Subseröz Myom

Subseröz myom, Myomlar myometrium tabakasını oluşturan düz kaslardan köken alan iyi huylu tümörlerdir. Subseröz myom türünü ve genel bilgi için mutlaka makalemizi inceleyiniz.

Değişik nedenlerle jinekoloğa giden pekçok kadının arkadaşlarına biraz da korkarak "bende ur varmış" dediğine birçoğumuz şahit olmuşuzdur. Halk arasında ur olarak adlandırılan bu durum aslında myomdur. Fibroid ya da leiomyoma adı da verilen myomlar, düz kas ve bağ dokusu içeren iyi huylu (kanser olmayan) kitlelerdir. Uterusun (rahim) kalın duvarı 3 tabakadan oluşur. Bunlardan en içte olanı endometrium adını alır ve adet siklusu boyunca değişimler gösterir ve eğer gebelik olmaz ise dökülerek adet kanaması ile birlikte atılır..

Ortadaki kas tabakasına myometrium denir. Uterusun en kalın tabakasıdır ve istemsiz çalışan düz kaslardan oluşur.Bu kaslar adet kanaması esnasında rahim içinde biriken kanı, doğum esnasında ise bebek ve plasentayı rahim dışına atmak için kasılır.. Uterusu dışarıdan çevreleyen zar tabakasına ise seroza ismi verilir. Bu tabaka rahimi diğer organlardan ayırır ve yerinde tutunabilmesi için destek bağları oluşturur. Gebe olmayan bir kadının rahminin büyüklüğü kişinin yaşı ve geçirmiş olduğu gebelik sayısına göre değişkenlik gösterir. Ortalama ağırlığı 80 gram kadardır.

Myomlar işte bu myometrium tabakasını oluşturan düz kaslardan köken alan iyi huylu tümörlerdir. Sadece kas hücresi içermezler. Aslında myom daha gerçekçi bir tanımla bağdokusu tarafından bir arada tutulan düz kas hücreleridir.Büyüklükleri toplu iğne başından karpuz büyüklüğüne kadar değişkenlik gösterir. Kadın pelvisinde en sık görülen tümördür. İyi tarafı hemen her zaman iyi huylu olması ve kansere dönme olasılığının ihmal edilebilecek kadar düşük olmasıdır. Hastaların %75'i kendisinde myom olduğundan dahi habersizidir. Kötü tarafı ise her 4-5 kadından birinde ortaya çıkmasıdır. Büyüklüklerinin çok değişken olması nedeni ile bu oranın aslında gerçeği yansıtmadığı, dikkatli bir inceleme yapılacak olursa myom görülme sıklığının %80'den daha fazla bulunacağı ileri sürülmektedir.Tek bir tane olabileceği gibi sayılamayacak kadar çok da olabilir.Her bir myom kitlesine myom çekirdeği ya da myom nüvesi adı verilir.Genelde birden fazla sayıda olma eğilimindedir.Myomlar sıklıkla 30-40 yaşlar arasında ortaya çıkar ve replasman tedavisi almayanlarda menopoz sonrası küçülür. Ergenlik öncesi görülmesi son derece nadirdir.

Myomlar genelde birden fazla sayıda olma eğilimindedirler. Bazen tek bir myom nüvesi belirgin derecede büyüyebilir ve çok büyük boyutlara ulaşabilir. Bu gibi hastalarda da büyük olasılıkla bir kaç milimetrelik bile olsa başka myom nüveleri de mevcuttur. Myomlar rahimde büyümeye neden olurlar. Myomlu bir rahimin büyüklüğü ifade edilirken gebelik cesameti tanımı kullanılır. Gebelik sırasında hangi haftada rahimin ne kadar büyüdüğü bilindiği için myomlu bir rahimin muayenesinde de bu bilgiden yararlanılır ve rahim büyüklüğü örneğin 10 haftalık ya da 14 haftalık gebelik cesametinde şeklinde tanımlanır.

Nedenleri

En sık görülen pelvik kitle olmasına rağmen hiçkimse myomların neden ve nasıl ortaya çıktığına açıklayamamıştır. Bazı kadınlarda hiç görülmez iken bazı kadınlarda sürekli yeni myomların çıkma nedeni de belirsizdir.

Nedenleri tam olarak biinmese de pekçok hekim bu kitlelerin kadınlık hormonu olan östrojen etkisi ile geliştiğine inanırken azımsanamayacak sayıda başka bir grupta östrojen ile ilgili olmadığını düşünmektedir. Myom ve östrojen hakkında bilinen gerçekleri şöyle sıralayabiliriz:

Ergenlik öncesinde vücut henüz östrojen salgılamazken görülmezler

Östrojen içeren doğum kontrol hapları gibi ilaçların etkisi ile büyürler

Vücudun fazla miktarda östrojen ürettiği gebelik esnasında hızlı büyüme gösterirler

Östrojenin azaldığı ve hatta tamamen yok olduğu menopoz sonrası dönemde küçülürler

Menopoz sonrası yeni myom çıkması son derece nadirdir.

Dışarıdan östrojen alan kadınlarda büyürler

Myomlar yüksek düzeyde östrojen bulunduran kadınlarda gelişse de laboratuvar bulguları myomu olan kadınların birçoğunda östrojen düzeylerinin normal olduğunu göstermektedir. Bu nedenle myom gelişiminde büyük olasılıkla östrojen tek sorumlu değildir. Östrojen düzeylerinin çok yükseldiği gebelik esnasında bu kitlelerin büyümesini bazı yazarlar östrojene değil, gebelik esnasında rahime giden kan miktarının büyük oranda artması ve neticede myomların fazla miktardaki kana cevap olarak büyümelerine bağlamaktadırlar.

Bazı çalışmacılar da diğer bir kadınlık hormonu olan progesteron'un da myom gelişiminde rolü olduğunu ileri sürmektedirler. Yapılan bazı klinik deneylerden elde edilen sonuçlar progesteron ile tedavi edilmiş kadınlardan çıkartılan myomlarda daha fazla sayıda hücre bulunduğunu ve bazı hastalarda progesteronu bloke eden ilaçlar kullanıldığında myomların küçüldüğünü göstermektedir. Bu bulgulara rağmen myom ile progesteron arasındaki ilişki açık değildir.

Türleri


Myomlar lokalizasyonlarına bağlı olarak değişik türde şikayetler yaratırlar. Bu nedenle de rahimde yerleştikleri yerlere göre sınıflandırılırlar.

Submuköz Myom: Hemen uterusun içini döşeyen endometrium tabakasının altında yerleşmiştir. Büyüdükçe endometriumu içeri doğru iter. Bu itilme adet düzensizliklerine neden olabilir.Bir süre sonra myom rahim boşluğuna doğru büyümeye başlar ve orijinal yerine ince bir sap ile bağlı kalır. Büyümeye ya da sarkmaya devam eder ise rahimden dışarıya hatta vajinadan vücut dışına sarkabilir.Myom hareket ettikçe sapının etrafında dönebilir ve adet aralarında kanamaya neden olabilir. Bu tür myomlarda enfeksiyon da ortaya çıkabilir.

İntramural Myom: Uterusu oluşturan kas tabakasının (duvarın) içinde yer alan myomlardır. Myom nüvesi büyüdükçe rahim de büyür.

Subseröz Myom: Uterusun dış yüzünden köken alan ve dışarı doğru büyüyen myomlardır. Genelde kanama problemi yaratmaz.

Saplı Myom: Herhangi bir subseröz ya da submüköz myom büyümeye devam edip de rahim ile bağlantısı sadece ince bir bağ ile sağlanır ise bu durumda saplı myomdan söz edilir.Eğer myom kendi etrafında döner ise sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve myom nüvesinde dejenerasyon meydana gelir. Eğer myomun sapı geniş bir tabana oturmuş ise buna sessile tipte myom adı verilir

İnterligamentöz Myom: Uterusu yerinde tutan ve ligaman adı verilen bağların arasında gelişen tümörlerdir.Bunların cerrahi ile çıkartılması son derece güçtür.

Paraziter Myom: Büyüyen myom nüvesi başka bir organa yanaşıp buna yapışırsa bir süre sonra rahim ile rasındaki bağlantı kopabilir ve myom yeni bağlandığı dokudan beslenmeye başlayabilir. Bu durumda parazitik myomdan söz edilir.

Gerçekçi olmak gerekirse myomların hemen hepsi aslında birden fazla anatomik lokalizasyonda bulunur. Örneğin myomun büyük bir kısmı şntramural olmasına rağmen submüköz veya subseröz komponenti de vardır. Bu durumun istisnası saplı subseröz myomlardır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp