Aromaterapi

AROMATERAPİ

Aromaterapi enfeksiyon ve cilt hastalıklarından immün yetmezlikler ve strese kadar değişen çeşitteki hastalıkların tedavisinde bitkilerden ve ağaçlardan elde edilen esansiyel sıvı yağları kullanmaktadır. Esansiyel sıvı yağlar Avrupa'da oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır ve şu an Fransa'da tıbbî anlamda bir aromaterapi sistemi 44 uygulanmaktadır.

Aromaterapi, bitkisel şifa metotları içinde çeşitli bitkilerin esansiyel sıvı yağlarının tedavi edici özelliklerini kullanan tek metottur. Pasifik Aromaterapi Enstitüsü direktörü Dr. Kurt Schnaubelt'e göre "aromaterapi" terimi bir yanlış anlamaya yol açmakta ve iyileşme sürecinde aromanın etkisi daha ön plândaymış gibi düşündürmektedir. Oysa Dr. Schnaubelt, sıvı yağların tedavi edici etkilerinin, farmakolojik özellikleri ve küçük moleküler yapıları nedeniyle vücut dokularına rahatlıkla penetre olabilmelerinden kaynaklandığını ifade etmektedir.

Aromaterapi solunum sisteminin bakteriyel enfeksiyonlarında, Epstein-Barr virüsü (enfeksiyöz mononükleoz isimli hastalığa yol açtığı düşünülen bir herpes virüs çeşidi) gibi immün yetmezlik (bağışıklı sistemimde yetersizlik) durumuna yol açan hâllerde ve çeşitli cilt hastalıklarında çok etkilidir. Aynı zamanda sistit (idrar torbası iltihabı) ve herpes simplex isimli hastalıklarda da faydalı olduğu gözlenmiştir. Esansiyel yağların sıklıkla daha çabuk ve daha derin etkisi merkezî sinir sistemi üzerinde oluşmakta ve aromaterapiyi stresle başetmede mükemmel bir metot hâline getirmektedir. Esansiyel sıvı yağların kimyasal özellikleri bu maddelere antibakteriyel, antiviral, an-tispazmodik (spazmı çözücü), diüretik (idrar sök-türücü), vazodilatör (kan damarlarını genişletici),vazokostriktör (kan damarlarını daraltıcı) özellikler kazandırmaktadır. Yine bu yağlar adrenal bezleri, överler (yumurtalıklar) vetiroid bezi üzerinde de etki etmekte, bedeni enerjik ya da pasif hâle getirmekte, toksik maddelerin atılmasına ve sindirim işlevinin kolaylaşmasına yol açabilmektedirler.

Yine sinir sisteminin çeşitli noktalarına etki ederek immün cevabı (bağışıklık sistemini) düzenler ve mizaç ile duygusal durumu harmo-nize eder. Nazal kavitenin üst kısmı ile etkileşime giren aromatik moleküller limbik sisteme(bu sistemi beynin duygusal işlevlerini düzenleyen ana pano şeklinde düşünebiliriz) seyahatlerinden önce çeşitli biyolojik süreçlerle modifiye edilen sinyaller üretmektedirler. Çeşitli esansiyel sıvı yağların kokularınının inhale edilmesi ile sinüsler açılabilir, burundaki konjesyon gerileyebilir, göğüste rahatlama ve beynin nörokimyasal yapısında değişiklik oluşturarak mental ve emosyonel durumda değişikliklere yol açabilir.

Holistik sağlık anlayışı ve yaklaşımı arttıkça "yeşil devrim" yanlıları çoğaldıkça aromaterapi de daha önem kazanmaktadır. Muhtemelen gelecek zamanlar içinde aromaterapi tıp doktorlarının uygulama alanına da girecektir. Tıbbın yeterince faydalı olamadığı noktalarda alternatif arayışların içine girildiğinde aromaterapi de önemli alternatiflerden biri olacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp