Astım İle Hipertansiyon

Astım İle Hipertansiyon :

Astım  İle Hipertansiyon



Bu hastalardaki hipertansiyonun özellikleri aşağıda anlatılmıştır:
 
• Özellikle astım krizi dönemlerinde hastalarda oksijen azalmasına, hava açlığına bağlı olarak, nabız hızlanabilir, tansiyon yükselmeleri görülebilir. Astım krizi dönemlerinde daha çok büyük, yani sistolik tansiyonda yükselme gözlenir. Hasta rahatlatılırsa, oksijen tedavisi yapılırsa, kan basıncı genellikle normale döner.
 
• Astım ve KOAH’lı hastaların tedavisinde çok zorunlu olmadıkça beta blokör türü ilaçlar kullanılmamalıdır. Bronşlarda büzülmeye neden olarak, nefes darlığına yol açabilirler.
 
• Akciğer hastalarında öksürük yapabilen ACE inhibitörü denilen ilaçlar dikkatli kullanılmalıdırlar. Bu grup ilaçlar, astıma veya akciğere olumsuz etki yapmazlar, ancak öksürük yaparlarsa, ayırt etmek zorlaşabilir.
 
• Ağır astım hastalarında bazen kortizon vermek gerekebilir. Kortizon ilacı tansiyonun kontrolünü zorlaştırabilir. Kan basıncı tedavisi yapılırken, ilaç dozlarında kortizonun kan basıncını yükselteceği düşünülerek ayarlama yapılmalıdır.
 
• Sprey şeklinde verilen kortizon ilaçları kan basıncını etkilemezler, rahatlıkla kullanılabilir.

Hipertansiyon ve Astımın Akupunkturla Tedavisi

Beyin tüm vücudu sürekli olarak denetler, değerlendirir. Tüm değerlerin ''''normal''''lerini belirler ve vücudu belirlenmiş bu değerlere göre düzenleyerek dengede tutmaya çalışır. Kilomuz, vücut ısımız, kan şekerimiz, kandaki kalsiyum, tuz, potasyum gibi onlarca maddenin düzeyi denetlenir, sinirsel ve hormonal mekanizmalar yardımıyla vücutta bu denge sağlanır.

İşte insan beyninin bu denge algısında veya denge düzeyi olarak belirlediği ölçü kriterlerinde bir sapma meydana gelecek olursa vücutta problemler oluşmaya başlar. Bu durum bir çok kronik hastalığın arkasındaki en temel nedeni oluşturur.

Örneğin beynimiz kan basıncımızın normalini 160 /90 mmHg (16 /9) olarak belirlemişse biz ne yaparsak yapalım, neyi kullanırsak kullanalım etkisi geçer geçmez tekrar kan basıncını bu belirlediği düzeye, yani 16''''ya 9 seviyesine çekecektir.

Yapılması gereken beynin bu algı / kriter sorununu çözümlemektir. Akupunkturla yapılan tedavinin en önemli bölümünü de bu düzenleme oluşturur. Diğer taraftan yapılan tedaviyle kan damarları rahatlatılır, böbreklerin çalışması da düzenlenir.

Yaklaşık 12 seanslık bir tedaviden sonra hasta tedavi öncesine göre daha huzurlu, kan basıncı, yani tansiyonu ilaç kullanmadığı halde normal sınırlarda seyreden biri olarak hayatına devam eder.

Tedaviden 1 yıl kadar sonra, ilk yapılan tedavinin dörtte biri kadarlık bir tedaviyle beyne hatırlatma yapılır ve tedavi süreci sona erer ya da duruma göre seanslar seyrekleştirilerek tedaviye bir süre devam edilir.

Astımlı bir hasta açısından ise akciğerlerdeki hava yollarının genişliğinde sorun vardır. Yani, hava yolları olması gerekenden daha dardır. Özellikle efor esnasında veya stres durumlarında, ya da hafif bir alerjenin veya tozun devreye girmesiyle bu darlık daha da belirginleşir. Astım rahatsızlığında da yine beyne giden sinyallerde ve beynin algısında bir bozulma vardır.

Yapılan tedaviyle akciğerdeki hava kanalları olması gereken genişliğe getirilir. Böylece hasta ilaç kullanmadan rahat bir nefes alabilecektir. Astımda da yine çoğunlukla 12 seanslık bir tedavi yeterlidir.

Tedavilerde son derece ince iğneler kullanılır. İğneler tek kullanımlıktır ve tedavi sonrasında atılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp