alzheimer kimlerde görülür

Alzheimer hastalığı yaşWarda demansın en sık nedenidir. Hastalık genellikle yüksek entellektüel işlevin sinsi bozukluğuyla klinik açıdan belirgin hal alır ve dı'ıygu durum ile davranışta değişiklikler olur. Daha sonra ilerleyici dezoriyantasyon, bellek kaybı ve afazi, ağır korteks işlev bozukluğuna işaret eder ve izleyen 5 ila 10 yılda hasta belirgin şekilde işgörmezlikli, suskun ve hareketsiz hale gelir. Ölüm genellikle eklenen pnömoni ya da diğer enfeksiyonlara bağlı olarak gerçekleşir. Yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde, Alzheimer hastalığı insidansı 65 ila 74 yaş grubunda %3, 75 ila 84 yaş rubunda %19 ve 85 yaş ve üstünde %47'dir. İnsidansın yaşla artması yaşlı sayısı gittikçe artan ülkelerde temel tıbbi, sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmuştur. A1zheimer hastalığında kesin tanı için beyin dokusuna patolojik inceleme yapılması gerekli olmakla birlikte, klinik değerlendirme ile modem radyolojik yöntemlerin birleşimiyle olguların %80 ila %90'ında doğru tanı konur. Olguların çoğu sporadiktir ancak en az %5 ile %10'u ailesel geçiş gösterir.

Genel olarak, hastalar 50 yaşından önce nadiren belirti verirler, ancak kalıtsal geçişli bazı biçimlerde erken başlangıç görülebilir. Hastalığın ailesel biçimlerinden elde edilen kanıtlar bir peptidin ( amiloid ya da A~) beyinde birikmesinin Alzheimer hastalığı ve demanstaki morfolojik değişikliklerle sonuçlanan olaylar zincirini başlattığına işaret etmektedir. Bu peptid iki yoldan biriyle işlenen ve amiloid öncü proteini (APP) olarak bilinen daha büyük bir membran proteininden türetilmiştir . İki enzimle, ysekretaz ve ysekretaz, kırpılabilir ve bu süreç A oluşumunu önler ya da bölgesi APPbölücü enzimi ve A oluşumunu sağlayacak şekilde ysekretazla kırpılabilir. A oluşumu ve birikmesi yaş ilerledikçe yavaş şekilde gerçekleşir. APP ya da ysekretaz (presenilinl ya da presenilin2) bileşenlerindeki muyasyonlar, A birikme hızını arttırarak ailesel Alzheimer hatalığının erken dönemde ortaya çıkmasına yol açar. Trizomi 21' de geni kodlayan APP yerleşiktir ve A1zheimer hastalığı APP gen doz etkileri nedeniyle 45 yaşını geçen trizomi 21'i (Down sendromu) olan neredeyse bütün hastalarda görülür. Tipik, sporadik A1zheimer hastalığına eşlik eden genlerin araştırılmasıyla hastalığın patogenezi konusunda yeni ipuçlan sağlayabilecek genetik birliktelik ilişkileri tanımlanmaya başlamıştır.

Apolipoproteinin E4 (ApoE4) adı verilen bir a1el olguların %0 kadarına eşlik eder ve hem riski arttırdığı hem de hastalığın başlama yaşını düşürdüğü düşünülmektedir. ApoE4 ise A~ birikimine katkıda bulunabilir ancak bunu nasıl sağladığı bilinmemektedir. SORU adı verilen diğer bir genin geç başlangıçlı. Alzheimer hastalığına eşlik ettiği yakın zaman önce saptanmıştır. SORU proteini eksikliği APP'nin hücre içindeki hareketlerini değiştirebilir, enzim kırpması ile AB peptidinin oluşturulduğu bir bölümde bulunmasını sağlar ve bunun net sonucu olarak bu patojenik peptidin oluşumunda artış gerçekleşir. A~ birikmesinin nöronlarla nöron işlevleri üzerinde çeşitli etkileri vardır. Küçük miktarlarda A~ birikimleri nöron iletimini değiştirebilir ve birikimler nöronlara ve sinaps uçlarına toksik etkili olabilir.

Plak biçimindeki daha büyük birikimler de nöron ölümüne yol açar, ileri hücre hasanyla sonuçlanabilecek yerel enflamasyondu bir yanıta neden olur ve aksonlarla dendritler üzerindeki mekanik etkileri üzerinden bölgeden bölgeye iletişimde değişikliğe yol açabilir. A~ varlığı ayrı zamanda tau proteinini bağlayan mikrotübülün nöronlar tarafından hiperfosforilasyonuna yol açar. Fosforillenme düzeyi bu kadar artınca tau nöron içinde aksondan dendritlere ve hücre gövdesine tekrardan dağılarak toplanır ve yumaklar oluşturur. Bu süreç ayrı zamanda nöron işlev bozukluğu ve hücre ölümüyle sonuçlanır. Kabaca birbirine paralel şekilde gerçekleşen bu değişikliklerin anatomik dağılımı klinik bulgu ve belirtilerden sorumludur; klinik sunumdan çok daha önce ortaya çıkma eğilimindedirler.

Morfoloji

Beynin makroskopik incelemesinde değişken derecelerde kortikal atrofiyle birlikte serebral oluklarda genişleme görülür, bu durum frontal, temporal ve parietal lobiarda en belirgindir. Belirgin atrofiyle, ventriküllerde uyum amaçlı genişleme olur (hidrosefalus ex vakuo). Mikroskopik düzeyde, Alzheimer hastalığı tanısı plakların (bir tip hücre dışı lezyon) ve nörofibriler yumakların (bir tip hücre içi lezyon) bulunması ile konur. Bunların demansı olmayan yaşlıların beyinlerinde daha az miktarda bulunabilmesine karşın, Alzheimer hastalığı tanısının güncel kriterleri klinik ve patolojik özelliklerin birleşimine dayanmaktadır. Beyin bölgelerinin tutulumunda ilerleme örüntüsü oldukça sabittir: patolojik değişiklikler (özgün olarak plaklar, yumaklar ve eşlik eden nöron kaybı ile glia tepkimesi) en erken olarak entorinal kortekste belirgindir, sonra hippokampal oluşum ve izokorteks ile daha sonra neokortekse yayılım olur. Gümüş boyama yöntemleri ya da immünohistokimyasal yöntemler beyindeki bu değişikliklerin gerçek yükünün belirlenmesi açısından büyük katkıda bulunur. Nörotik plaklar genişlemiş, bükülmüş, gümüşle boyanan nörotik süreçlerin (distrofik nöritler) odaksal, küre biçimli toplanmalarıdır, sıklıkla merkezi amiloid çekirdeğin etrafında yer alırlar. Nörotik plaklar çap olarak 20 ile 200 ılı boyut arasındadır; Mikrogliya hücreleri ve reaktif astrositler periferilerinde yer alır. Plaklar hipokampus ve amigdalanın yanı sıra neokortekste yer alır, ancak hastalığın geç dönemlerine kadar birincil motor ve duysal korteksierde genelde göreli bir korunma söz konusudur. Amiloid çekirdek A içerir.

Çevresinde nörotik tepkime olmayan AI) birikimleri de görülebilir, bunlara diffüz plaklar adı verilir; tipik olarak serebral korteksin yüzeyel bölümlerinde ve bazal ganglionlar ile serebellar kortekste görülür ve plak gelişiminin erken dönemini yansıtabilir. Nörofibriler yumaklar çekirdeğin yerine geçen ya da çekirdeği çevreleyen nöronların sitoplazmasında bazefilik fibrilli yapılar olarak görülen eşleşmiş filaman sarmallarından oluşan demetlerdir yumaklar nöronlar öldükten sonra da varlıklarını sürdürebilir, hücre dışı patolojinin bir biçimi haline gelirler. Kortikal nöronlarda, özellikle entorinal kortekste ve ayrıca hipokampusun piramidal hücreleri, amigdala, bazal önbeyin ve raphe çekirdekleri gibi diğer bölgelerde sıklıkla görülürler. Eşleşmiş filaman sarmallarının majör bir birleşeni, tau proteininin anormal şekilde hiperfosforillenmiş biçimidir. Yumaklar Alzheimer hastalığına özgü değildir, diğer dejeneratif hastalıklarda da görülür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp