Mevlid-i Şerif Manzumesinin Tel’ifine Sebeb Olan Bir Hadise

Mevlid-i Şerif Manzumesinin Tel’ifine Sebeb Olan Bir Hadise :

Tarihlerde kaydolunduğuna göre (Süleyman Çelebi) İkinci sultan Murad'm vezirlerinden (lvaz Paşa)'nm oğlu, şairlerden (Mevlana Atai)'nin büyük biraderidir. Süleyman Çelebi'nin yaşadığı (812) tarihinde Bursa'da bir cahil vaiz türemiş. Ba kalım cahil miydi? Cahil idiyse, alimler onu yola getirir ve haddini bildirirlerdi. Lakin her zaman olduğu gibi bir takım kötü maksatlarla ilim ve ulamaya taarruz etmek ve din-i mü binin temelini yıkmak için sevkedilmiş bir nadan olmak ihtimali de vardır. Her ne hal ise, bu adam kürsüde (La nüferri ku beyne ehadin min resulihi) ayet-i celilesini okumuş (Biz AI lah'ın resilllerinin beyninde hiçbir fark görmeyiz) meal-i mü nifince Hazret-i Muhammed'i, Hazret-i İsarrı'ya tafdil ede mem. Belki İsa (A.M.) Muhammed'den efdaldir, diye iddia da bulunmuş. O sırada ulemadan ve Resül-i Ekrem efendi mizin aşık ve sadıklarından çok fadıl bir zat, mezkür vaizi red için akli ve nakli birçok deliller getirerek (Ey nadan ve cahil, sen bu tefsir ilminde kaasırsın. Resul beyninde fark yoktur demekten murad emr-i resaletde ve husus-u nübüvvettedir. Meratib ve faziletde değildir. Eğer ayet-i kerimenin ma'nası min külli vücuh demek olsaydı, "Tilkerrüsülü Iaddalna ba'- dahüm ala ba'd" nass-ı kerimine ne ma'na verilirdi?) Yani Kur'an-ı Kerimde zikredilen resullerin bazılarını biz bir takım hususiyetler ve meratib ile bazılarına tafdil etmik, meal-i münifince mezkur vaizi red ve ilzam etmiş ise de cahil halk vaiz tarafını iltizam edip alim ve fadılolan bu zata kıy met ve ehemmiyet vermediklerinden, o alim de yalnız ulema-i rumdan değil, belki o zaman merkez-i ilm olan Haleb ve Mı- sır'a kadar gidip Arap ulemasından fetvalar getirmiş, fetvalarda (Eğer fetva ile amel olunmazsa onlarla mukatele oluna veyahud ol kimse o sözünde ısrar edip dönmezse ol şahsı katledeler) denilmiş olduğundan vazi de davasında ısrar etmekle Bursa'da Ulu Camiin önünde idam edilmiştir diye rivayet edildi. İşte bu hadise üzerine aşka gelen merhum Süleyman Çelebi:

Ölmeyip İsa göğe bulduğu yo
Ümmetinden olmak için idi ol
Hem dahi Musa elindeki asa
İzzetine oldu anın ejderha
Çok temenni eyledi haktan bular
Kim ~(Muhammed) ümmetinden olalar
Gerçekim bunlar dahi mürsel dürür
Lik Ahmed ekmel ve efdal dürür.
Zira" ol efdalliğe elyak dürür
Onu öyle bilmeyen ahmak dürür.

beyitlerini söylemiş, ondan sonra da o aşk ve heyecan ile mevlid-i şerif manzumesini hicri (812) tarihinde nazım eylemiştir.Bu eserin asıl adı (Vesilettünrıecatj'dır ki, (Ebülhasanül Bekrij'nin te'lifi olan Arapça (Si yer-i Nebi) namındaki kıymetli eserini nazmen tercerne etmiştir. Şu mühim noktayı da ilave edelim ki (Süleyman Çelebi)'nin mevlidinde (Vefat) bahri de vardır. İtiraza mahal yoktur. Ama zemin ve zamana yani vaziyete göre okunup okunmaması bahs-i ahar. Fakat şimdiki mevlid kitaplarında olan vefat bahri pek amiyanedir. Aslı tahrif edilmek üzere yazılmış olduğu erbabına ma'lumdur. Aslını bilmek, öğrenmek isteyenler (Nüruosmaniye) kütüphanesinin (3902) numarasına müracaat buyururlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp