Mazlumun Duası

Allah Rasûlü (s.a.v.) buyuruyor:
"Mazlumun duasından kaçınınız; çünkü o duâ bir ateş kıvılcımı gibi semaya yükselir." (Dârekutnî)
"Üç sınıf vardır ki, duaları reddolunmaz: Âdil imamın duası, oruçlunun iftar anındaki duası, mazlumun duâsıdır ki, o duayı Allah Teâlâ bulutların üstüne kaldırır, onun için gök kapıları açılır ve yüce Allah buyurur ki, izzet ve celâlim hakkı için elbette sana yardım edeceğim, velev ki bir müddet sonra olsun." (İbn-i Mâce)
"Üç kişinin duası kabul olunur: Onlar da baba, misafir ve mazlumun duâsıdır." (Ahmed b. Hanbel)
Konuyla ilgili Carrel şöyle diyor:
Duanın aslında, ruhun maddî olmayan dünyaya doğru bir çekilişi, bir gerilimi olduğu gözlenmektedir. Genelde duâ, kullanılan biçimiyle bir şikayetten, bir ızdırap iniltisinden, bir dostluk ve yardım dilemekten ibaret iken, bazan da tüm duygu dünyasından daha uzak, sürekli,ebediyetin; mutlak, yüce, ulu, sonsuzluk ve mutluluğunun eşiğine bırakıverir, istemenin gücüyle ihlâs ve yüce aşkla dopdolu istemenin varlık merdiveninin bir üst basamağına çıkarak, insanlığın yükseliş ya da ölümünü denemiş olur. İslâm'ın duası "yoksulluk" ve "aşk"tan güçlü bir "hikmet" öğretmenidir de. Aklın duyu ve ihtiyaçlarına açıktır." (Carrel-Şeriatî, Duâ: 107)

Cenâb-ı Hak (c.c.) zulme asla razı değildir. O, küfre sabredebilir ama zulme asla sabretmez. Bir düzen küfürle devam edebilir, ama zulümle asla devam etmez. Çünkü küfür Allah'a karşıdır; zulüm ise insana karşıdır. Allah (c.c.) kendisine karşı olan zulme sabrediyor, fakat insana karşı yapılan zulme sabretmiyor.