Uyku Bozuklukları

Uyku Bozuklukları : Uyku bozukluklanna geçmeden önce, uyku hakkında kısa bir açıklama yapmayı uygun buluyoruz. Uyku üzerinde yapılan incelemeler, “insan niçin uyur, uyku ne işe yarar” gibi sorulara henüz tatmin edici cevaplar vermekten uzaktır. Ancak uykusuzluğun fizyolojik bir yorgunluğa ve bazı psikolojik bozukluklara sebep olduğu çok iyi bilinmektedir. Buna göre, uykunun vücudu tamir edici, zindeleştirici, günün yorgunluğunu ve stresini giderici bir rol oynadığı söylenebilir.Uyku sırasında kalp, göz, beyin, sinir ve kas sistemi üzerinde değişikliklere sebep olduğu; solunum, kan basıncı ve nabız gibi faaliyetlere tesir ettiği bilinmektedir. Uyku, monoton ve sabit bir istirahat hali olmayıp yukarıda saydığımız faaliyetlerde yaptığı değişiklikler itiban ile 4 devreye ayrılır. Uykunun birinci devresi “hafif uyku” diye tarif edebileceğimiz devre olup yaklaşık on dakika sürer. İnsanın uykuya daldığı yâni birinci devreyi geçtiği, kalp elektrosunda uyanık iken görülen alfa dalgalannın kaybolmasından anlaşılır.

Birinci devrenin en tipik belirtisi, gözlerin beraber hızlı bir şekilde hareket etmesidir. Solunum, kan basıncı ve nabız düzensiz ve dalgalanmalar şeklindedir. Bundan sonraki üç devrede göz hareketleri yoktur. Birinci devre uykuyagöz hareketlerinden ilhamla “REM uykusu” veya kısaca “D uykusu” (desenkro- nize uyku, rüya uykusu) denir. Diğer üç devre uykuya ise “S uykusu” (Senkronize uyku NREM uyku) adı verilir.Uyku sırasında 2. 3. ve 4. devrelerden 1. devreye geçişler olduğu tesbit edilmiştir. Tipik bir gece uykusu boyunca dört veya beş defa “D uykusu”na dönüş yapıldığı bilinmektedir. D uykulan, bütün uykunun yüzde yirmisini kapsar ve yaklaşık doksan dakika tutar. İlk D uykusu genellikle on dakika sürer ve en kısa olanıdır. Diğer D uykulan yaşa ve mizaca göre onbeş ila kırk beş dakika arasında değişir. D uykusu sırasında uyanlan kimselerin hemen büyük ekseriyeti rüya gördüklerini söylemektedirler. Göz hareketleri de bu ifadeyi doğruladığından insan- lann sadece D uykusu sırasında rüya gördükleri kabul edilmiştir. Bu arada rüyalardan çok azının hatırlanabildiğim söylemiş olalım.Gençlerin yetişkinlere oranla daha uzun süre uyuduklan bilinen bir gerçektir.

Keza yeni doğmuş bir bebek günün yaklaşık 16 saatini uykuda geçirmektedir. Bu uykunun en az yansı D uykusudur. Orta yaştakiler yaklaşık 8 saat uyurlar ve bunun ancak bir-iki saati D uykusudur. Yaş ilerledikçe hem S hem de D uykusunda azalma görülür.Uyku Bozukluklarının SınıflandırılmasıEskiden uyku bozukluklarını “uyku hapı” ile giderme gibi kolay bir yola baş vuruluyordu. Halbuki bunun uyku bozukluğunu gidermediği, aksine psikolojik ra-¡tatsızlıkları hızlandırdığı artık bilinen bir gerçektir. Uyku bozuklukları tek bir sebebe dayanmayan, her birinin kendine has patolojik ve psikolojik sebebleri olan, çözülmesi zor hastalıklardandır.En sık görülen şikâyetler, uykunun başlamasında ve devamında ortaya çıkan bozukluklardır. Hasta yatağa yattığı zaman uzun müddet uykuya dalamadığından ve sık sık uyandığından yakınmaktadır.

Uykuya Dalamamanın Sebebleri
* Herhangi bir ağnlı durum.
* Çözülememiş bir probleme takılma.
* Rahatsız edici, negatif çevre şartları
* Uyuyamadığma şartlanmış olma.
* Vücudu uyanık tutan psikolojik rahatsızlıklar (anksiyete).

Uykunun Devam Etmemesinin Sebebleri
* Her türlü uyancı ilaç bağımlılığı veya bu ilaçlardan yoksun kalma.
* Enfeksiyonlar ve bunlara bağlı sistematik hastalıklar.
* Beyin sapı hastalıkları.
* Yaşlılık.
* Depresyon.
* Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı.
* Huzursuz bacak sendromu.

Uykusuzluğa yol açan sebebler arasında “uyku apnesi” dediğimiz patolojik rahatsızlık önemli bir yer tutar.

AÇIKLAMA: Uyku apnesi, solunumunon saniye veya daha uzun bir süre durması halidir. En sık görüleni merkezî uyku apnesidir. Hasta nefes aldıktan sonra kann ve göğüste solunum faaliyeti birden bire durur; sonra tekrar başlar. Saf tıkayım uyku apnesinde ise hastanın solunumu durmakla beraber, kann ve göğüs kaslan solunum engelini aşmak için aşın zorlanırlar. Dolaysiyle kan basıncında anormallikler olur. Hasta uykusu sırasında bunun farkında değildir. Uyandığı zaman apne de geçmiş olur. Bir gece uykusu sırasında apne sayısı otuzu aştığında hasta sabahleyin kalkınca kendisini yorgun, huzursuz ve işe gitmede isteksiz hisseder. Baş ağnsı da şikâyetleri arasındadır.

DİKKAT: Uykusuzluktan şikâyeti olanlar gece boyunca horluyor ve horlaması zaman zaman on saniye kesiliyor ise uyku apnesinden şüphelenmek gerekir. Hasta ile birlikte yatan eşi, onun horlamanın kesildiği sırada zorla nefes almaya çabaladığını söylüyor ise; kesinlikle uyku apnesi krizi geçirdiği söylenebilir. Çocuklann beşiklerinde âni ölümleri ile akciğer ve kalp rahatsızlığı olan yetişkinlerin âni ölümleri uyku apnesinin bir neticesidir.

Aşırı Uyuma Bozukluğu
Aşırı uyuma, uykusuzluk kadar sık görülmeyen bir hastalıktır. Ancak, aşın uykunun da sebebleri araştırlmalı “uyarıcı ilaçlar”la tedavisine çalışılmamalıdır. Aşırıuyuma rahatsızlığının ailevî yani kalıtımla ilgili olduğu tezi hayli kuvvetli görünmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp