Antioksidan Nedir

ANTİOKSİDAN NEDİR

Antioksidanlar serbest radikallerin çiftleşmemiş elektronlarını ortadan kaldırarak veya daha az reaktif bileşiklere çevirerek onların potansiyel zararlarını tamamen önlerler veya sınırlar.Serbest radikaller hücre çeperlerine, proteinlere, hatta DIMA'ya zarara sebep olabilirler.Çoğunlukla vücudumuzda bulunan antioksidanları doğrudan beslenmeyle alırız. Onlar diğer moleküllerin oksidasyonunu azaltırlar veya tamamen önlerler.Moleküller vücutta okside oldukları zaman serbest radikalleri oluştururlar.

Bu nedenle serbest radikallerin vücutta olması gayet normaldir.Fakat aşırı miktarda olduklarında bizim hücresel yapımızda hasar yaparlar.Antioksidanlar serbest radikalleri etkisizleştirerek bu hücresel oksidasyonun reaksiyon zincirini durdurur.Birçok bitki ve hayvan, hücre zararını önleyici rolleri, keza zararlanmış hücreleri tamir etme yetenekleri nedeniyle çok miktarda antioksidanı bünyelerinde hazır bulundururlar.Araştırmaların gösterdiğine göre, antioksidanlar serbest radikallerin hücrelere verdiği zararı azaltıcı rol oynamaktadırlar.
 
ABD Ulusal Kanser Enstitüsünün A/C/J laboratuar hayvanları üzerinde yaptıkları ön araştırmalar gösterdi ki, antioksidanlar serbest radikallerin kansere yol açan zararlarını önlemektedirler.Birçok uzman, vücutta antioksidan miktarının artmasının yaşlanma sürecini yavaşlattığını ve uzun ömürlülüğü artırdığını düşünmektedir.Tüketicinin daha fazla antioksidan almasının sırrı gayet basittir:Organik taze meyve ve sebzeyi daha çok yemek...Çok basit ve etkili yol, sofralarımızda daha çok antioksidanlı gıdalara yer vermek olacaktır.Günlük öğünlerimizde fazlaca meyve ve sebze yiyerek vücudunuzun kalp ve nörolojik hastalıklar ile kansere yakalanma şansını azaltabilir, bağışıklık sisteminin zayıflamasını önleyebilirsiniz.
 
Araştırmaların gösterdiğine göre yemekle antioksidanları almak, takviye edici haplarla almaktan çok daha etkilidir.En bilinen antioksidanlar glutathione, beta-karotene, Vitamin C, Vitamin A, Selenyum, alfa Lipoik acid, melatonin ve vitamin E'dir.Superoxide dismutasefSODJ, catalase ve glutathione peroxidase gibi birkaç önemli antioksidan enzimi vücut üretir. Vücut bu antioksidanları üretebilmek için çinko, mangan, bakır ve selenyuma ihtiyaç duyar.Antioksidanlar sağlıklı yaşlanmaya negatif etki eden serbest radikalleri kontrol ederek, kalp-damar ve nörolojik hastalıklar ile kansoregen maddelerin neden olduğu bazı kronik yaşlılık hastalıklarından korunmaya yardım ederler.
 
Serbest radikaller hücrelerimizde, hücrelerimizin içinde istikrarlı olmayan moleküllerin oluşmasına sebep olarak yıkıcı gelişmeleri oluştururlar.Diğer hücrelerin zararlanmasına yol açan bir reaksiyon zinciriyle kanserli hücrelerin oluşumunda büyük rol oynarlar.Serbest radikaller karalılıktan uzak bir yapıda olmaları nedeniyle, kararlı hale gelebilmek için diğer sağlıklı hücrelere saldırırlar. 
 
Bu saldırı sağlıklı hücrenin tepkisine neden olur. Bu saldırı hücresel kararlılık için asla sonuçlanmayan bir durumdur.Serbest radikaller öyle saldırgandırlar ki, çevrelerindeki her şeyi itmeye başlarlar ve iyi hücreleri de saldırgan olmaya teşvik ederler.Serbest radikaller bizim bozulmuş, zararlanmış ve deforme olmuş hücrelerimizden oluşmuş olan çevresel atıklar gibidir.Hücrelerimiz zayıfsa, doğal olarak organlarımız, dokumuz ve derimiz de giderek zayıf olacaktır.

Serbest radikaller, oksidatif zararlar, kas ve doku yozlaşması, kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi günümüz hastalıklarında ve diğer birçok sağlık problemlerinde büyük rol oynarlar.Serbest radikallere maruz kalmak, yediğimiz gıdaların bozulması, zehirli ilaçların alınması, kirliliğe maruz kalınması gibidir.Buna ek olarak, aşırı gün ışığına ve sigara dumanına maruz kalmak vücudun oksijen alma ihtiyacını artırır ve bu da serbest radikalleri doğurur.

Antioksidan veya yükseltgeme önleyici, yağların otoksidasyonunu yavaşlatan madde. Canlılarda, kimyasal süreçler (prosesler), özellikle oksitlenme, serbest radikallerin oluşmasına neden olur. Yüksek derecede reaktif olan serbest radikaller farklı moleküller ile kolayca reaksiyona girebilir ve böylece hücrelere, canlıya zarar verebilir. Antioksidanlar serbest radikallerle reaksiyona girerek (onlarla bağ kurarak) hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anormalleşme ve sonuç olarak tümör oluşturma risklerini azalttıkları gibi, hücre yıkımını da azalttıkları için, daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin minimum olduğu bir hayat yaşama şansını yükseltir.

Antioksidan İçeren Bitkiler

Birçok bitki, antioksidan özelliğiyle bizi serbest radikallerden ve bunların zararlarından korur.
Ancak bir madde yarar sağlayabiliyorsa, zarar da verebilir. Bu yüzden mutlaka doktor gözetiminde kullanılmaları gerekir.

Serbest radikaller ve bunların zararlarından bizleri koruyan antioksidanlardan sık sık bahsediyoruz. C ve E vitamini, beta karoten ilk akla gelenler. Bunlara ilaveten coenzym Q-10 gibi antioksidanlar da çok tanınıyor. Bu tip görevleri üstlenebilen çok çeşitli bitkiler de var. Ancak unutulmaması gereken, her bitkisel maddenin zararsız olmadığıdır. Bazı durumlarda, tıpkı ilaç etkileşimi gibi, yan etkilere de neden olabilirler. Antioksidan özelliği olan bu bitkilere bazı örnekler şunlardır:

Ginkgo Biloba: Hafızayı ve konsantrasyon yeteneğini güçlendirmeye yardımcı olur. Yorgunluğu, baş dönmesini ve kulak çınlamasını azaltır.

Sarımsak: Antioksidan olan organosülfür bileşikleri, gallik asit içerir. Virüs ve bakteri enfeksiyonlarından korur, hazımsızlığı önler. Üst solunum yolu hastalıklarında akciğerlerdeki ve bronşlardaki mukusu inceltir. İdrar söktürücüdür. Tansiyonu dengeler. Total kolesterolü düşürür. Kan pıhtılaşmasını azaltıcı özellik taşır. Her gün 1-2 diş sarımsak bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Ginseng: Uyarıcı etkisi vardır. Afrodizyak olarak kullanılabilir, zihinsel ve fiziksel iyi hali artırabilir. Menopoz şikayetlerine iyi gelir.

Üzüm çekirdeği ekstresi: Damar sertliğini, serbest radikallerin zararlarını önler, kan dolaşımını artırır. İltihap giderici etkisi vardır. Yara iyileşmesini hızlandırır.

Soya fasulyesi: İçinde genistein, daidzein denilen güçlü antioksidan olan isoflavonlar vardır. Fasulyesi, filizi, sütü, unu, eti ve kıyması vardır. Soya fasulyesindeki fitoöstrojenler, menopoz sıkıntılarının ve semptomlarının hafifletilmesinde yardımcı olabilir.

Çay: İçerisinde kateşinler ve kuarsetin adı verilen çok güçlü antioksidanlar vardır. Bir bardak yeşil çayda 375 miligram, bir bardak siyah çayda 210 miligram kateşin bulunur. Çayın konsantrasyonu artırıcı etkisi vardır. Kalp ve damar sistemi hastalıklarını önlemede yararları bulunmaktadır.

Soğan, kereviz, pırasa, lahanagiller: Bunlarda da çeşitli antioksidan polifenoller bulunur. Kansere karşı koruyucu etkileri vardır. Kanserojen nitrozaminlerin oluşumunu engellerler.

Yaban mersini, çilek, ahududu, böğürtlen:Güçlü bir antioksidan olan antosiyanin ve flavonoidleri içerirler. İnflamasyonlara karşı koruyucu olup, lutein içerikleriyle katarakt ve retinopati gibi gözle ilgili hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılırlar.
Domates, kayısı, greyfut, karpuz: Çok güçlü bir antioksidan olan likopen bakımından zengindirler. Likopen meme, prostat kanseri gibi bazı kanser türlerinin riskini azaltır. Kalp-damar sistemi hastalıklarına karşı koruyucudur.

Turunçgiller: Limonen, fenolik asid gibi antioksidanları içerirler. Deri, meme ve akciğer kanserleri başta olmak üzere kanser riskini azaltırlar. C vitamini kaynağı olduklarından cildin elastikiyetini korurlar. Vücutta, demir gibi bazı besin öğelerinin emilimini artırırlar.

Yabani enginar: Silmarin denilen bir kimyasal bileşik içerir. Karaciğer hücrelerini hasardan korur. Safra üretimini ve bunun bağırsağa akışını artırır. Kronik inflamatuar hepatitlerde (karaciğer iltihabı) ve karaciğer yağlanmasında tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir.

Antioksidan Yiyecekler

Antioksidan Bitkiler ve Antioksidan Yiyecekler Hangileridir ? Bedenin normal metabolik faaliyetleri sırasında meydana gelen ve hücrelere saldırarak yapılarını bozan moleküller olan serbest radikaller ciddi hastalıklara neden olurlar. Antioksidanlar ise hasara uğramış hücreleri koruyan maddelerdir.

Serbest radikaller vücudun antioksidan aktivitesinden daha yoğunsa dengesizlik meydana gelir ve hücrelerde oksidatif hasar oluşur. Yaş ilerledikçe beden daha fazla serbest radikale maruz kalır ve daha fazla serbest radikal üretir. Bununla birlikte vücudun doğal antioksidan üretimi yaşın ilerlemesiyle azalır.

Yüksek düzeyde tahrip edici etkisi olan serbest radikallerden korunmak için meyve ve sebzelerin tüketilmesi gereklidir. Gerekli miktarda alınamaması halinde kanser, kalp hastalıklarını, damar tıkanıklıklığı, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların görülme olasılığı artar.

Antioksidanlar bakımından yüksek olan yiyecekler Oksijen Radikali Emme Kapasitesi (ORAC) yüksek olan besinler olarak adlandırılır.

Meyve ve sebzelerin antioksidan kapasiteleri, içerdikleri antioksidan etkili bileşiklerin miktarına ve türüne bağlıdır. Her yiyecek aynı oranda antioksidan etki gösteremez.

Uzmanların belirtiğine göre günde yaklaşık olarak 3000-5000 ORAC değerine sahip besin yenildiğinde antioksidan bedenin kapasitesinin güçleneceği ve serbest radikal hasarından yeteri kadar korunulacağı belirtilmektedir.

Sağlıklı beslenmek ve serbest radikallerin hastalıklara neden olan olumsuz etkilerinden korunmak için ORAC değeri yüksek meyve ve sebzelere günlük beslenmede yer vermek gerekiyor.

Bazı sebze ve meyvelerin 100 gram için ORAC değeri;

Kara lahana (1770), Brokoli (890), Pancar (840), Kırmızı biber (710), Soğan (450), Kuru erik (5770), Çilek (1540), Kiraz (670), Portakal (750), Ahududu (1220)

Bir bitki ne kadar doğal ortamda yetişmişse, o denli kaliteli ve yoğun antioksidan üretiyor. Hormonlar, tarım ilaçları, yapay gübreler kullanılarak üretilen besinler ise doğal koşullarda yetişenlere göre daha az antioksidan etkiye sahip oluyorlar.

Sağlıklı Besinler Nelerdir – En Güçlü Antioksidan İçeren Besinler

ANTOSİYANİNLER : Mürdüm eriği, böğürtlen, karadut, kiraz, yaban mersini, vişne

KATEŞİNLER : Siyah çay ve yeşil çay

LİKOPEN : Domates ve domates ürünlerinde, pembe greyfurt, karpuz, kayısı

BETA KAROTEN : Havuç, kavun, mango, kayısı

RESVERATROL : Üzüm, yaban mersini, kızılcık

ELAJİK ASİT : Nar, Üzüm, kiraz, çilek

KAPSAiSİN : Kırmızı acı biber

KUVERSETİN: Kırmızı soğan ve elma

C VİTAMİNİ : Greyfurt, portakal, biber, brokoli, kivi, kuşburnu

E VİTAMİNİ : Badem, ayçiçeği çekirdeği, buğday tohumu

SELENYUM : Patates, ayçekirdeği, yumurta,

POLİFENOL : Yeşil çay, ahududu, soya, çilek, erik, elma, yaban mersini

GLUCOSINOLATES : Brokoli, brüksel lahanası, suteresi, karnabahar

LUTEIN : Brokoli, ıspanak, kara lahana, kırmızı üzüm, kivi

Araştırmalar, antioksidanlardan zengin sebze ve meyve tüketiminin 170 kanser türünün 132′sinde koruyucu etki sağladığını göstermektedir.

Bitkilerdeki antioksidan bileşenlerin bazısı peroksi radikalleri üzerinde etkili olurken bazısı süperoksit radikallerine karşı daha fazla etkili olmakta, ya da kimi suda çözünürken, kimi yağda çözünme niteliğindedir.

Bitkilerdeki antioksidan bileşenlerin serbest radikallere karşı etkileri aynı olmadığı için antioksidan alımında çeşitlilik önem kazanır. Antioksidan bileşenlerin farklı kaynaklardan alınması gerekir.

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp