Alerji Hastalığı

Alerji Hastalığı :

Alerjik Rinit
Alerjik rinit (saman nezlesi), özellikle ergen ve genç erişkinlerde sık görülen kronik bir alerjik sorundur. Alerjiler, polen, toz ve hayvan tüyü gibi alerjenler, erken çocukluk döneminde, sinüs ve nazal belirtilere neden olmaya başlar. Alerjik rinit tipik olarak iki sebepten oluşur: alerjik hastalığa genetik yatkınlık ve alerjenlere maruz kalma. Çocuklar alerjiyle doğmazlar fakat tekrarlanan bir şekilde çevresel alerjenlere maruz kalmaya bağlı olarak alerji belirtileri geliştirirler.

Belirtiler, mevsim ve alerjen türüne göre değişir. Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde ve burunda kaşıntı alerjik rinitin tipik belirtileridir.

Alerjik rinitin teşhisinde hastalık öyküsü çok mühimdir. Daha sonrasında kandaki antikor oranını ölçmek için spesifik IgE testi uygulanabilir. Nazal endoskopi, nazal smear ve deri testleri de uygulanan diğer teşhis yöntemleri arasındadır.

Alerjik rinit tedavisinde öncelikle alerjenlerden kaçınıldıktan sonra, ilaç tedavisi, immunoterapi (alerji aşısı) ve Rhinolight (köprü link) medikal fototerapi (burun içerisine yapılan bir ışık tedavisi) uygulanabilir.

Alerjik Astım

astım

Astım, özellikle çocuklarda alerjik yapıda gelişir (Çocuk astım olgularının % 90'ı alerjik astımdır.) fakat her alerjik bünye astım rahatsızlığı yaşamaz.

Maruz kalınan ev tozu akarı, küf, evcil hayvan döküntüleri gibi ev içi alerji yapıcı maddeler, alerjik bünyeye sahip olanlarda, solunum yollarında (bronş-bronşiol) daralmaya neden olur. Bu daralma da nefes alma güçlüğüne neden olur. Havanın girip-çıkarken zorlanmasından dolayı boğazdan hırıltı şeklinde ses gelir. Yaşanan bu durum, astım nöbetinin göstergesidir.

astım nöbeti

Astım nöbeti atakları, başlamadan önce bazı belirtiler verir. Eğer bu belirtiler iyi gözlemlenirse ataklar engellenebilir ya da hafif atlatılması sağlanabilir. Bu belirtiler kısaca şunlardır: üst solunum yolu rahatsızlıkları, gözlerde kaşıntı, akma, kızarma, gece öksürüğü ve uyku bozukluğu.

Alerjik Astım teşhisinde en önemli etken hastalık öyküsüdür. Öksürük, hırıltı ve nefes darlığının gece ya da sabaha karşı artması astımın en belirgin özelliklerindendir. Alerjik astımın teşhisinde en çok kullanılan yöntem spirometre cihazı ile yapılan solunum fonksiyon testidir. Alerjinin hangi madde sonucu oluştuğunu öğrenmek için deri testleri de uygulanabilir.

Alerjik astım tedavisinde, tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi, ilk olarak alerjiye neden olan etkenlerden uzak durulmalıdır. Bu önlemin yeterli olmadığı durumlarda, bronşları gevşetmek ya da duyarlılığı azaltmak için sprey ilaçlar kullanılmaktadır. Altta yatan durum tedavi edilmediğinde, hastaların büyük çoğunluğunda, ilaçlar kesildiğinde alerjik astım belirtileri geri dönmektedir. Bu nedenle, altta yatan alerji sorununu çözmek için alerji aşısı ( iğne aşı ve dilaltı damla aşı) tedavisi uygulanabilir ve ilaçlar kesilse bile alerjinin tekrarlamaması sağlanabilir.

Alerjik Egzama

alerjik egzama

Alerjik egzama (atopik dermatit), genelde; yanaklar, boyun altı, dirsek içleri ve diz arkasında görülen, kuruluk, döküntü, kaşıntı, kabarcıklar ve iltihaplanmayla ortaya çıkan, çocukların yaklaşık %15'inde, erişkinlerin ise %3'ünde görülen bir hastalıktır.

Alerjik egzamanın sebepleri nelerdir?

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, anne ya da babasında alerjik egzama olan bir çocukta bu hastalığın görülme oranı yüksektir. Son yıllarda modernleşme ve şehirleşmeyle artan iklim değişiklikleri, hava kirliliği, besinlerdeki katkı maddeleri nedeniyle bu rahatsızlıkta artış gözlenmiştir.

Alerjik egzama nasıl teşhis ve tedavi edilir?

Alerjik egzama tanısı, hastalık öyküsü ve muayene ile konur. Bazı durumlarda, alerjeni tanımlamak amacıyla kan testi de yapılır Alerjik egzama tedavisinde en etkili yol, alerjenle teması azaltmaktır. Cildi nemli tutmak (kaşıntıyı önlemek) de korunma yöntemlerinden biridir. Korunmayla geçmeyen alerjiler için alerji hapı ve kortizonlu kremler kullanılabilir. Alerjik egzama psikolojik durumla çok yakın ilişkide olan bir hastalık olduğu için kişinin ilgili bir uzmana danışması yerinde olacaktır.

Ürtiker Ve Anjioödem

ürtiker

Ürtiker (kurdeşen), insanların %20'sinin yaşamlarının bir döneminde karşılaştığı bir rahatsızlıktır. Çevresi daha kırmızı ve ortası daha soluk olarak görünen, kabaran, kaşınan ve kısa sürede sönen lezyonlara ürtiker denir.

Altı haftadan uzun süren ürtiker kronik hale gelmiş demektir. Egzersiz, deriye basınç uygulaması, yiyecekler, bazı ilaçlar ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlar ürtikere neden olabilmektedir.

ürtikerAnjioödem ise göz kapaklarında, dudaklarda ve bazen ağız içinde gözlemlenir. Anjioödeme kaşıntı eşlik etmeyebilir ve rahatsızlık genellikle birkaç gün sürer. Ellerde şişme ve ağrı görülebilir.

Ürtiker ve anjioödem, kişide tek başına görülebildiği gibi, her ikisinin de aynı anda görüldüğü durumlar da vardır.

Ürtiker-anjioödem nasıl teşhis ve tedavi edilir?

Teşhiste genel görünüm ve muayene, tanı için çoğunlukla yeterlidir. Ürtikerin tedavisinde öncelikle durumu kötüleştiren etkenlerden sakınılmalıdır (sıkı giysiler, alkol, aspirin... vb). Sonrasında alerji ilaçları, daha ileri durumlarda ise steroidler kullanılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp