Neden Dua Ederiz ?

Neden Dua Ederiz ? :

Hazret-i Allah (c.c.) buyuruyor ki

«Bana dua edin, size icabet (ve duanızı kabul) edeyim.» (süre-ı Gaflr, ayet: 60).

Başka bir ayette de şöyle buyuruluyor:

«Kullarım, (Habibim) sana beni sorunca (haber ver ki) işte ben muhakkak yakınıındır. Bana dua edince ben o dua edenin davetine icabet ederim. (Duasına cevap veririm.) » (süre-ı Bakara, ayet: 186).

Yine bir ayette buyuruluyor:

«Rabbinize, yalvara yakara, gizlice dua edin. Şu bir hakikattir ki, Allah haddi aşanları sevmez,» (Süre-i A'raf, ayet: 55). Dua, Allah ile kulları arasında bir bağdır. Sıkışan, daralan kul kurtuluşu Allah'a yalvarmakta bulur ve hemen O'na duaya sarılır. Yukarıdaki ayet te de geçtiği gibi Rabbimiz kullarının dualarını duyar. 0, bize her şeyden daha yakındır. Kendisine açılan elleri gören ve yapılan duaları duyan Allah (c.c.), o duanın sahibini hiç eli boş çevirir mi? O, sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir. Yeter ki O'na açılan eller, O'na yalvaran diller samimi olsun ve yapılan istekler usulü ile yapılsın. Şimdi sırasıyla duanın usulü ve kabul olmasının şartları teker teker anlatılacaktır. Önce, dua yapmanın ehemmiyetini, usül ve adabını öğrenelim.

Duanın ehemmiyeti

Kalkan; okun geri tepmesine, kılıcın yara açmamasına, yağmur; bitkilerin bitmesine sebep olduğu gibi, dualar da belaların geri dönüp ilahi rahmetin gelmesine sebep olur. Ok ile kalkan karşılaştıklarmda, kalkan oku geri ittiği gibi, bela ile dua karşılaşınca da dua belayı geri iter. Bu da Allah'ın (c.c.) bir hükmüdür. Allah'ın takdir ettiğine razı olmak ayrı, gelecek belaların def'i için dua yapmak ayrıdır. Bunların ikisi birbirine zıt değildir. Nitekim Allahü Teala:

Huzü hizreküm «Tedbirinizi alınız» buyurmaktadır. (Sur e-i Nisa. ayet: 71). Tohum ekildikten sonra sulamaya ne lüzum var, eğer mahsul bitmesini Allah takdir ettiyse bitecek, takdir etmediyse bitmeyecek, sulamaya ihtiyaç yok, denilebilir mi? Hatta böyle sebeplere başvurmak mecburiyetinde değil miyiz? Hayırları takdir eden Allah (c.c.) onu bir sebebe bağlamış, şerri de takdir ederek, onu def'etmek için sebepler hazırlamıştır. İşte dualar, şerlerin def'ine birer sebeptir. Yalnız şunu hatırdan çıkarmamak lazımdır ki, yapılan dualardan umulan faidelerin tahakkuk etmesi için duanın usul ve adabına tam manasıyla riayet edilmesi ve duaların ihlasla (Allah'a karşı samimiyetle) yapılması lazımdır. Yoksa gelişi-güzel yapılan her duanın kabul edilmeyeceği izahtan varestedir. Peygamberimiz (a.s.) buyuruyorlar ki:

«Dua ibadetin ta kendlsidir.» (Ebu Davud, Tirmizi).

«Allah indinde duadan daha şerefli bir şey yoktur.» (Tirmizi, İmam Ahmed, Hakim).

«Dua ibadetln özüdür,» (Tirmizi).

«Kim Allah'dan istemezse, Allah ona öfkelenir. » (Tirmizi).

«Şüphesiz ki dua, hem başa gelen ve hem de henüz gelmemiş olan şeylere faidelidir. Ey Allah'ın kulları duaya devam ediniz.» (Tirmizi).

«Kazaya duadan başka hiçbir şey mani olmaz. Ömrü de ancak iyilik ve ihsan uzatır.» (Tirmizi).

«Kim güç ve üzüntülü zamanlarda duasının kabul edilmesini arzu ederse, bolluk ve rahat zamanında çok çok dua etsin.» (Tirmizi).

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp