Diş Sorunları Bitkisel Tedavi

Diş Sorunları Bitkisel Tedavi :

Toplam diş çekme vakalarının yansının nedenini diş çürümele­ri oluşturmaktadır. Çürüklerin çoğu 5 ile 15 yaşları arasında oluş­maktadır. Araştırmacılar çürük oluşumunun ergenliğin ortalarında azaldığını, çünkü bu yaşlarda vücudun çürümelere neden olan bak­terilere karşı bağışıklık geliştirdiğini belirtiyorlar.

Diş ağrısını gidermek için bitkisel yağlar kullanmak, bilimsel dişçilik için yeni bir şey değil. 1946 yılının başlarında M. A. Lesser ilaç ve Kozmetik Sanayi dergisinde, "Diş ağrısı preparatları" başlığı­nı attığı bir makale yayınladı. Makalede bitkisel uçucu yağların, diş ağrısı preparatlarının temel maddesi olduğunu belirtiyordu. Bunlar arasında karanfil yağı ve öjenol şüphesiz en önemlileridir.

Bu bitkilerden bazılarını aşağıda görebileceksiniz :

Karanfil (Syzygium aromaticum): E komisyonu, karanfil yağının diş ağrılarında lokal anestezik ve antiseptik olarak kullanılabileceğini onaylamıştır. Reçetesiz satılan karanfil yağı preparatlarmı doğal gıda dükkanlarından satın alabilirsiniz. Yağı içmeyip dişinizin üzerine koymanız gerektiğini unutmayın.

Zencefil (Zingiber officinale): Bu acı baharatla yapacağınız kompres, diş ağrınızın geçmesine yardımcı olacaktır. Ben bu komp­resi biraz daha acılaştırmak için, acı kırmızıbiberle yapardım. Hem zencefil, hem de acı biber eski hardal yakıları gibi iş görmektedirler.

Zencefilin ya da acı biberin ciltte yarattığı tahriş nedeniyle duyulan hafif acı yüzünden diş ağnsı hafiflemektedir.

Bir kompres hazırlamak için toz zencefil ve/veya acı biberi cı­vık bir kıvam alıncaya kadar suyla karıştırın. Küçük bir pamuk par­çasını bu kanşıma batırdıktan sonra, diş etlerinize değdirmemeye özen göstererek dişinize uygulaym. Eğer acıya dayanamazsanız ağ­zınızı çalkalayıp başka bir ilaç deneyin

Acı kırmızıbiber (Capsicum): 1992 yılında Amerika Kolomb'un seyahatinin yıldönümünü kutlarken, ben acı kırmızıbiberin dünyaya açılmasının yıldönümünü kutluyordum. Kolomb kırmızıbiberle Karayip adalarında tanışmıştı.

Cilde uygulandığında, kırmızıbiberin içeriğindeki kapsaikin bir süreliğine bir yanma hissi verir. Bu reaksiyon, görevi vücuttaki acı sinyallerini iletmek olan P-maddesinin fonksiyonlarını zayıflatır.

Buna ek olarak kırmızıbiber, aspirin benzeri kesici bir kimyasal olan sallsllal bakımından da hayli zengindir. Bu bitkinin folklorik bir diş ağrısı ilacı olmasına şaşmamak gerek.

Diş ağrısı ağacı (Zanthoxylum americanum): Bu ağaç adını halk tarafından diş ağnsınm tedavisinde kullanılmasından almıştır. Tommie Bass 1996 yılında ölünceye kadar diş ağrılarının tedavisi için bu ağacı önermiştir.

Diş ağrısı çekenlere ağacın kabuğunu çiğnemelerini, ağacın kabuğu ya da meyvelerinden çay yapıp içmelerini tavsiye ediyordu, ince dallarım çiğnediğim için, ağacın anestezik maddeler içerdiğini biliyorum. Bu ağaca bahçenizde bir yer bulmak kolay ol­mayabilir.

Kurutulmuş kabuklarını ya da meyvelerini sağlıklı gıda dükkanlarında bulabilirsiniz.

Söğüt (Salix):

Diş ağrım için, çiğnediğim bir tutam söğüt kabu­ğunu macun haline gelince ağnyan dişimin üzerine bastırırım. Söğüt kabuklan aspirinin bitkisel kökeni olan şalisin içerir. Bu kabuklar­dan yapacağımz çay ya da bir parça bitki tentürü ağrıyı gidermeye yardımcı olacaktır.

Ravent (Rheum officinale): Çinliler ravent kökünü diş ağrılarını gidermek için kullanırlar. Bitkinin kökünü kızarttıktan sonra tentür elde etmek için alkole yatırırlar. Daha sonra da bir parça pamukla doğrudan ağnyan dişe uygularlar. Eğer daha önce çok daha etkili bitkiler keşfetmemiş olsaydım, bunu mutlaka denerdim. Ravent altı değişik ağn kesici bileşik içerir.

> Defne (Lauras nobilis):< Defnenin aromatik yağı, bazı diş sorunlarında kullanılan güçlü bakteri öldürücü bir kimyasal (1,8 sineol) içerir. Bu bitkinin diş çürümesini önleyici etkisinden yararlanmak isti sanız, diş macununuzun içeriğinde bu kimyasalın olup olmadığına itil kat edin. Eğer eczanenizde bu bileşiği içeren diş macunu bulamazsanız şansınızı sağlıklı gıda dükkanlarında deneyin.

Kan Otu (Sanguinaria officinalis): Yapılan çok sayıda araştırma kan otu içeren diş bakım ürünlerinin, dişlerde tartar oluşumunu kiz gün gibi kısa bir sürede önemli oranda azalttığını göstermişti! Kan otu, sanguinarin adlı tartar oluşumunu engelleyen bir kimya içerir.

Sanguinarin diş plaklarına bağlanarak plakların dişlere tulün masını engeller. Diş plakları diş çürümelerine olduğu kadar, diş eti hasarlarına da neden oldukları için, kan otu dişeti hastalıkları olıuı yetişkinler için en iyi seçimdir. Eğer bu bitkinin yararlarından yararlanmak isterseniz, kan otu içeren diş macunlan ve ağız çalkalan sıvılarını tercih edin.

Meyan kökü (Glycyrrhiza glabra): Şeker içermeyen tatlandın. Antiseptik ve anti bakteriyel kimyasallar içeren meyan kökü, bünyesinde ayni zamanda güçlü bir çürük önleyici bileşik olan indol barındırır.

Yer fıstığı (Arachis hypogaea): Amerikan Tarım Bakanlığındın emekli olmadan önce, ofisimde sürekli bulundurduğum fıstıklar ytl zünden arkadaşlarım ince ince dalga geçerlerdi. Evet ofisimde fıs! 1! bulunduruyordum çünkü fıstığı severim.

New York Rochester* İdi Eastman Diş Sağlığı Merkezindeki araştırmacıların, fıstığın diş çürümelerine neden olma olasılığının krakerlerden çok daha az oldu olduğunu ortaya çıkardıklarını öğrendim. Krakerlnin dis çürümelerine neden olma olasılığı ise kurutulmuş meyveler, patates cipsleri, tuzlu krakerler, mısır unu krakerleri, meyveler, çikolata ve şeker içeren he r şey den daha azdı.

Çoğu zaman çürüme önleyici fıstıklarımı tatlı, çürümeyi destekleyen kuru üzümle karıştırıp yerim. Eğer dişlerimin çürümesi ile ilgili kaygılarım olsaydı, o zaman sadece fıstıkla yetinirdim.

Stevia (Stevia rebaudiana): Paraguay menşeli bu tatlı bitki bir diğer şekersiz tatlandırıcıdır. Amerika'da yaygın olarak kullanılır fakat Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanmıştır.

Yabani Bergamot (Monarda fistulosa): Bu bitkinin bünyesinde barındırdığı çürük önleyici bileşik geraniolun oranı, milyonda 30.000'lere kadar çıkabilmektedir. Bitki, çayından 20 kat daha fazla geraniol içerir.

Yabani bergamot, aynı zamanda bir diğer güçlü antiseptik olan timol içerir. Timol birçok ağız çalkalama sıvısının aktif bileşenidir. iyi de neden yalnızca timol de takılıp kalalım?

Benim güçlü ağız çalkalama sıvım, diş çürümelerine karşı etkili çok sayıda oral antiseptik içeriyor.

Gür Çalı (Larrea divaricata): Bitkinin halk arasında diş ağrısı ilacı olarak kullanıldığını bilen araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırma, bu bitki ile yapılan ağız sıvılarının dişlerde plak oluşumunu oranında azalttığını göstermiştir.

Bilim insanlan, bitkinin bileşimindeki nordihydroguarietic asidin son derece güçlü bir antiseptik olduğunu keşfetmişlerdir. Ağız sıvısı olarak kullanmak üzere bir ça; hazırlayın, fakat işiniz bittikten sonra yutmayın.

Mürrüsafi (Commiphora): Mürrüsafinin antiseptik olarak kulları­mı ilk çağlara kadar uzanır. Bitkinin tentürü hem koku giderici her de dezenfektan özelliklere sahiptir ve gargara ya da ağız çalkalan; sıvısı olarak da kullanılabilir.

Papatya (Matricaria recutita): E komisyonu, papatyanın dişeti iltihaplarının tedavisi için gargaralar ya da ağız yıkama sıvıları ka­dar etkili olduğunu onaylamıştır. Papatyanın içeriğinde bazı anti inf-lamatuar ve antiseptik bileşikler bulunur.

Papatyayı yalnızca dişeti hastalıklannın tedavisinde değil, bu has­talıklardan korunmak için de kullanabilirsiniz. 250 ml. kaynar suya 2-3 çay kaşığı papatya atın ve on dakika bekledikten sonra süzerek yemeklerden sonra için ya da ağzınızı çalkalamak için kullanın.

Diş hekimleri, alerjilere neden olabilen kanaryaotugillerin akrabası olduğu için, papat­yaya karşı ihtiyatlı olunması gerektiğini belirtiyorlarsa da tecrübelerime göre böyle bir durum çok nadiren gelişiyor. Eğer herhangi bir alerjik re­aksiyon hissederseniz pa­patya kullanmayı kesin.

Ekinezya (Echinacea): Herbalist ve botanist Christopher Hobbs "Hand­book for Herbal Healing1 adlı kitabında, diğer birçok hastalığın tedavisine oldu­ğu gibi, dişeti iltihapların­da da ekinezyayı öneriyor. Bu bitki anti bakteriyel ve bağışıklık sistemini güç­lendirici özelliklere sahiptir. Ağız çalkalama sıvını­zın içine 10-12 damla kadar ekinezya tentürü karış­tırıp ağzınızı bu karışımla çalkalayın.

Semizotu (Portulaca olerácea): Genel olarak dişeti hastalıkları­nın tedavisinde magnezyum ve C vitamini bakımından zengin yiye­cekler önerilir. Kişniş, börülce, karahindiba, meyan kökü, marul, haşhaş tohumu, ıspanak, ısırgan otu yapraklan ve taze fasulye de magnezyum bakımından zengin sebzelerdir.

Yeri gelmişken, diş eti iltihaplanna hiçbir kaçış yolu bırakmayan magnezyum kanşımım-dan bahsedeyim: Karahindiba, ısırgan otu yaprakları, semizotu ve ıspanak yapraklannı kanştmp buharda pişirin. Afiyet olsun.

Adaçayı (Salvia officinalis): Avrupalılar diş ve dişetlerini ada çayı yaprakları ile ovarlardı. Bunu ben de denedim. Göründüğü ka-danyla, adaçaymın içeriğindeki kanı durdurucu tanen ve bazı aromatik antiseptik bileşiklere sayesinde gerçekten yaran oluyor. Ada­çayı bahçemde neredeyse yıl boyunca bulunur.

Bunları bahçeden toplamak, sanguarin içeren ürünler almaktan çok daha ucuz, çünkü adaçayı hemen hemen sanguarinli diş macunlan kadar etkili.

Günü­müzde yapılan bazı araştırmalar bu yaklaşımı destekliyor.

E komis­yonu, 250 ml. kaynar suya 2-3 çay kaşığı adaçayı yaprağı kanştmla-rak yapılacak anti-gingivitis çayının kullanımını onaylamaktadır. En iyisi adaçayını makul miktarlarda kullanmaktır; çünkü içerdiği thu-jone adlı bileşik yüksek dozlarda alınırsa spazmlara neden olabil­mektedir.

Çay (Camellia sinensis): Adaçayı gibi çay da kim durdurucudur. Hu özelliği ile dis çürümeleri ve dişeti iltihaplarına yol açan bakterilerin ağza yerleşmelerine engel olur. Aynı zamanda beş değişik anti bakteriyel bileşik içerin çayı, meyan kökü ile tatlandırabilirsiniz

Aynısafa çiçeği (Calendula officinalis): Antibakteriyel, antiviral ve bağışıklık sistemi uyarıcı özellikleriyle, aynısafa çiçeği özütleri diş eti haplarının tedavisinde yararlıdır. Tek dikkat etmeniz gereken şey, saman nezlenizin olup olmadığıdır. Kanaryaotugillere alejisi olan bünyeler, bu bitkiye de alerjik tepkiler verebilmektedir. Bu nedenle kullanım esnasında değişik reaksiyonlar görürseniz kullanmayı bırakın.

Diğer diş eti ve diş sağlığı ürünlerimizi gömek için lütfen tıklayınız >> Nane (Menthapiperita): Dişeti iltihaplarından korunmak için, gn nümüzde birçok ürünün tatlandırılmasında yapay olarak kullanıl.m diş maeununuzdaki naneye güvenebilirsiniz, fakat gerçek nane dişeti çürümelerine neden olan bakterilerle de savaşır.

250 ml kaynaı suya 2 çay kaşığı kuru nane karıştırarak hazırlayacağınız çayı içebilir ya da ağzınızı çalkalayabilirsiniz. Naneli sakız çiğnemek ya da mı ne şekeri yemek yerine, taze nane yapraklarını da çiğneyebilirsiniz.

Ratanya (Krameria triandra)

E komisyonu, ratanya kabusunun dişeti iltihaplarının tedavisinde kullanılabileceğini onaylamışla Bu bitki de çay gibi antiseptik tanen bileşiği içerir. Ratanya çayı yap inak için 250 ml. kaynar suya bir çay kaşığı kurutulmuş ratanyi koyup dinlendirin. Bu çayı da içebilir ya da ağzınızı çalkalayabilirsiniz.

Isırgan otu (Urtica dioica): Yapraklarındaki magnezyuma ek olarak Rusya'da yapılan araştırmalar ısırgan otu çayının anlı bakteri yel özellikler taşıdığını ortaya koymuştur.

Isırgan otu içeren ağız çalkalama sıvıları ve diş macunları, dişlerde plak oluşumunu büyük ölçüde azaltmaktadır. Hele bunlara biraz da ardıç karıştırırsanız, ı-ı kişi daha da artmakladır.

Ağız ve diş sağlığınız için kullandınız Ürünlerden, içeriğinde bu bitkileri barındıranları tercih edin

Teatree (Melaleuca)

Teastree yağı güçlü bir atiseptiktir ve bir çok herbalistin, harici kullanımlar için öncelikli dezenfektan tercihidir.

Teatree yağını dişeti iltihapları ve ağız içi yaralarının tedavisinde kullanacaksanız, yutmamaya ılık kal edin Birkaç; damla teatree yağı ilave ettiğiniz bir bardak suyla yapacağınız gargara, gingivitis ile yaptığınız savaşta son terece yararlı bir silah olacaktır.

Diğer UÇUCU yağlarda olduğu gibi, teatree yağı da kesinlikle oral yolla kul­lanılmamalıdır.

Su Teresi (Nasturtium oflBcinale): Chinese Herbal Remedies" adlı kitabın yazarı, farmakognozist Dr. Albert Leung, kitabında Çinlilerin su teresiyle nasıl tanıştıklarının hikayesini anlatıyor. 19. yüzyılda Dr. Leung'un atalarının memleketi Çin'de, San Francisco "altın dağ" anla­mına gelen Gum San adıyla anılıyordu. O zamanlar, ülkedeki genç er­kekler şöhret ve servet kazanmak için Gum San'a gidiyorlardı.

San Francisco'da demir yolu inşaatında çalışan Çinlilerin bir­çoğu tüberkülozdan ölmüştü. Efsaneye göre, yaptıkları umutsuzca denemeler sonunda su teresinin tüberküloza iyi geldiğini keşfetmişlerdi. Su teresi yiyerek iyileşenler, bu sırrı anavatanları Çin'e götür­meye karar verdiler ve o güne kadar biriktirdikleri paralar ve su teresi tohumlarıyla Çin'e geri döndüler. Günümüzde Çin'de yaşayanlar dişeti yaralarını tedavi etmek için su teresi çiğniyorlar. Eğer ta­dından hoşlanırsanız, dişeti iltihaplarınızı tedavi etmek için su tere­si çiğneyebilirsiniz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp