Astım

Astım hastalığının meydana gelmesinde gerekse genetik, gerekse çevresel faktörler etkili.Bu hastalıkla başa çıkabilmek için ilk önce hasta ve yakınlarının birlikte eğitim görmesi gerekiyor.Astım, kadınlarda daha sık görülen bir hastalık ve pek çok türü var. Alerjik ve alerjik olmayan olarak ikiye ayrılıyor. Evcil hayvanlar, polenler, küfler alerjiye neden olan maddelerdir. Alerjen bulunmayan türde; nezle, gribal enfeksiyonlar, soğuk veya kirli hava, sigara dumanı, parfüm kokusu, gıda katkı maddeleri ve stres etkili oluyor.Mesleksel astım, kişinin çalıştığı ortamda karşılaştığı etkenlerden ortaya çıkar. Koruyucu maske kullanımının yararı olabiliyor.

Egzersiz astım`ı efor sırasında ortaya çıkan bir tür deride sıcaklık, kızarma, kaşıntı ve kuru öksürükle birlikte seyreder. Egzersizden 4 saat öncesine kadar yemek yemeyin, ilaç almayın. Çok sıcak ve nemli havada egzersiz yapmayın.

Gece astım`ı olan kişiler, sabaha karşı, öksürük, hırıltı ve nefes darlığı ile uyanır. Yatak odası bu türde çok önemli. Evcil hayvanları odanıza sokmayın. Oda ısısının soğuk olmamasına, yün, yorgan, yastık gibi eşyalarda akarlarla mücadeleye dikkat edin.

Kronik astım, medikal tedaviye çok fazla yanıt vermiyor. Bu durumda özellikle bilinçsiz ilaç kullanmak çok sakıncalı. Alerjik maddelere dikkat edin.
Yiyeceklere bağlı astım`da proteinler ile dondurulmuş gıdalar, ve fast foodlardaki katkı maddeleri sülfitler rol oynuyor. Bu yiyeceklerin uzun süre dayanması için kullanılan sülfitler, krizleri tetikliyor. Aşırı tuz ve alkol tüketmemeye de dikkat edin.

Gastrik astım, mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla oluşuyor. Buna reflü deniyor. Mide fıtığı olanlarda yaygın bir hastalık. Hafif yiyin ve 3 saatten önce sırtüstü yatmayın. Astım`la mücadelede besinler önemli rol oynuyor. A,C,E vitamini içeren besinler vücudun direncini artırıyor.

Astım hastalığı bebeklikte başlıyor
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Türktaş, astımın sadece erişkin değil, bebeklik dönemi hastalığı haline geldiğini ve hastalıkta genetik faktörlerin de rol oynadığını söyledi.

Türktaş, bir ilaç firmasının toplantısına katılmak üzere geldiği Adana'da, kronik, iltihabi bir havayolu hastalığı olan astımın, tüm dünyada görülme sıklığının artmasına karşın, sevindirici unsurun, yeni tedavi yöntemlerindeki gelişmeler olduğunu belirtti.
Astımın, genel kanının aksine akciğer kanserinde olduğu gibi sadece erişkinlerde değil, 1 yaşındaki bir bebekte dahi görülebildiğine dikkati çeken Türktaş, ''Astım, çocuklarda yüzde 7, erişkinlerde yüzde 5 civarında görülüyor'' dedi.

Türktaş, her yıl ortalama 180 bin astım hastasının öldüğünü, ancakyeni tedavi yöntemlerinin umut verici olduğunu ve hastaların yaşam kalitelerinin yükseltildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Dünyada astım hastalığının görülme sıklığı her 10 yılda yüzde 50artıyor. Yaklaşık 100-150 milyon arasında insanın da astım hastası olduğu tahmin ediliyor. Batı Avrupa'da son 10 yıl içinde astımın görülme sıklığı iki kat artmıştır.
Dünyada astımın yol açtığı maddi kaybın ise tüberküloz ve AIDS'in toplam maliyetinden fazla olduğu tahmin ediliyor. Bunun sadece ABD'deki yıllık maliyeti 6.4 milyar dolardır. Türkiye'de ise en az yaklaşık 3 milyon astım hastası var.''

GENETİK FAKTÖRLER

Türktaş, astımda genetik faktörlerin de önemli rol oynadığını, anne ve babasından herhangi biri astımlı olan bebekte bu hastalığın görülmesinin diğerlerine oranla 3-5 kat, hem annesi hem babası astımlıolan bebekte ise 6-7 kat daha fazla olduğunu söyledi. Türktaş, ''Ancak, bu astımlı her anne babanın çocuğu astımlı olur anlamına gelmez'' dedi.

Astımın, zatürree gibi antibiyotik kullanımıyla tamamen giderilmediğini, tıpkı şeker hastalığında olduğu gibi sürekli kontrol altında tutulmasının zorunlu olduğunu ifade eden Türktaş, ancak astımdan korkulmaması ve hastaların bunu (kabus) olarak değerlendirmemesi gerektiğini anlattı.
Türktaş, nefes darlığı, özellikle sabaha karşı yaşanan hırıltılı soluma ve öksürüğün tipik astım belirtileri olduğuna dikkati çekerek, özellikle çocuklardaki bu belirtilerin sıradan bir soğuk algınlığı gibi değerlendirilmeyip zaman geçirilmeden teşhis edilmesi gerekmektedir.

Astım hastalarında akciğer kanseri riski

İsveç'te yapılan bir araştırma, astım hastalarının akciğer kanserine yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ve kadınları daha fazla tehdit ettiğini ortaya koydu.

Dr. Paulo Boffetta liderliğindeki uluslararası ekip 30 yılı aşkın bir süre boyunca 100 binden fazla hastayı izledi. Hastaların hepsi, astım teşhisinin ardından yakın takibe alınmış kişilerdi. Araştırmaya, Dünya Sağlık Örgütü'nün Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü ve Uppsala Üniversitesi'nden uzmanlar da katıldı. Sonuçta, astım ve akciğer kanseri bağlantısının beklenenden yüzde 58 daha yüksek olduğu belirlendi.

Fransa'nın Lyon kentindeki Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nda görevli Dr. Paolo Boffetta, araştırma sonuçlarını değerlendirirken, ‘‘Araştırmalarımızı derinleştiriyoruz. Astım ve akciğer kanserini tetikleyen bir mekanizma olabilir. Çevre faktörlerini, hayat tarzını dikkate alıyoruz ve sigaranın en önemli etken olduğunu tahmin ediyoruz‘‘ dedi.

Astım da alerjik hastalıktır
Özellikle bahar aylarında alerji ve astım, kolkola, aramızda dolaşıp sağlımızı tehdit ediyolar.
Böyle bir benzetme yapmamızın önemli bir nedeni var: Astım da bir tür alerjik hastalık. Dünya üzerinde milyonlarca ama milyonlarca kişinin alerji ve de astım sorunu var. Astım, genellikle çocukluk yıllarında ortaya çıkıp, bir ömür boyu kurbanlarını rahat bırakmıyor. Dünyaca ünlü sporcular, sanatçılar arasında astımdan yakınan pek çok kişiye rastlanıyor. Ülkemizde de astımdan söz edilince akla gelen ilk ünlü isim pop sanatçısı Nilüfer oluyor. Kurbanlarına güzelim bahar aylarını zehir eden astımı tanıyalım...

Astım nedir?
Astım, bir alerji türüdür. Alerjiye bağlı olarak solunum yollarının iç zarının şişmesi ve sıkışması sonucunda sık sık tekrarlanan krizlerle kendini belli eder. Krizler, soluduğunuz bir maddeye karşı aşırı duyarlıkla tetiklenir. Örneğin bir polen ya da ev-tozu gibi. Bu durumda, vücut histamin gibi maddeleri salgılar ve solunum yolu şişerek daralır. Astım krizi sırasında solunum yolu çevresindeki kaslar sıklaşır, çeperleri şişer ve sümüksü bir madde salgılanır. Hava kanallarının giderek daralması öksürüklere ve nefes darlığına neden olur.

Astımın belirtileri

Astım uzmanları, astım hastalığının tedavisinde gecikildiği takdirde, sağlık durumunda ciddi sorunlar yaşanabileceğini ve de akciğerlerde giderilmesi imkansız sorunların çıkabileceğini hatırlatıyorlar. Astım belirtileri, öksürük, göğüste sıkışma, solunumda ıslık sesi ve nefes darlığı olarak sıralanıyor.

Eğer bir kimse özellikle geceleri öksürük nöbetleri yüzünden uyumakta zorlanıyorsa, gün içinde klasik astım belirtileri türünden atakları oluyorsa doktora muayene olmalıdır.

Tetikleyicileri iyi tanımak gerekir
Astım hastalarının, krizleri tetikleyen nedenleri çok iyi bilmeleri gerekir.

Soğuk algınlığı, virüs enfeksiyonları, evdeki tozlar, polenler, kediler, köpekler ve diğer kürklü ya da tüylü hayvanlar, kirli hava, ani ısı değişmeleri, egzoz ve sigara dumanı, boyalar, bazı kimyasallar ve hatta parfümlerin kokusu, egzersiz, heyecanlanma, bağırma, gülme tetikleyici olabilir. Hastaların kendi bünyelerini bilerek tetikleyicilerden uzak durması krizleri önleyecektir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp