Retiküloendotelyal Sistem

Retiküloendotelyal Sistem : Sitoplazmalannda çeşitli maddeleri (hücre artıklan, yabancı cisimler, mikroorganizmalar) sindirme özelliği bulunan, bağdokulardaki sabit ya da hareketli hücreler bütününden oluşan sistem; L. Aschoff tarafından tanımlanmıştır. Retiküloendotelyal sistem kavramıyla aynı işlevi gören, ama organizmada dağılmış olarak bulunan hücreler bir araya getirilmiştir.Aschoff iki türlü retiküloendotelyal sistem tanımlıyordu. Bunlardan ilkinin sınırları daha dar, ikincisininki ise daha genişti. Birinci tanımlamaya göre retiküloendotelyal sistem şu hücrelerden oluşuyordu: Lenf dokularının ağsı destek dokusunda bulunan hücreler (retiküler hücre) ve özellikle karaciğer, dalak ve kemik iliğindeki kan ve lenf damarlarının sinüs duvarlarında bulunan retiküloendotelyal hücreler.

Sınırları daha dar olan bu retiküloendotelyal sistem tanımlaması karaciğerin Kupffer hücrelerini de içeriyordu. Daha geniş tanımlamada, organizmanın çeşitli bağdokulannda bulunan histiyositle- ri ve kan dolaşımındaki monositleri de retiküloendotelyal sisteme ekleniyordu. Retiküloendotelyal sistem kavramı gerek fizyolojik, gerek yapısal açıdan birçok kez eleştirildi; özellikle hücrelerin fagositoz (yutma) dışındaki öteki özelliklerinin de bilinmesiyle sistemin birleştirici öğesi tartışılmaya başladı. Böylelikle fagositozun yalnızca retiküloendotelyal sistem hücrelerine özgü bir işlev olmadığı; mezenkim kaynaklı endotel hücrelerinin, fibroblastların Schwann hücrelerinin, düz kas hücrelerinin ve epitel hücrelerinin de belirli koşullarda fagositoz yapabilme özelliği bulunduğu gösterildi.

Bunlara ek olarak kemik iliğinden kaynaklanan fagositer hücrelerin (fagositoz yapan hücreler), dolaşımdaki mono- sitler aracılığıyla ötekilerden farklı özellikler göstermesi bu hücrelerin fagositoz konusunda uzmanlaşmış olduğunu ortaya koydu.Günümüzde mononükleer fagositer sistem terimi, retiküloendotelyal sistem terimine yeğlenmektedir. Bu yeni tanımlama kan dolaşımındaki monositleri, kemik iliğindeki öncül hücreleri (monoblast ve monosit öncülü hücreler) ve monositlerden kaynaklanan hücreleri içerir.

Monositlerden kaynaklanan hücreler histiyositler,bağdoku, lenf dokusu, akciğer, seroza ve damar içi mak- rofajlandır. Bu hücreler iki işlevi bir arada görürler: Kan, lenf ve dokuları yabancı maddelerden arıtırken bağışıklık sistemi hücreleriyle de işbirliği yaparak (özellikle T lenfositleri) organizmanın bağışık savunma tepkimelerine katılırlar. Bak. bağışıklık; histiyosit; makrofaj.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp