Beta-Adrenerjik İlaçlar

Beta-Adrenerjik İlaçlar :

Bronş çevresindeki düz kasların alfa ve beta reseptörleri vardır. Bunlara adrenerjik reseptör adı verilir. Alfa adrenerjik reseptörlerin uyarılmasıyla vazokonstrüksiyon olur. Bu nedenle alfa agonistler anaflaktik şok, anjio ödem ve allerjik nezlenin burun tıkanıklığında kullanılır. Alfa adrenoreseptörler alfa 1 ve alfa 2 olarak iki alt gruba ayrılır. Bu reseptörler az da olsa bronş düz kaslarının kasılmasına neden olduğundan hipertansiyon tedavisi için beta reseptör bloke edici ilaç alan hastalarda kullanılması sakıncalı olabilir. Beta 1 adrenoseptörlerin de beta 1 ve beta 2 alt grupları vardır. Beta 1 adrenoreseptörler daha çok kalp kaslarında bulunduğundan bunların uyarılmasıyla kalp kontraksiyonu artar ve nabız hızlanır. Bu nedenle astımda bronkodilatör olarak bunların kullanılması sakıncalı olabilir. Beta 2 adrenore septörlerin uyarılması cAMP artırılarak bronş düz kaslarının gevşemesine neden olduğundan bronşial astım tedavisinde kullanılmaktadır. Beta 2 agonistleri aynı zamanda damarların dilatasyonuna neden olduğundan diastolik basıncı düşürebilir. Beta 2 reseptörler aynı zamanda çizgili kaslarda da bulunduğundan ellerde titremelere neden olabilir.
Adrenoreseptor grubu sempatomimetik ilaçların önemlilerinden biri adrenalindir. Adrenalin, alfa ve beta reseptörleri birlikte stimüle eder. Alfa etkisi ile kalp ve merkez sinir sistemini stimüle ederek deri kan damarlarını daraltır ve solunum yollarını genişletir. Bu etkisi dolayısıyla anaflaktik şok tedavisinde ilk tercih edilecek ilaçlardandır. Cilt altında enjekte edilerek kullanılır. Erişkinlerde solukluk, çarpıntı, baş dönmesi, aritmi gibi yan etkileri nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır. Anaflaktik şok ve astım krizlerinde acil olarak kullanılabilir. Ayrıca alfa etkisi olmayan beta 2 selektif bronkodilatatörler de kullanılmaktadır. Beta-2 selektif bronkodilatatörlerden en sık kullanılanları fenoterol, salbutamol ve terbutalindir. Bunların etkisi inhalasyon şeklinde kullanıldığı zaman 4-8 saat devam eder. Basınçlı sıkıştırılmış doz ayarlı aerosol formlarında ilaç 25 mikron büyüklüğünde partiküller halinde sıvı freon içinde süspansiyon halindedir. Günde 4 defa ikişer püskürtme olarak kullanılırlar. Aerosollerin inhalasyonu özel bir tekniği gerektirir. Uygun teknikle yapıldığı takdirde sıkılan ilacın sadece % 10 u solunum sistemine, gerisi de ağız, farinks veya gastrointestinel sisteme gider ve oradan sistemik dolaşıma katılır. İnhalasyona yardımcı bazı cihazlar da kullanılmaktadır.
İnhalasyon şeklinde kullanılan diğer bir formda ilaçların toz halinde olanıdır. Bu şekilde ilaç birkaç kez yavaşça inhale edilebildiğinden kullanımı daha kolay olmaktadır. İnhalasyon tarzında kullanılan ilaçların etkisi genel olarak bir kaç dakika içinde başlar, 0,5-2 saat sonra zirveye çıkar ve 4-12 saat sonra da sona erer.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp