İstiğfar Hakkında Hadis-i Şerifler

İstiğfar Hakkında Hadis-i Şerifler :

İSTİĞFAR HAKKINDA RESULÜ EKREM'İN HADİS-İ ŞERİFLERİ

Şeytanların istiğfara ne şekilde sed çekeceklerini Cenabı Peygamberimiz (s.a. v.) haber vermişlerdir:
"İstiğfar ayetleri inince şeytanların başlarına kıyamet koptuğundan yaptıkları büyük bir toplantı esnasında hatipleri olan büyük şeytan: "Ey şeytanlar! Başımıza gelen büyük belayı görüyor musunuz? İstiğfar ayetleri nazil oldu. Cenabı Hakk, insanların canlan bu vücutta oldukça her kim istiğfar ederse affedeceğini vaad ediyor. Bu takdirde bizim say ü gayretimizin ne hükmü kaldı?" dedi. Şeytanlar bir çok tedbir neticesi olarak insanlara bidatları sevdirip, istiğfar ettirmemenin çaresine bakalım diye karar verdiler ve dağıldılar."

Estağfırullâhellezî lâ ilahe illâ hûvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh.

Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdular:
* "Her kim her namazın arkasından üç defa (estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) derse o kimse harpten kaçmış olsa bile günahı bağışlanır."
* "İstiğfarın nuru, amel defterinin sahifesinde parlar."
* "Her kim günde yetmiş defa Allah'tan affolunmasını isterse, o kimse yalancılar zümresinden yazılmaz. Geceleri de yetmiş defa istiğfar ederse, gafiller zümresinden yazılmaz."
"Her kim mü'min erkek ve kadınlar için günde yirmi yedi defa istiğfar getirirse, o kimse duası kabul olunan kimselerden olur. O istiğfar sebebi ile yer ehli rızıklanır."
"Vallahi ben günde, Cenabı Hakk'a yetmiş defadan daha fazla istiğfar ve tevbe ederim."
"İstiğfar günahları yok der."
"Şeytan der ki: "İzzetin ve Celâlin hakkı için, kullarının ruhları vücutlarında oldukça onları sapıtmaya devam edeceğim." Cenabı Hakk: "İzzetime Celalime yemin ederim ki, onlar da bana istiğfar getirdikleri müddetçe ben de onları affedeceğim." buyurdu.
"Kalbler de demirin paslandığı gibi paslanır. Kalplerin cilası ise istiğfardır."
"Bir kul secdeye vanr da üç defa: "Ya Rabbi, beni affet!" derse, başını secdeden kaldırmadan affolunur."
"Yeryüzünde yaşayabilmeniz için emniyet edeceğiniz iki şey vardır: Ben emniyetinizim, istiğfar emniyetinizdir. Lakin ben gidiciyim. İstiğfarın emniyeti bakidir. İstiğfar getirmeye devam ediniz."
"Bir kul istiğfar getirdiği müddetçe Allah'ın azabından emin olabilir."
"Bir kul farz namazlarını kıldıktan sonra onar kere istiğfar getirirse, velev ki büyük kum tepeleri ve ulu dağlar gibi günahı olsa bile o kimse yerinden kalkmadan mağfiret olunur."
"Bir kul amel defterini güneşin batması sırasmda istiğfarla kapatırsa, o kulun diğer hataları affolunur."
"Bir kul güneş çıktığı vakit yetmiş defa istiğfar getirirse, o kulun yediyüz tane günahı affolunur. İnşaallah bir mü'min gece ve gündüz içinde yediyüz tane günah işlemez."
"Recep ayında istiğfarı çok yapınız. Allah Teala'nın Recep ayının her saati içinde cehennemden azad ettiği kimseler vardır. Cennette Allah Teala'nın yarattığı köşk ve binalar vardır. O şehirlere ancak Recep ayında oruç tutanlar girecektir."
* "Her kim Recep ve Şaban ayında (7'şer defa) "Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin ti nefsihî lâ yemlikü li nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ." derse, Cenabı Ecelli ve Ala hafaza meleklerine buyurur: "O kulumun günah defterini yırtınız."
'* "Bir kimse üç defa "Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh" derse, eğer günahları denizlerin köpüğü, semadaki yıldızların adedi, denizin dışarıya attığı çöplerin adedi kadar olsa, affolunur."
* "Her kim Sübhânellâhi ve bi hamdihî ve estağfırullâhe ve etûbü ileyh derse, söylediği gibi yazılır, Arş'a asılır. İşlediği günah onu arşdan gideremez. Nihayet getirmiş olduğu istiğfar mühürlü olduğu halde, Rabbine kavuşur."
* "Her kim (günahtan tevbe ile) istiğfara devam ederse, Allah Teala o kimseyi dünyevi ve uhrevi her darlıktan halas ve her gamdan kederden azad kılar, onu ummadığı yerden nzıklandınr."
* "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz günah işlememiş (tevbe ve istiğfar) etmemiş olsaydınız, sizin yerinize günah işleyip de Allah Teala'ya istiğfar edecek bir kavim getirir de onları affederdi."
* "Huzur-u Peygamber'e bir kimse gelir ve günahından dolayı dövünerek: "Vay günahlardan ötürü başıma gelecek musibete." diye feryad eder.
Resulü Ekrem (s.a.v.) o kimseye şu duayı öğretir: "Ey Rabbim, senin mağfiret deryan benim günahımdan daha geniştir, amelimden daha çok rahmetinden ümit ederim."
Bu kelimeleri Resulüllah o kimseye birkaç defa tekrarlatır. Sonra: "Kalk, Allah seni affetti, yarlığadı." buyurur."
*Tefsir-i Nisaburi'de şu hadisi şerif nakledilmiştir:
"Melekler Levh-i Mahfuz'u seyrederlerken mü'minlerin güzel amellerini görürler. Masiyetlerini görecekleri anda üzerine hicap (perde) çekilir. Melekler günahları göremediklerinden derler ki: "Kullarının sevabını gösterip günahlarını gizleyen Rabbimizi teşbih ve tenzih ederiz."
O hali temaşa eden melekler bu merhamet edilmiş ümmeti görmeye aşık olurlar da o vakit dünyaya gelirler. (Kadir gecesinde) yeryüzünde yapılan ibadet ve taatı seyrederler de sema sakinlerinin bu kadar çeşitli ibadet yapamadıklarını görürler. Asilerin Cenabı Ecelli Ala'ya ettikleri tevbe iniltileri teşbih seslerinden daha sevgilidir.

Melekler birbirlerine seslenirler:
"Geliniz, öyle ses işitiyoruz ki o ses Allah Teala'ya bizim ettiğimiz teşbihten daha sevgilidir."

İlahi lestü lil firdevsi ehlen
Ve lâ akvâ alâ nâril cehıym.
Fe heb li tevbeten vağfir zünûbî, Fe inneke ğâfiruz zenbil azıym.

Manası:
"Robbim! Yüce Firdevs cennetine girmeye layık değilim. Cehennem ateşine karşı da dayanıklı değilim. Bana tevbe etmeyi ihsan eyle. Şüphesiz en büyük günahları ancak sen bağışlarsın, Allah'ım. "

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp