Koça Dair

Koça Dair

O günlerde kırmızımtırak pembe görünümlü bir bebek doğar. Sanki bahar gibidir, cıvıltılı, şen şakrak, hareketli. O, bütün bebekler gibi bir bebek olarak görünse de, bütün bebeklerden daha fazla bebektir. Bitmeyen istekleri yerine getirilirse ondan mutlusu, ondan daha şirini yoktur; istekleri yerine gelmediği takdirde ise ne susturabilirsiniz, ne de durdurabilirsiniz. Kısa boyluca tombalak bir bedene sahiptir. Şişman olmamakla birlikte, boyu uzun olmadığı için kilolu gibi görünür.

Büyürken

O, bütün bebekler gibibirbebek olarak görünse de, bütün bebeklerden daha fazla bebektir. Bitmeyen istekleri yerine getirilirse ondan mutlusu, ondan daha şirini yoktur; istekleri yerine gelmediği takdirde ise ne susturabilirsiniz, ne Durmadan "Bu ne? Bu ne?" diye soran, sanki içinde volkan kaynayan, sürekli hareket halinde olan bir çocuk. Kısa boyluca, biraz sinirli, biraz haşarı. Bir dağı ikiye ayıran kanyon, derin bir uçurum. Yol bitti. Ya karşıya atlanacak, ya da birkaç kilometre dolanılacak. Birkaç kilometre çok uzun gelir Koça. Ve atlar, uçuruma düşme riski pahasına. Kısa yoldan öğrenmek, bir amaca kestirmeden ulaşmaya çalışmak onun tarzı. Zira biraz beklerse usanıp yarı yolda kalacağını hisseder. Sabırsız ve aceleci davranır, istekleri yerine gelmediği takdirde daha da hırçın laşacaktır.

Zaman zaman dinlendirilmezse bedeni direncini yitirebilir ve kolaylıkla mikroplu hastalıklara yakalanabilir. Yeterince spor yapmazsa, aşırı enerjisini kavga yaparak harcamaya kalkışabilir. Az çok disiplin altına alınamazsa evi yönetmeye, kendi istek ve ihtiyaçlarına göre bir aile oluşturmaya çalışabilir, ağlayarak ya da şirinlikler yaparak...

Dünyaya Geliş Amacı

Koç insanı, deneme yanılma yoluyla hem kendi hayatını, hem de salt hayatı şekillendirmek, istek ve arzuları tavır ve davranış olarak ortaya koymak için doğmuş gibidir. O özgürce davranır, hareket ve davranışlarını başkalarının onayına sunmak için bahaneler ve sebepler aramaz. Onun yüzleşmesi kendi kendisiyledir.

O bir rekabet timsalidir. Diğer insanlarla olduğu kadar hayatla da yarışmak temel amacıdır. Bu yarışta korkularla yüzleşmek çok önemlidir. Koç da korkularıyla yüzleşir. Ya ona karşı kor, ya da korku haline gelmiş halde bütün gücüyle kaçar.

Rekabet veya savaş temel amaç olunca, ortada uğrunda savaşılacak bir konu ve düşmanın varlığı gereklidir. Nasıl istiyorsa öyle yaşamak isteyen Koç için konu sıkıntısı da yoktur, düşman sıkıntısı da. Düşman bulamazsa kendi ailesine, arkadaşlarına, içinde yaşadığı topluma ya da devlete karşı savaş açabilir.

O, her insanın, korkularından kurtulma, cesaret edinme ve isteklerinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için mücadele etme yönüdür. Bu kıvama ulaşamamış bir Koç, kayalıklar arasında veya mağaralarda gizlenen, fırsat buldukça hedef belirlemeksizin birilerini öldürmeye çalışan kurt durumuna düşecektir.

Takımyıldızıyla Koç

Küçük alanlı bir takımyıldızdır. Bu nedenle de Koç insanları, çoğunlukla iri yarı değil, ufak tefek bedenlidir. Koç takımyıldızıyla aynı meridyen üzerinde Üçgen, Kahraman, Balina, Ocak ve Irmak takımyıldızları bulunmaktadır. Bu nedenle Koçların bazı özellikleri de bu takımyıldızlardan beslenir. Örneğin bazı Koçlar Balina gibi iriyarıdır, çoklukla kahramanlık peşindedirler ve korkularını yenmeye uğraşırlar, matematiksel zekaları vardır. Hem ocaktır Koçlar, hem de ocaktaki ateş.

En parlak yıldızları HAMEL (kuzu) ve ŞERATAN (çift)'dır. Bu durumda Koç burcu insanları dişi ve erkek iki kuzuyu temsil ettikleri gibi, aşırı derecede kuzu (bebek) özellikleri göstermeyi de simgelerler. Ve Koç insanları, yıldızlarının parlaklığına paralel olarak parlak bir zekaya ve girişimci ruha sahiptir.

Bu burcun insanları, ilkbahar başlangıcını, dolayısıyla doğumu temsil ettiklerinden KUZU (bebek) ile sembolize edilmiş, ancak çabucak sinirlenip düşünmeden saldırmaları nedeniyle de (KOÇ)'a benzetilmiştir.

İlk ve Tek

Burçların ilki olmasından mıdır nedir, Koç insanları her işte ilk ve öncü olmayı sever, başkalarının başlattığı projeleri yürütmekten hoşlanmazlar. Onun kendine has projeleri ve hedefleri vardır. Kullanılmış fikirleri allayıp pullamak ona yakışmaz, o kimselerin düşünmediği fikirleri oluşturmak ve işleri başarmak sevdasındadır. Sabırlı olmayı öğrenebilirse başarır da.

Ben Var Ya Ben...

Bu burcun insanları, ilkbahar başlangıcını, dolayısıyla doğumu temsil ettiklerinden KUZU (bebek)

ile sembolize edilmiş, ancak çabucak sinirlenip düşünmeden saldırmaları nedeniyle de (KOÇ)'a benzetilmiştir.

Onların ağzından "ben" kelimesini, "istiyorum" sözünü, "Ben de varım!" cümlesini çokça duyabilirsiniz.

Dünya adeta onların üzerine kurulmuştur ve hayat ancak onlar sayesinde devam etmektedir. Öyleyse diğer insanların Koçun isteklerini yerine getirmesi, Koç için kendini feda etmesi bir şeref vesilesidir. İnsanlar onun arzularını emir telakki edip yerine getirmekle görevli olduğundan, eğer buna aykırı davranış içine girerlerse, azarlanmayı, küfredil-

meyi, hatta eşek sudan gelinceye kadar sopa yemeyi de peşinen hak etmişlerdir.

Sanki hep istemek için var olmuşlardır. İsterken yüzleri güleçtir ama isteklerinin yerine getirilmeyeceğini öğrendikleri anda hayal kırıklığına uğrayıp asık suratlı biri haline dönüşeceklerdir.

Düşüncesiz

Hain astrologun Koç'a taktığı isim "eşek kafalı". Yani inatçı, bildiğinden şaşmayan, sonuçlarını düşünmeden hareket eden, birdenbire sinirli davra-nışlar içine giren, sonra aniden sakinleşen bir yapı.Koçun başına buyruk hareket etmesi, burnunun dikine gitmesi, özellikle Boğa ve Oğlak gibi toprak burcu insanlarının hoşuna gitmez ama o her şeyi deneyerek öğrenmek zorundadır. Zaten başkasının fikrine de ihtiyacı yoktur. Zira onda fikirden bol bir şey yoktur. Yeter ki bu fikirlerin içinden doğrusunu bulabilsin. Biraz daha dikkat.Koçun başına buyruk hareket etmesi, burnunun dikine gitmesi, özellikle Boğa ve Oğlak gibi toprak burcu insanlarının hoşuna

Diyelim ki Bay Koçumuz bir kurumda yöneticidir. İyi de ücret almaktadır. Görevine ve talimatlara dikkat etse, işe geliş gidiş saatlerine uysa, hiçbir problem çıkmayacaktır. Ancak o, böyle bir hayata katlanamaz. Üstün fikirlere sahip olduğu inancıyla amirlerinin talimatlarına uymayı reddeder, onlarla çatışmaya girer. Alışılagelmiş işleri yapmak da onun önder karakteriyle bağdaşmadığından, hobileriyle uğraşırken işini aksatır. Bu iki olumsuzluk bir araya gelince de işine son verilecek, yeni bir iş, yeni bir gelir kapısı aramaya başlayacaktır.Bu günlerdeki umutsuzluğu, kızgın-lığı, yakınlarını canından bezdirecek derecededir. Yakınları, özellikle de eşi böyle durumlarda çok sabırlı olmalıdır. Ancak işten atılma konusunda kesinlikle o suçlu değildir, suç hep kendisini anlamamakta direnen amirlerindedir. Anlıyorsunuz değil mi, bebekler yaptık-larından sorumlu tutulmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp