna bulaşır. En fazla bulaşma yolu da anne sütüdür.

HİV virüsü taşıyan partnerle cinsel ilişki kuran kişi başka cinsel hastalık taşıyorsa (Bel soğukluğu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) /UNAIDS tarafından Aralık 2010 tarihinde açıklanan verilere göre her gün ortalama 7.000 yeni enfekte vaka bildirilmiştir.

Bu vakaların;
• %97‘si düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamakta,
• Yaklaşık 1000 kişisi 15 yaş altı çocuk,
• Yaklaşık 6000 kişisii 15 yaş ve üstü yetişkinler olup;
- Yaklaşık %51‘i kadınlar,
- yaklaşık %41‘i gençlerden (15-24 yaş) oluşmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Aralık 2008 verilerine göre dünyada ortalama 33.4 milyon HIV infekte kişi yaşamakta olup, hastalığın tanımlandığı ilk günden beri 29 milyon kişi hayatını bu hastalık nedeni ile kaybetmiştir. 2008 yılı içinde 2.7 milyon yeni vaka bildirilmiş olup, bu sayılara günde 14 000, dakikada 10 yeni vaka ilave olmaktadır. Tüm HIV infekte vakaların %95‘inden fazlası gelişmekte olan ülkelerde, %89‘u da Sahra-altı Afrika, Güney ve Güney-doğu Asya‘da görülmektedir.

Günümüzde HIV/AIDS hastalığı Sahra-altı Afrika‘da birinci, dünyada ise 4. ölüm nedeni olarak bildirilmektdir.

SSCB‘nin parçalanması ile meydana gelen değişimlerle Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya‘da HIV infeksiyonunun süratle yayıldığı görülmektedir. Dünya nüfusunun 1/5‘inin yaşadığı Çin‘de, özellikle damar içi uyuşturucu madde kullananlar arasında HIV pozitiflik oranının kısa sürede yükselerek %70‘lere ulaştığı saptanmıştır. HIV/AIDS hastalığı, tanımlandığı 1980‘li yılların başlarında “korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temas ile bulaşmaktadır” diye bilinirken, 1990‘lı yıllarından beri çoğu ülkede en sık korunmasız yapılan heteroseksüel cinsel temas ile, ikinci sıklıkta damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile, üçüncü sıklıkta ise korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temasla bulaşmaktadır.

İlk vakaların görüldüğü Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde 1994 yılından beri her yıl tanı konan yeni vaka sayıları bir önceki yıldan fazla değil iken, Hindistan, Afrika gibi ekonomik seviyeleri düşük ülkelerde vaka sayıları katlanarak artmaktadır. Bu farklılığın esas nedeninin eğitimden kaynaklandığı düşünülmektedir, çünkü gelişmiş ülkeler etkin eğitim programları ile hastalığı ve korunma yollarını halkına öğretebilmeyi başarmış gözükmektedir. Eğitimde bir diğer önemli faktörde ekonomik güçtür. Gelişmekte olan ülkeler kısıtlı bütçeleri ile giderek artan sayıdaki hastalarını tedavi için gerekli masrafı yapmakta zorlanırken, beraberinde eğitim programlarını yürütememektedirler.

Bazı Asya ülkelerinin hükümetleri eğitime finansal kaynaklar ayırmışlar ve özellikle Malezya ve Tayland‘da geniş kapsamlı HIV eğitim kampanyaları düzenlenmiştir. Şu ana kadar elde edilen sonuçlara göre HIV/AIDS bu iki ülkede Filipinler ve Endonezya kadar hızlı yayılmamaktadır, ancak hastalığın pencere dönemi ve kişilerin davranış değişikliklerinin değerlendirilmesi net olarak yapılamadığından kesin sonuç elde edilememektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp