Telavet Secdesi Ve Ayetleri

Telavet Secdesi Ve Ayetleri : Tilavet okumak demektir, özellikle Kur'ân-ı Kerîm'i usûlüne göre tecvit ile okumaya tilâvet denir. Tilâvet secdesi ise namazda secde âyetleri denen ve işitildikleri zaman secde edilmeleri gereken âyetler okunduğu ve işitildiği zaman yapılması gereken secdedir. Böyle bir âyet okunduğu zaman hem okuyana, hem de onu işitene secde etmek vaciptir. Secde âyetler, âyetlerin bulunduğu sûreler ve âyet numaraları şöyledir: 1. A'râf: 206 "İnnellezîne 'inde rabbike lâ yestek-birûne 'an 'ibâdetihî ve yusebbihûnehû ve lehû yescudûn." Rabbinin huzurunda olanlar, O'na kulluk etmekten kibirlenmezler. O'nu tesbîh eder ve ancak O'na secde ederler. 2. Ra'd: 15 "Ve lillâhi yescudu men fi's-semâvâti ve'l-ardi tav'an ve kerhen ve zilâluhum bi'l-ğu-duvvi ve'l-âsâl." Göklerde ve yerde ne varsa kendileri de, gölgeleri de isteyerek ve istemeyerek, sabah ak¬şam sadece Allah'a secde eder. 3. Nahl: 49 "Ve lillâhi yescudu mâ fi's-semâvâti ve mâ fi'l-ardi min dâbbetin ve'l-melâiketu ve hum lâ yestekbirûn." Göklerde ve yeryüzünde bulunan bütün canlılar ve melekler, hiç büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler. 4. İsrâ: 107 "Kul âminû bihî ev lâ tu'minû. İnnel-lezîne ûtu'l-'ilme min kablihî izâ yutlâ 'aley¬him yahirrûne li'l-ezkâni succedâ." Rasûlum! Onlara de ki: "Kur'ân'a ister inamn ister inanmayın. O daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, onlar derhal yüzleri üstüne secdeye kapanırlar." 5. Meryem: 58 "Ulâikellezîne en'amallâhu 'aleyhim mi-ne'n-nebiyyîne min zurriyyeti âdeme ve mim-men hamelnâ me'a nûhin ve min zurriyyeti ibrâhîme ve isrâîle ve mimmen hedeynâ vec-tebeynâ. İzâ tutlâ 'aleyhim âyâtu'r-rahmâni harrû succeden ve bukiyyâ." İşte bunlar, kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir. Âdem'in neslinden ve Nûh ile beraber gemiye yüklemiş olduklarımızdan İbrahim ve Yakup'un neslinden, hidâyete eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlar, Allah'ın âyetleri kendilerine okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı. 6. Hac: 18 "Elem tera ennallâhe yescudu lehû men fi's-semâvâti ve men fi'l-ardi ve'ş-şemsu ve'I-kameru ve'n-nucûmu ve'l-cibâlu ve'ş-şeceru ve'd-devâbbu ve kesîrun mine'n-nâs. Ve kesinin hakka 'aleyhi'I-'azâb. Ve men yuhinillâ-hu femâ lehû min mukrim. İnnallâhe yef'alu mâ yeşâ'." Görmedin mi, göklerde ve yerde bulunanlar, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan pek çoğu Allah'a secde ediyor. Pek çoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah, kimi zillete düşürürse, artık ona ikram edecek yoktur. Allah, dilediğini kesinlikle yapar. 7. Furkân: 60 "Ve izâ kıyle lehumuscudû li'r-rahmâni kâlû ve me'r-rahmânu e nescudu limâ te'mu-runâ ve zâdehum nufûrâ." Kâfirlere "Rahmân'a secde edin!" denildiği zaman, "Rahman neymiş ki? Biz senin emrettiğine mi secde edeceğiz?" dediler. Bu secde emri, sadece onların îmandan nefretini artırdı. 8. Nemi: 25 "Ellâ yescudû lillâhillezî yuhricu'l-hab'e fi's-semâvâti ve'l-ardi ve ya'lemu mâ tuhfûne ve mâ tu'linûn." "Şeytan, göklerde ve yerde gizli olan her şeyi ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah'a secde etmesinler diye, yaptıklarını süsledi." 9.Secde: 15 "Innemâ yu'minu biâyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bihamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn." Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman kibirlenmeden secdeye kapananlar ve hamd ile Rabbini tesbîh edenler îmân ederler. 10. Sâd: 24 "Kale lekad zalemeke bisuâli na'cetike ilâ ni'âcih. Ve inne kesîran mine'I-huletâi Ie-yebğî ba'duhum 'ala ba'din illellezîne âmenû ve 'amilu's-sâlihâti ve kalîlun mâ hum. Ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festağfera rabbehû ve harra râki'an ve enâb." Dâvud "Yemin olsun ki, o senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiştir. Gerçekten ortaklardan çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak îmân edip salih amel işleyenler müstesnadır. Ama onlar da pek azdır" dedi. Dâvud, kendisini imtihan ettiğimizi sanarak hemen Rabbinden bağışlanma dileyerek secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi. 11. Fussilet: 37 "Ve min âyâtihi'l-Ieylu ve'n-nehâri ve'ş-şemsu ve'I-kamer. Lâ tescudû li'ş-şemsi ve lâ li'l-kameri vescudû lillâhillezî halakahunne in kuntum iyyâhu ta'budûn." Gece, gündüz, Güneş ve Ay, Allah'ın âyetlerindendir. Siz eğer Allah'a kulluk ediyorsanız, Güneş'e, Ay'a secde etmeyin; onları yaratan Allah'a secde edin. 12. Necm: 62 "Fescudû liîlâhi va'budû." Allah için secdeye kapanın ve (yalnızca O'na) kulluk edin. 13. İnşikâk: 21 "Ve izâ kurie 'aleyhimu'l-kur'ânu lâ yes-cudûn." Kendilerine Kur'ân okunduğu zaman secde etmiyorlar. 14. Alâk: 19 "Kellâ. Lâ tuti'hu vescud vakterib." Hayır, hayır! Sakın sen ona boyun eğme. Rabbine secde et ve O'na yaklaş. Bu âyetler okunduğu veya dinlendiği zaman tekbir alınıp secde etmek gerekir. Ayakta tekbir alınıp secdeye varılır ve secdede üç kez "Subhane Rabbiye'l-a'lâ" denir veya "Subhâne va'du Rabbinâ in kâne va'du rabbinâ le-mef'ûlâ." (Rabimizin sânı yücedir, Rabbimizin sözü elbette yerine gelecektir.) (İsrâ: 108) âyeti okunur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp