artrit çeşitleri nelerdir

ARTRİT ÇEŞİTLERİ

Romatoid artrit için Omega 3 yağ asiti olan somon, sardunya, uskumru ve göl alabalığı koruyucu, ağrıları ve şişlikleri giderici etki yapabilir. Balık yağının hayvanlan deri veremininden koruduğu tespit edilmiştir.

1.Bulaşıcı (enfektif) artritler. Bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmaların yol açtığı eklem iltihaplandır. Etkenin cins ve türüne göre değişik tipler gösterirler.

İrinli (Süpüratif) artrit. Pyojen denilen ve irin yapıcı adi mikroplarla oluşan iltihaplı eklem hastalığıdır. Etmenler genellikle stafilokok, streptokok, pnömokok gibi mikroplardır. Mikroplar ekleme; kan, yakmmdaki kemik iltihabının ekleme açılması ya da açık eklem yaralanması yoluyla gelirler. Tedavisi yatakta dinlenme ve antibiyotiklerle olur.

Tüberküloz artriti. Verem basilinden ileri gelen eklem iltihabıdır. Her eklemde olabilirse de genellikle kalça, diz ve omurlararası eklemlerde görülür. Daha çok çocuk ve gençlerde olur. Eklemde şişlik, eklem hareketlerinde azalma söz konusudur. İyi bakım, streptomisin, İNF, PAS verilmesi ve eklemin alçıya alınmasıyla sağlanır. Virüsler, mantarlar ve öteki mikroorganizmaların oluşturduğu artrit türleri de vardır.

2.Romatizma artritleri. Oluşum bakımından otoimmün (kendine dönük bağışıklık) bir olayla ilgili artritlerdir.

Akut romatizmal artritleri. Genellikle çocuk yaşlarda birden fazla eklemde gezici biçimde şişme, kızarma ve ağrıyla kendini gösterir. Genellikle eklemlerde kalıcı bir bozukluk bırakmadan geçer.

Romatoid artrit. Genellikle birden fazla eklemi tutan, eklem yapılarında iltihaplı değişikliklerle kendini gösteren uzun süren bir hastalıktır. Genellikle ileri yaşlarda ve kadınlarda, erkeklere oranla 3 kat sık görülür. İleri dönemlerinde hastalığa yakalanmış eklemlerde biçim bozukluğu ve eklem yüzlerinde kaynama (ankiloz) oluşur. Etmeni bilinmemektedir. Virüs enfeksiyonu ya da otoimmün bir hastalık olarak kabul edilir. Kesin tedavisi yoktur. En son olarak altın solüsyonlarından antifilojistik ilaçlardan sonuçlar alınmaktadır.

Juvenil romatoid artrit (Stil hastalığı). Genellikle 15 yaşın altındaki çocuklarda görülen romatoid artrit tipidir. Bir ya da birden çok eklemde şişme, duyarlılık ve ağrıyla belirir. Çocuğun büyümesi ve gelişmesini bozabilir. Çıkıp inen ateş, göğüs, kol ve bacaklarda döküntü görülür. Karaciğer, dalak, lenf bezlerinde büyüme olabilir. Ankilozan spondil artrit Genellikle 20-30 yaşlarında genç erkeklerde görülen bel gemiğiyle kalça kemiği arasındaki (sakroilyak) eklemlerden başlayıp tüm omurgaya ve kalça, omuz gibi büyük eklemlerde yayılabilen uzun, süreğen romatizma kökenli bir hastalıktır. İleri dönemlerde, artritli eklemlerin kireçlenme ve kaynamasıyla hareket kusurları ortaya çıkabilir. Etmeni belli değildir. Kalıtsal olduğu saptanmıştır.

Psoriatik artrit Şiddetli seyreden psoriasis (sedef hastahğı) sırasında ortaya çıkabilen ve özellikle el parmaklarının uç eklemlerini tutan büyük bir olasılıkla otoimmün bir temele dayanan artrit türüdür.

Artrit Tedavisi

Romatoid artrit halk arasında iltihaplı romatizma olarak adlandırılan, en sık rastlanan sistemik bağ dokusu hastalığıdır. Romatizmanın vücudumuzda en sevdiği bölgeler el ve diz eklem bölgeleridir.

Romatoid artrit kalıtımsal mıdır ?
Kalıtsallığa yatkınlığı vardır. Yani anne babasında romatoid artrit olanlarda meydana gelme sıklığı, olmayanlara göre daha fazladır.

Kalıcı mıdır ?

Romatizma zaten vücudun içinde yaşayan ikinci bir varlık gibidir. Çünkü immünolojik bir durumdur. Her insanda romatoid etken vardır. Bu etken hiçbir zaman ne ilaç kullanmakla, ne değişik tedavi metodlarıyla, ne akupunktur tedavisiyle yok olur. İstediğiniz ilacı kullanın, akupunktur da dahil istediğiniz tedaviyi yaptırın, hiçbir zaman hayat boyu yok olmaz.
Romatizma faktörü, kalp gibi, böbrek gibi, karaciğer gibi vücudun ayrılmaz bir parçasıdır.

Kimlerde görülür ?
Romatoid artrit, genellikle 25 50 yaş arasındaki bayanlarda görülür.
Kırk yaşından sonra daha sıklıkla görülür. Topluma oranladığımızda her yüz kişiden iki kişide görülebilir. Diğer bir deyişle, bir milyar dörtyüzbin kişiden beşyüz bin kişide bu durum açığa çıkmış ise, kalan diğer ksımda bu durum fibro miyalji olarak, kireçlenme vb. olarak dile getirilir.

Neden herkeste ortaya çıkmaz ?
Bunun nedeni kişinin bağışıklık sisteminin güçlü oluşudur. Örneğin kişi,

Genç iken vücut direnci iyidir. Bağışıklık sistemi kuvvetlidir.
Herhangi bir sebeple çok ilaç kullanıp bağışıklık sistemi zayıflamamıştır.
Doğal yollardan ekolojik gıdalarla beslenmiştir.
Yediği içtiği gıdalarda kimyasal katkı maddeleri yoktur ya da çok azdır.
Aldığı gıdalarda kanserojen maddeler bulunmaz.
Çok streli ve anormal dereceli iş ortamında çalışmıyordur.
Bu şekilde vücudunu ve immün sistemini iyi koruyan kişilerde romatizma faktörü meydana gelmez. Romotid etken yine vücutta vardır ama belirti vermez. Adeta fırsat kollar. Ne zamanki yaşlanma gibi ya da yukarıdaki yaşama tarzında bir vesileyle zayıflama olur, işte o zaman Ben buradayım diyerek ortaya çıkıverir.

Hastalığın iki dönemi vardır.
Hastalığın aktif ve inaktif diye bilinen iki dönemi vardır. Bu iki dönemi bildiğimiz bir olguyla anlatmaya çalışalım. Örneğin deprem dediğimiz doğa olayını ele alalım. Depremin olduğu an aktif andır. Bir hareketlilik başlar. Her taraf sallanır. Bir süre sonra derpem durur. Aktif bölüm bitmiştir. Deprem durduğunda ortaya binaların yıkıntısı ve darmadığın olmuş bir görüntü kalır. Bu görüntü ise inaktif durumdur. İnaktif duruma ise aktif durum sebep olmuştur. Bu durumu romatoid etken için ele aldığımızda vücudumuzda rahatsızlık şöyle gelişir:

Aktif dönem
Akit dönemde, kişinin vücudunda genel bir ısı artışı olur. Bu artış ile birlikte eklemlerde belirli şişilikler yani ödem meydana gelir. Bu şişlikler belirli süre sonra yavaş yavaş ortadan kalkar. Aktif bölüm sona ermeye başlamıştır. İnaktif bölüm başlamıştır. Aktif dönem vücutta harabiyetin, şekil bozukluklarının ortaya çıkması için hareketliliğin olduğu dönemdir.

İnaktif dönem
İnaktif dönem, bozuklukların görüldüğü dönemdir. İnaktif dönem dediğimiz dönemde, mafsallarda deformite adını verdiğimiz bazı şekil bozuklukları meydana gelir. Bu bozukluklar vücutta şekilenmeye başlar.

El bileklerinde, parmaklarda büyüme iliği deformitesi,
Kuğu boyun deformitesi,
El bileğinde çarpıklık deformiteleri oluşması,
Dizin tam açılamaması, ya da tam kapanamaması,
Dizde şişliklerin kalıcı hale gelmesi. Kalıp şeklinde bir kireçleme dokusu meydana gelmesi söz konusu olur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp