Kırkkilit Otu Tozu

Kırkkilit Otu Tozu :

Atkuyruğugillerin takriben 20 türü mevcuttur ve bunlardan en yaygın olarak tarla Atkuyruğu otu; Eguisetum arvense kullanılır, ayrıca Homeopati‘de <> kul-lanılır. Atkuyruğu otu Avrupa, Asya ve Amerika tropik ve subtropik bölgelerinde yabani olarak yetişir. Tarihte ilk defa Çinlilerin ilaç kodek-sinde (1057) adı geçen bitki Avrupa‘da 16. yy.dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Eskiden vereme karşı, idrar artırıcı ve kan kesici olarak kullanılmıştır. Equisetum Latince Equus: At ve Seta: Kıl anlamına gelir, arvense ise tarla demektir. Bizde Atkuyruğu otu diye anılır.

Botanik:

Atkuyruğu otu diğer bitkilerden farklı olarak çiçek açmaz ve spor adı verilen pul şeklindeki organları ile döllenir ve döllenmesi kendi kendine olur. Atkuyruğu otunun sarımsı, esmer veya kızılımsı renkli ve boyu 15-25 cm olan ilk spor devresi Mart ve Nisan ayıdır. Nisan ayından itibaren Atkuyruğu otu yeşil bir renk alır ve boğum boğum olan halkalardan 6-15 adet yanlara sürgünleri uzanır ve sürgünleri ince boğumludur. Alttaki sürgünleri daha uzun olup yukarılara doğru küçülürler ve sürgün sayısı da azalır. Köklerinden yan kökleri çevreye yayıldığından kısa zamanda kümeler oluşturur bu nedenle çiftçiler tarafından çok zarlı bir bitki olarak görülür ve yok edilir.

Yetiştirilmesi:

Yetiştirilmesi oldukça çok kolaydır, fakat sonradan yok edilmesi oldukça zordur. Şayet tentür, çay ve natürel ilacı yapılacak ise özel olarak yetiştirilir.

Hasat zamanı:

Nisan‘dan sonra sporları dökülür, Haziran ve Ağustos‘ta toplanır, yeşil bir renk aldıktan sonra toplanmaya başlanır. Toplanırken kahve renkli olanlar, mantar hastalığına yakalanmış olduğundan ayıklanır.Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem-leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş‘te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır.

Birleşimi:
Atkuyruğu otunun birleşimindeki maddeler;

a) Anorganik bileşikler %5-10 arasında olup bu da %80-90 oranında Silisik asit ve %10-20 oranında Alüminyum ve Potasyumklorid ve de Mangan‘dan oluşur. Silisikaistin %10‘u suda çözülerek kana geçer.
b) Flavonitler; Equisetin (Kafurol-7-O-ß-D-diglikozit), Quercetin-3-O- ß-D-diglikozit, Luteolin-5-O-ß-glikozit, Apigenin-5-O- ß-D-diglikozit,
c) Alkaloit türevleri; çok az miktarda olup bunlarda Nikotin, Palustrin, Paludtridin ve 3-Methoxypyridin en önemlileridir.
d) Organik asitler; Equisetolasid, Malik asit (Elma asidi), Akonitasit ve Oksalikasit içerir.
e) Saponin içerdiğine dair iddiaların asılsız olduğu bilinmektedir fakat Pektin az miktarda Eterik yağ ve sabit yağ içerir.

1937‘de tedavi denemesi yapmışlar. Bu deneme sonucunda Atkuyruğu otunun idrarı artırdığı tespit edilmiştir. (HHB.V.65) Eskiden vereme karşı kullanılan bitki Leukozitleri (Akyuvarlar) harekete geçirerek veremi yendiği W.Schneider tarafından 1936‘da beyan edilmiştir. (TP.205) Bu konudaki araştırmalar çok eski olup yeni araştırmalar gereklidir. Aksi halde eldeki verilerle bir beyanda bulunmak oldukça zordur. Colombia Üniversitesi‘nin (ABD) yaptığı araştırmalara göre insanın bağ dokularını sağlamlaştırmak için sürekli Silisikaist ihtiyacı vardır ve bunu Atkuyruğu otu ile giderebileceğini beyan edilmiştir. Eylül 1996‘da 3-4 hafta Atkuyruğu otunun çayını içtim adeta kışın en soğuk aylarında içmişim gibi donuyordum. Bu yan tesirini sonradan öğrendim. Bu nedenle Atkuyruğu otunun adı aşağıda geçen şifalı bitkilerle kullanmak gerekir. Aksi halde aşırı derecede üşütür.

Tesir şekli: İdrar söktürücü, kanı temizleyici, kan yapıcı, kanamayı önleyici, ara dokuları kuvvetlendirici ve metabolizmayı düzenleyicidir.

Kullanılması:

a) Araştırmalara göre; Bağdokularını kuvvetlendirici, idrar artırıcı ve ödemi önleyicidir. b) Komisyon E‘nin 187/09/1986 tarih ve 173 nolu Monografi bildirisinde Atkestanesi otu başta ödem (vücudun su toplaması), idrar yollarındaki bakteri ve iltihaplar ve de böbrek taş ve kumlarına karşı kullanılır. Atkuyruğu otu haricen ise kötü iyileşen yaralara karşı kullanılır. c) Halk arasında; Atkuyruğu otu akut böbrek iltihaplanmasına (nefrit), böbrek zafiyeti, böbrek kanaması, böbreklerdeki yırtılma, böbreklerin yeterince çalışmaması sonucu ortaya çıkan ödeme karşı kullanılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp