Yaşam: Beslenme Trajedisi

Yazara göre "Yaşam bir beslenme trajedisidir." Yeryüzündeki en hasta canlı insandır. Başka hiçbir hayvan beslenme kanunlarını bu derece ihlal etmemiştir.
Prof. Dr. Ehret, "Yüzlerce ciddi rahatsızlık, beslenme alışkanlığında fazlaca bir değişiklik olmaksızın, sadece sabah kahvaltısını yapmamayla giderilmiştir.
Bu da o kadar önemsenen kahvaltı öğününün aslında alışkanlıkların en kötüsü olduğunu gösteriyor." demektedir.
Yazar, sabahları sadece meyve suyu veya herhangi bir sıvı alınabileceğini ama kesinlikle katı bir gıdanın alınmaması gerektiğini ifade ediyor.

Ona göre her hastalık bir tıkanıklıktır. Bu tıkanıklığın meydana gelmesini sağlayan da onun adını mukus olarak belirttiği, vücudumuzda biriken yabancı maddeler, toksinlerdir.
Toksinlerden arındırılmış bir diyetle insan sağlığının, müthiş bir devrimle yeniden eski muhteşem performansına ulaşabileceğini açıklar.

Mukussuz beslenme, meyve ve karbonhidrat içermeyen, çiğ veya pişmiş yeşil yapraklı sebzelerden oluşmaktadır.
Bu beslenme tarzını seçmek ve düzenli bir şekilde devam etmek hakikaten vücudun tüm sistemlerini olumlu yönde etkilemektedir.

Bir süre sonra vücuttaki tüm toksinler kan dolaşımına geçmekte ve böbrekler yoluyla atılmaya başlamaktadır.
Oruçla geçirilen bir günün ardından kontrol etmek için idrar bir bardakta biriktirildiğinde, altta biriken tortuyu rahatlıkla görebilirsiniz.
Aynı etki, gaitayla birlikte çıkan yapışkanımsı ve iltihaplı sıvıda da görülebilir. Bunlar hep vücutta birikmiş olan ve oruçla atılmaya başlanan toksinlerdir.

Toksinlerden arındırılmış bir vücutta kan temizlenir ve dolaşım mükemmelleşir. insanın kendisini çok dinç ve iyi hissettiği bu hal, sağlıklı olmanın bir göstergesidir.
Önemli olan, bunun yaşamsal önemini kavrayıp bir alışkanlık haline gelmesini sağlayabilmektir.