Ürtikeryal Vaslülit Tedavisi

Ürtikeryal Vaslülit Tedavisi

Ürtikeryal Vaslülit Tedavisi Ürtiker, Sık Karşılaşılan, İlaçlara ve Çeşitli İç Organ Hastalıklarına Bağlı Olarak Gelişebilen ve Seyrek de Olsa Ölüm İle Sonuçlanabilen Bir Hastalıktır.

ÜRTİKER

Ürtiker tanısı, klinik olarak tek bir lezyonun "4-K" özelliğine dayanır: Kaşıntı, kızartı, kabartı ve kısa sürede kendiliğinden kaybolma. Kaşıntı mutlaktır ve yaygındır. Kaşıntı izleri (ekskoriasyon) pek görülmez. Kızartı eritemdir, basmakla solar. Kabartı dermal ödem sonucu gelişir. Lezyonun kabarık olan orta bölgesi soluktur. Ürtikerde tek bir lezyon, birkaç saat içinde herhangi bir iz bırakmadan kaybolur.

Gelip-geçici, kaşıntılı, eritemli, ödemli papüller ve/veya plaklar gösteren ürtiker, kolay kolay başka bir hastalık ile karışmaz. Bununla birlikte ürtikeryal vaskülitten ayırt edilmelidir. Ürtikeryal vaskülitte purpura vardır, lezyonlar bir günden uzun sürer ve pigmentasyon bırakır. Eriteme purpuranın eşlik etmesi, cam baskısı ile gösterilebilir. Pigmentasyon, eritrositlerin yıkımı sonucu oluşan hemosiderine bağlıdır. Uyuz, atopik dermatit ve dermatitis herpetiformis gibi diğer kaşıntılı hastalıklarda görülen ekskoriasyonlar, bu hastalıkların ürtikerden ayırt edilmesinde önemli bir bulgudur.

Göz kapakları ve dudakların balon gibi şişmesine anjioödem denir. Anjioödem mukozaları da etkileyebilir. Dil şişebilir, üstelik seyrek de olsa larinks ödemi sonucu asfiksi gelişebilir.

Ürtikere gözlerde sulanma, hapşırma, nefes darlığı, karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi belirtiler eşlik edebilir. Bu belirtiler, şiddetin yanı sıra allerjenin giriş yolunu gösterir. Göz, burun ve akciğer belirtileri varsa, allerjen solunum yolu ile girmiştir; inhalandır. Gastrointestinal sistem belirtileri varsa, sindirim yolu ile girmiştir; yiyecek ya da ilaçtır.

Ürtikerde tek bir lezyon kısa sürede kaybolur, ancak yeni lezyon çıkışı sürer. Lezyonların biri batar, biri çıkar. Altı haftadan kısa süren olgulara "akut", haftada en az iki gün olmak üzere uzun süren olgulara "kronik ürtiker" denir. Bu ayırım, semptomatik tedavi ve etiyolojik araştırma arasındaki önceliği belirlemek için yapılır. Akut ya da şiddetli olgularda semptomatik tedavi, kronik olgularda etiyolojik araştırma önceliklidir.

Ürtikerin başlıca nedenleri, ilaçlar, yiyecekler ve hazır yiyeceklerde bulunan katkı maddeleri (koruyucular, boyalar vb.), inhalanlar (ev tozları, polenler, küfler, hayvan tüyleri-epitelleri vb.), fokal infeksiyonlar (sinüzit, tonsillit, farenjit, diş apsesi, otit, kolesistit, piyelonefrit, vajinit vb.), parazitozlar (özellikle barsak parazitleri), böcek ısırmaları (özellikle arı sokması), tiroid hastalıkları (özellikle otoimmün olanlar), kollajenozlar (SLE, dermatomiyozit vb.) ve malinitelerdir. Stres, gerek yalnız başına etken olarak, gerekse kolaylaştırıcı etmen olarak rol oynayabilir. Bu nedenler, gerek akut gerekse kronik olgular için geçerlidir. Öte yandan akut olgulara en sık ilaçlar, yiyecekler ve akut üst solunum yolu ya da idrar yolu infeksiyonları neden olur.

Yukarıda sayılan nedenler, immünolojik ya da non-immünolojik mekanizmalar ile ürtikere yol açar. İmmünolojik mekanizmalar, IgE'ye bağlı ve komplemana bağlı olarak ikiye ayrılır. Non-immünolojik ürtiker için aspirin, non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar ve yiyecek katkı maddelerine karşı gelişen intoleranslar örnek olarak verilebilir. Ürtikeryal vaskülit, tip III hipersensitivite reaksiyonudur (immün kompleks hastalığı).

Herhangi bir nedenin bulunmadığı kronik olgulara "kronik idiopatik ürtiker" denir. Böyle olguların bir bölümünün serumlarında özellikle mast hücrelerinin yüzeyindeki IgE-reseptörlerine karşı otoantikorlar bulunmuştur.

Akut ürtikerli olgularda ilaç yasağı ve sıkı perhiz (3-5 gün boyunca yalnız haşlama kuzu eti, tavuk eti, patates, pirinç ve havuç) uygulanmalıdır. İnfeksiyon odağı saptanırsa tedavi edilmelidir. İlaç olarak ilk üç gün metil prednizolon (40-60 mg IM, çocuklarda 1 mg/kg), daha sonra 7-10 gün süreyle oral antihistamin (H1-reseptör blokeri) kullanılır. Gerekirse parenteral antihistaminler ile tedavi desteklenebilir. Özellikle anjioödemli olgularda adrenalin (0.3-0.5 mg SC, çocuklarda 0.01 mg/kg) kullanılmalıdır.

Kronik ürtikerli olgularda etiyolojik araşırmanın temeli klinik bulgulardır. Ürtikerin nedenlerine yönelik ayrıntılı bir öykü alınmalı ve sistemik fizik muayene yapılmalıdır. Eritrosit sedimentasyon hızı, tam kan sayımı, tam idrar tahlili ve dışkıda parazit aranması dışındaki laboratuvar incelemeleri rutin olarak istenmemeli, klinik bulgulara göre istenmelidir.

Kronik ürtikerin semptomatik tedavisinde temel ilaç oral antihistaminlerdir. Bunlar, sedatif/non-sedatif ve kısa/uzun etkili olanlar diye sınıflandırılır. İlk seçenek olarak non-sedatif ve uzun etkili olanlar yeğlenmelidir. Hasta stresli ise ya da ürtiker nedeni ile uykusuzluk çekiyorsa, sedatif bir preparat; lezyonlar gün içinde sık yineliyorsa, kısa etkili bir preparat tedaviye eklenebilir.

Keskin olmayan bir cisim ile çizilme, basınç, soğuk, sıcak, güneş ışınları, egzersiz ve titreşim gibi fiziksel etkenler de ürtiker yapabilir. Böyle olgulara "fiziksel ürtiker" denir. Dermografizm, tırnaklar ile kaşıma gibi, keskin olmayan bir cisim ile çizilme sonucu kolaylıkla lineer ürtikeryal plakların gelişmesidir. Kolinerjik ürtiker, terlemeyi uyaran etmenler (sıcak, egzersiz, emosyonel stres vb.) ile çevresinde geniş eritem gösteren, toplu iğne başı ya da mercimek büyüklüğünde olan ve çok kısa süren ürtikeryal papüllerin gelişmesidir.

Çoğu kişi, ısırgan otunun deriye değmesi sonucu gelip-geçici, kaşıntılı kızartı ve kabartıların oluşacağını bilir. Ürtiker adı da bu bitkinin latince adından gelir: Urtica urens. Bir maddenin değmesi sonucu gelişen ürtikere "kontakt ürtiker" denir. Günümüzde tıbbi eldivenlerde ve kondomlarda bulunan latekse karşı gelişen kontakt ürtiker, üstelik anafilaksi olguları önemli bir sorundur.

Prof. Dr. Oğuz LAV, ürtiker dersini soğuk ve sıcak sonucu gelişen fiziksel ürtikerleri de anımsatarak şöyle bitirirdi: "Gördüğünüz gibi, hava ve su dışında her şey ürtiker yapabilir, üstelik onlar bile özel koşullarda yapabilir." Bugün suyun bile sıcaklıktan bağımsız olarak kontakt ürtiker (akuajenik ürtiker) yapabileceğini biliyoruz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp