Astım Hastalığı Bitkisel Tedavi

Astım Hastalığı Bitkisel Tedavi :

Tarihsel olarak astım tedavisinde kullanılan en popüler tıbbi bitki, bitkisel ekspektoranlarla birlikte kullanılan deniz üzümü yani Ep-hedra sinica (Ma huanğ) olmuştur. Yaygın kullanılan ekspektoranlar arasında meyan kö­kü (Glycyrrhiza glabra), grindelya (Grindelia camporum), euphorbia (Euphorbia hırta), Drosera rotundifolia ve senega (Poly-gala senega) bulunur. Deniz üzümü ve alkaloidlerinin hafif ve orta dereceli astım ile sa­man nezlesinin tedavisinde bronkodilatatör etki göstermesinden dolayı bu tedavi yaklaşı­mı uygun gibi gözükmektedir. Bronkodila­tatör etki zirveye bir saatte ulaşmakta ve beş saat boyunca sürmektedir. Bunun yanı sıra bahsedilmesi gereken diğer tıbbi bitkiler de bulunur.

Anason (Pimpinella ani-sum): Yunanlılar astım ve diğer solunum yolları hastalıkları için bu iki bitkiden yaptıkları çaylan kullanırlar. Her iki bitki de bronşiyal sekresyonu çözen kreosol ve alfa pinen gibi- kimyasallar içerir. Rezene tohumları (daha doğrusu meyveleri) milyonda 8,800 alfa pinen içerir. Geleneksel bir solu¬num yolları ilacı olarak kul¬lanılmasına rağmen, ironik bir şekilde anason bir süper star değildir, içeriğinde yalnız tuzca milyonda 360 oranında alfa pinen barındırır. Çok sayıda başka bitki de zengin alfa pinen kaynağı ve aslım ilacı olarak kabul edilir. Bunlar arasında maydanoz tohumu, kism ardıç, kakule, sassafra, zencefil, Çin melekotu, dereotu, tarhun civanperçemini sayabiliriz. Bunlardan bir tanesiyle ya da birkar ı nesini karıştırıp, içine de biraz meyan kökü ilave ederek harika bir astım çayı hazırlayabilirsiniz.

Domates (Lycopersicon lycopersicum): Yapılan kırk kadar kapsamlı araştırma, her gün alınacak yaklaşık 1000 mg. C vitamininin astım krizlerini, bronşiyal spazmları, göğüs hırlamasını, solunum yolu enfeksiyonlarını, burun tıkanıklığını, göz sulanmasını ve diğer alerjik semptomlan ortadan kaldırdığını ortaya koymuştur. C vitamini histamin salgılanmasını bastırır.

Size tavsiyem C vitamini bakımından zengin besinler tüketme-nizdir, ancak bunu yaparken yalnızca turunçgiller, domates ve mey­velerle sınırlı kalmayıp, biber ve çilek gibi zengin C vitamini kay­naklarından da yararlanın derim. Tüm bunların yanında vitamin tak­viyeleri de alabilirsiniz. Ancak turunçgilleri çokça tüketmenin fay­dası, bu meyvelerin yüksek oranda C vitamini içermeleri yanında, aynı zamanda güçlü birer flavanoid kaynakları olmalarıdır. Flavano-idler histamin salgılanmasını bastırarak bu sayede alerjik semptom­ları ve alerjiye bağlı astım nöbetlerini de engeller.

Deniz üzümü (Ephedra sinica):Birçok botanist deniz üzümü¬nün dünyanın en eski ilacı olduğunu söyler. Çinliler bu bitkiyi binlerce yıldan bu yana astım ve diğer solunum hastalıklarının tedavisinde kullanmaktadırlar.

Bilim insanlan deniz üzümünün aktif bileşenleri olan efedrin ve südoefedrini 1887 yılında ayırmayı başarmışlardır. Fakat Amerikalı doktorlar bu maddeleri 1. Dünya Savaşımn sonuna kadar reçetelerine yazmamışlardır. Doktorlar bu kimyasalların bronkodilatör, nazal dekonjestan ve merkezi sinir sistemini uyarıcı özelliklerini, ancak o dönemde anlamaya başlamışlardır. Südoefedrin o zaman¬dan beri reçetesiz dekonjestan ilaç olarak satılmaktadır. Sudafed markası bu kimyasalın adından esinlenerek ortaya çıkmıştır.

Deniz üzümü kendi başına -tıpkı kimyasal bileşenleri olan efedrin ve südoefedrin gibi- uykusuzluk, anksiyete, huzursuzluk ve yüksek tansiyon gibi yan etkilere neden olmaktadır. Bu yüzden bu bitkiyi kullanırken son derece dikkatli olmalısınız. Doğrusu, eğer gerçekten yüksek dozlarda kullanırsanız çok tuhaf şeyler olabilir. Tıp literatüründe efedrin nedeniyle gelişen 20 psikoz vakası kayıtlı¬dır ve Amerikan Gıda ve ilaç Dairesi, efedrin ve türevlerinin satış ve dağıtımını kontrol altında tutmak için bir dizi önlem almıştır.

Ancak, eğer dikkatli biriyseniz bu bitki astımı kontrol altına almada son derece yararlıdır. Bitkinin aktif bileşenlerini içeren ve reçetesiz olarak satılan ilaçlar yerine, bitkinin kurutulmuşunun çayını yaparak içebilirsiniz.

Çay yapmak için bir çay kaşığı deniz üzümü ya da şifalı bitkiler satılan dükkanlardan veya eczaneden alabileceğiniz tentüründen yarım ile bir çay kaşığı arası kullanabilirsiniz.

Deniz üzümünün uyarıcı etkisi nedeniyle, bazı uyanıklar deniz Üzümü ürünlerini "enerji verici formül" olarak salmaktadırlar, fakat son birkft yıl İçinde bu bitkinin yanlış kullanımı yüzünden ölen insanlar vardır. Uyancı özelliklere sahip olması nedeniyle, öncelikle çocuk doktorunuzla görüşmeden, çocuklardaki astım hastalığının tedavisi için bu bitkiyi kesinlikle kullanmamanızı öneririm.

Isırgan otu (Urtìca dioica): 400 yıl önce İngiliz herbalist Nic­holas Culpeper, ısırgan otunun kökünün ve yapraklarının hem suyu­nu çıkararak hem de çay gibi demleyerek içmenin hiçbir riski olma­dığı gibi, akciğer kanallarını ve bronşlan açmaya yardımcı olan bir ilaç niteliği olduğu iddiasını ortaya attı.

Uzun yıllar boyunca ısırgan otuna en iyi astım ilacı gözüyle ba­kan Avustralyalılar, bitkinin kökünden ve yapraklarından elde ettik­ler suyu bal ve şekerle karıştırıp içiyorlar ve bunun bronşiyal prob­lemleri tedavi ettiğine son derece büyük bir bağlılıkla inanıyorlardı. Amerikalılar ise, 5 yıl önce ısırgan otunun güçlü bir autihistaminik ol­duğunu açıklayan bir araştırma raporu yaymlanıncaya kadar bu bitki­nin farkında değillerdi. Şimdilerde ise, astım ve saman nezlesi hasta­larına her geçen gün daha da artan bir ilgiyle, ısırgan otu öneriyorlar. Alerji ve astım hastası dostlarım düzenli olarak bitki bağıma gelip ısırgan otu topluyorlar.

Meyankökü çayı boğamı yumuşattığı için boğaz ağrısı, öksürük ve astım vakalannda sıkça tavsiye edilir. Meyan kökü ve bundan çıkarılan özütler, makul ölçüde -günde üç fincana kadar kullanıldığı sürece risk yaratmıı/l Bununla birlikte, uzun süreli kullanımlarda ya da aşın miktarlına alındığında baş ağrısı, uyuşukluk, vücutta sodyum ve su tutulun aşırı potasyum kaybı ve yüksek tansiyona neden olabilir. Eğer astımınız için düzenli olarak meyan kökü kullanmaya zarar vermişseniz, degliserinize özütleri (DGLE) tercih edin çtlııloı bunların yan etkileri daha azdır. Piyasada reçetesiz olarak satıl m çok sayıda DGLE preparatı bulabilirsiniz. Ben meyan kökünü ı m kul miktarlarda) özellikle ağır baskı altında kaldığım zamanlan h bitki çayımın içine bir parça kurutulmuş kökünden ilave ederrk kullanıyorum.

(Ginko biloba): Asyalı şif acılar, ginko yapraklarından eldr ettikleri özütleri yüzyıllarca astım, alerji, bronşit ve öksürüğü tedavi etmek için kullanmışlardır. Ginko yaşlılık arazlarına karşı etkisiyle son yıllarda Batı'da büyük rağbet görmeye başlamıştır. Ginko beyne kan akışını artırmakta, inme ve diğer yaşlılık hastalıklarının tedavi sinde kullanılmaktadır, fakat Çin'de hâlâ astım tedavisinde kullanıl maktadır. Ginko görevini, kanda bulunan ve bronşiyal spazmları te-tikleyen trombosit-etkinleştirme faktörü adlı proteini baskı altında tutar. Ginko aktif bileşenleri ginkolidler ağacın yapraklarında çok az denilecek miktarlarda bulunmaktadır. Uygun ölçülerde bir doz ilaç ;ılmal< irin, İm aslım hastası günde en az elli tane ginko yaprağı yemel Slorundadıı Ben birçok insanın ulaşmasının dahi mümkün olmadığı bitkileri yiyebiliyorum, fakat benim bile bu kadar ginko yaprağı temin etme imkanım yok. Bu bitkiyi elde etmenin en iyi yolu 50:1 oranında hazırlanmış özütlerini satın almak. Şifalı bitkiler satılan dükkanlarda ve bazı ec­zaneler bu özütleri bulunduruyorlar. Fakat kullanmadan önce kul­lanma talimatını mutlaka okuyun. Günde 60 ila 240 mg. arası standartlaştırılmış özüt alabilirsiniz, kesinlikle bu miktarları aşmayın. Aşırı dozda alınması halinde ginko, diyare, sinirlilik hali ve huzur­suzluğa neden olabilir.

ÇEŞİTLİ BİTKİLER

Veri tabanımda anti-astım maddeler içeren bitki­leri araştırdığımda, sözünü etmeye değer yeterince bitki olduğunu gördüm. Çay, rezene ve Arnavut biberinde en az altı tane anti-astım madde buldum. Bu sayı soğan, kişniş ve yeşil biberde beşe düşer ken; lahana, kakao, havuç, yabanmersini, kuş üzümü, patlıcan, üzüm, portakal, yabani mercanköşk, adaçayı ve domatesi kapsayan büyük bir grup ise dört tane anti-astım madde içeriyor.

Anti-astım bileşiklerin oransal olarak hangi bitkilerde Oİduğunt baktığımda Isö, meyan kökü ve çay bu konudaki şampiyonluğu bir bitkiye Kakao, kakule maydanoz da bu bakımdan oldukça zengin görünüyor. Bu bitkilerle çabucak çeşitli ilginç öğünler hazırlayabilirsiniz. Üzerine rezene serpilmiş portakal, üzüm ve yaban mersininden olu­şan bir meyve salatasına ne dersiniz? Ya da patlıcan, soğan ve do­mates salatasını ada çayı ile zenginleştirmeye? Son olarak, Japonların wasabisinin de denenmeye değer oldu­ğunu söylemek isterim.

Amerikalılar ve Avrupalılar yaban turpunu sevdikleri gibi, Japonların gözdesi de wasabi. Wasabi sinüsleri te mizlediği gibi yapılan bazı araştırma sonuçlanna göre, her gün alı­nan bir kaşık wasabinin alerjileri, özellikle de saman nezlesini önle diği anlaşılmıştır. Bu da bana wasabinin astımla da başa çıkabileceğini düşündürüyor. Eğer astım hastası olsaydım wasabiyi mutlaka denerdim. W;ı sabiyi doğuya özgü ürünler satan her dükkandan temin edebiliri niz. Wasabiyi tıpkı yaban turpunu tükettiğiniz şekilde kullanabilenğiniz gibi, krakerlerinizin üzerine serpebilir, dip sosunuza kar isi im bilir ya da Japonların yaptıkları gibi suşiyle birlikte yiyebilirsiniz Bu arada wasabinin son derece acı olduğunu da aklınızdaneı karmayın. Eğer acı yiyeceklerden hoşlanmıyorsanız, wasabiyi astmınızı tedavi etmek için kullanmayı düşünmeyin bile.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp