Sinüzit İçin Alternatif Tedaviler

Geleneksel tedavilerle iyileşmeyen sinüzit hastaları genellikle akupunktur, şifalı otlar, vitaminler, homeopati ve diğer alternatif tedavileri denerler. Eğer siz de alternatif tedaviler dünyasına girme konusunda düşünüyorsanız, muhtemelen "Bunlar işe yarıyor mu?" diye düşünüyorsunuzdur.

Bu, cevaplaması biraz zor bir soru. Ne yazık ki alternatif tedavilerin gerçekten sinüziti olan kişilere faydası olup olmadığına dair çok az ayrıntılı araştırma yapıldı (aynı şekilde diğer kronik hastalıklar üzerinde de). Alternatif tedaviler üzerinde sıkı devlet düzenlemeleri yoktur, bu nedenle bu tedavileri uygulayanların ve üreticilerin tekniklerinin ve ürünlerinin güvenli ve etkili olduğunu kanıtlamak için çok masraflı araştırmalar yapmak için çok az nedeni vardır.

Araştırmalar olmadan elimizde sadece kişilerin söyledikleri oluyor, bu da bir doktor olarak belirli bir alternatif tedaviye onay vermemi zorlaştırıyor. Bu, alternatif tedavilere karşı olduğum anlamına gelmiyor.

Modern tıbbın anlamadığı ve açıklayamadığı pek çok şey var, bu nedenle daha da kötüleştirmediği sürece semptomları geçirebilecek herhangi bir şeyi denemekten kimseyi caydıramam.

Günümüzün kabul gören tedavilerinin de bitkilerden türediğini ve onlara da bir zamanlar alternatif tedavi gözüyle bakıldığını belirtmek gerek. Örneğin, kalp hastalığının tedavisinde kullanılan digitalis, yüksükotu bitkisinin yapraklarından üretilmektedir. Sinüs alanında en yaygın kullanılan mukus inceltici madde guafinesin, guayak odunu reçinesinden geliştirilmiştir.

Bu nedenle bugün alternatif tedavi olarak görülen bir yöntem, bir gün modern tıbbın dayanağı olabilir.

Sağduyuya Kulak Vermek

Hastalar alternatif tedavi denemek istediğinde üç uyarıda bulunarak denemeye teşvik ederim:

• Tedavinin potansiyel olarak tehlikeli olmadığından emin olun. Alternatif tedavilerin çoğu değildir, ama problemlere ilişkin haberler de zaman zaman gün ışığına çıkmaktadır.

Örneğin, 2003'te FDA'nın efedra bitkisi içeren besin desteklerinin satışını yasaklamasına neden olanlar gibi.

• Alternatif tedaviler kabul görmüş tedavilerle birlikte kullanılmalıdır, onların yerini almamalıdır. Doktorunuz size dört haftalık antibiyotik vermişse, bitkisel bir destek ya da vitamin denemeye karar verdiniz diye yarıda kesmeyin.

• Doktorunuz alternatif tedavi kullanıyorsanız bilsin. Bu, en çok bitkiler söz konusu olduğunda önemlidir, ama genel olarak da iyi olur, çünkü söz konusu alternatif tedavinin size uygulanan geleneksel tedavinin etkisini azalttığı ya da başka türlü etkilediği biliniyor olabilir.

Aşağıda sinüziti olan kişiler tarafından en çok kullanılan alternatif tedavilerin bir listesi yer alıyor.

Akupunktur

Yüzyıllara dayalı bu Çin uygulaması fiziksel ve zihinsel sağlığın adı verilen bir enerjinin doğal akışına bağlı olduğu teorisine dayanır. Çin, meridyen adı verilen on dört rotadan akar. Bu akış engellendiğinde, hastalıklar ve ağrılar sinüzit ve sinüs ağrısı dahil ortaya çıkar. Akupunkturun amacı bu tıkanıklığı gidermek ve rahatlama sağlamaktır.

Bir akupunktur uzmanı muhtelif meridyenler boyunca deriye minik, steril iğneler yerleştirir. Belirli noktaların, özellikle de burnunuzun yanında ve başparmağınızia işaret parmağınız arasındaki alanda bulunan noktaların sinüs hastalığım tedavi etınede en etkili noktalar olduğuna inanılır.

Akupunkturu deneyen hastalarımın çoğu ilaçlar işe yararnadığın da akupunkturun sinüzite bağlı baş ağrısını ve acıları geçirdiğini bildirdi. Daha küçük bir yüzdesi burun tıkanıklığı ve akıntısında gelişme sağladığını gördü.

Akupres de akupunkturla aynı ilkeye dayanır ama meridyen noktalarını uyarmak için iğneler yerine doğrudan parmakla baskı uygulanır.

Bitkisel Tedavi

Dünyanın pek çok yerinde bitkiler halkın şifa pratiklerinin temel direği olagelmiştir. ABD 'de bitkisel destekler alternatif tedavinin önde gelen bir şeklidir ve bu bitkilerin kullanımı milyarlarca dolarlık bir endüstriyi idame ettirmektedir.

Durum böyleyken bile bitkiler üzerinde FDA düzenlemeleri sınırlıdır. 1994 Besin Desteği Sağlık ve Eğitim Kanununa göre bitkiler için FDA'nın kontrolü gerekmiyor.

Ürün etiketi üzerinde dayanağı olmayan bilimsel bir iddia yer almadığı sürece, üreticiler ürünlerinin sözde faydalarının reklamını yapmak için rahat davranabilecekleri bir alana sahip görünüyorlar. Piyasadan çekmek için FDA'nın bitkinin güvenli olmadığını ispatlaması gerekiyor.

Bu nedenle tüketicilerin satın alırken dikkatli davranması gerekiyor. Besin desteğindeki maddeler ve ürünün saflığı farklı üreticilerin ürünleri arasında çok farklı olabilmektedir; bu nedenle etiketinde "standart özütler" ibaresi bulunan ürünleri almak en iyisidir.

Unutmayın, bir besin desteğinin etkinliği aynı doza sahip olsalar da çeşitli markalarda farklı olabilir. Bunun nedeni farklı rekoltelerin ve işleme yöntemlerinin maddenin güç ve saflığının farklılaşmasına neden olmasıdır. Bu, şarapların farklı tat ve kalitelerde olmasına benzetilebilir. Aynı üzümlerle başlansa da farklı bağlarda çok farklı şaraplar üretilir.

Sinüs semptomlarını yarıştırdığı en çok iddia edilen bitkiler arasında aşağıdakiler yer almaktadır.

• Ekinezya. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve enfeksiyonları önlemeye yardımcı olduğu düşünülen bu bitki, soğuk algınlığı ve gribe benzer hastalıkların semptomlarını ve süresini azaltmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Laboratuar araştırmaları ekinezyanın bedenin daha çok T hücresi kopyalamasını sağladığını ileri sürüyor. Bunlar enfeksiyonla savaşta kullanılan beyaz kan hücreleridir. Ekinezyanın etkinliği üzerinde yapılan klinik deneylerden farklı sonuçlar çıkmıştır.

• GoldenseaL. Varsayılan antibiyotik ve anti-enflamatuar özellikleri nedeniyle doğanın antibiyotiği olarak adlandırılan bu bitkiyi, Amerika topraklarına ilk yerleşenler Cherokee Kızılderililerinden öğrendiler. Kızılderililer bu bitkiyi cilt hastalıkları ve yaraları için banyo olarak kullanıyordu. İç savaşın ardından pek çok patentli ilacın içine girdi ve yandaşları bu bitkiyi boğaz ağrısından, ağız ülserine ve premenstrual sendroma kadar her şeyin tedavisinde kullanıyorlar.

Goldense al‘ın faydaları genellikle içeriğindeki etken madde olan berberine atfedilir.

• Bromelain, Enflamasyonu azalttığı düşünülen bromelain ananasta bulunan bir maddedir. 1960'larda yapılan üç araştırma antibiyotik ile birlikte bromelain tabletleri alan hastaların sadece antibiyotik alanlara göre sinüs semptomlarında daha fazla rahatlama (nazal enflamasyonda, mukus akıntısında ve tıkanıklıkta azalma) sağladıklarını gösterdi.

Sinüs semptomlarını azaltmak için ya da aklınızdaki diğer hedefler için (daha fazla enerji, gelişmiş bir bellek ve benzeri) bu bitkileri kullanırsanız, iki nedenden ötürü sürekli doktorunuzu haber dar etmeniz çok önemlidir. Birincisi, geleneksel tıpta kullanılan ilaçlar gibi bitkilerin de genellikle yan etkileri vardır.

Bunlar yüksek tansiyon ve diyabet dahil olmak üzere önceden mevcut sağlık rahatsızlıklarını etkileyebilir ve almakta olabileceğiniz ilaçlarla sakileşme girebilirler. İkincisi, bitkiler ameliyat sırasında kanamayı artırabilir, bu nedenle sinüs ameliyatı olmayı (ya da aynı nedenden ötürü bir başka ameliyatı) planlıyorsanız, doktorunuzun ne kullandığınızı bilmesi çok önemlidir.

Özellikle şu dördüne dikkat edin, sarımsak, zencefil, ginko ve ginseng. Bunların dördünün de kanamayı artırdığı bilinmektedir. Örneğin, gingseng pıhtılaşma için gerekli kandaki bir madde olan trombositlerin işlevini engeller. Hastalarıma sinüs ameliyatından en az iki hafta önce bu bitkileri kullanmayı kesmelerini salık veririm.

Besin Destekleri

Enfeksiyonları önlediği en çok iddia edilen iki besin desteği C vitamini ile çinkodur. Bu alandaki araştırmalar soğuk algınlıklarına odaklanmıştır; bu ürünlerin sinüzit üzerinde faydalı herhangi bir etkisi olup olmadığı-enfeksiyonu önleme ya da süresini kısaltma kon usunda-bilinmiyor.

1970'lerde Nobel Ödülü sahibi kimyager Linus Pauling, ilk soğuk algınlığı işaretinde büyük dozlarda C vitamini alınmasını savundu. Onun iddialarına rağmen kontrollü araştırmalarda bu vitaminin soğuk algınlığı semptomlarının şiddetini ya da süresini azaltmakta herhangi bir etkisi olduğu gösterilemedi. Öte yandan, çinkonun enfeksiyonla savaşan özellikleri olduğunu destekler bazı kanıtlar var. ABD'de çinko içerikli bir burun jeli olan Zicam'ın semptomların başlamasından sonraki yirmi dört saat içinde kullanılmaya başlaması durumunda soğuk algınlığının süresini kısalttığı gösterildi. Bu reçetesiz satılan preperatın dezavantajı, etkin olabilmesi için bir ya da iki hafta boyunca her dört saatte bir kullanılmasının gerekmesidir.

Çinko pastil şeklinde de bulunmaktadır, ama bu oral preparatın soğuk algınlıklarını azaltmada kullanılması farklı sonuçlar vermiştir.

Homeopatik ilaçlar

iki yüzyılı aşkın bir zaman önce Alman hekim Samuel Hahnemann rarafind. İlişkin homcopaıi "benzer benzerini iyileştirir" ilkesine dayanmaktadır. Bir başka deyişle büyük miktarlarda alındığında bir rahatsızlığa neden olan bir madde küçük dozlarda aynı rahatsızlığı geçirir.

Homeopati uygulayan doktorlara giden insanlara semptomlarını iyileştirmek üzere tasarlanmış son derece seyreltilmiş ilaç (ya da ilaç kom binasyonlan) verilir. Bir dizi homeopatik sinüs ilacı reçetesiz bulunabilmektedir. Bunlar arasında burun spreyi SinuFree ve temel maddesi çinko olan (daha önce bahsedilmişti) Zicam da bulunmaktadır.

ABD'de modern homeopati uygulamalar, düzenlemeye tabidir ve homeopatik ilaçların FDA tarafından onaylanması gerekmektedir.

Stres Azaltma Teknikleri

Belki fark etmemişsinizdir, giderek daha stresIi bir hale gelen bir dünyada yaşıyoruz. Genci olarak kronik hastalıklar ve özel olarak- da sinüs semptomları duygusal ve fiziksel stres zamanlarında genellikle daha kötüye gider. Stres azaltmanın bir ihtiyaç olduğunu herkes kabul eder.

Aşılması gereken zorluk her gün yapmaktan hoşlanacağınız, sizi cep telefonları, bilgisayarlar, işe gidiş gelişler ve çalışma arkadaşlarının dünyasından geçici olarak çıkarıp alacak bir şey bulmaktır.

1975'te Harvard Tıp Okulundan Dr. Herbert Benson The R..cJaxation Rcsponse (Gevşeme Tepkisi) adlı kitabı kaleme aldı. Bu kitapta, zihin-beden rahatlaması için basit nefes egzersizleri tarif edildi. Kitap çok satanlar listesine girdi ve Benson'un yöntemi bugün de strese girmiş insanlara yardım etmeye devam ediyor.

Bazıları da yoga, tayçi, meditasyon ve biogeribildirim gibi farklı kanallarla rahatlayabiliyor. Düzenli egzersiz de (örneğin jogging, spor salonunda idman yapmak ya da havuzda yüzmek gibi) etkili bir stres atıcıdır. Gevşeme yönteminiz ne olursa olsun yapmaktan hoşlandığınız bir şey olmalıdır, bir angaıya olmamalı dır. Böylece uzun vadede sürdürebilir ve fiziksel ve zihinsel faydalarını alabilirsiniz.

Alternatif Tedaviler

Sıradaki

Ele aldığımız geleneksel tıp ve alternatif tedavi yöntemlerinin hiçbiri semptomları geçirmezse ne yapacaksınız? Bazıları için-belki de hastaların beşte biri için-ameliyat uygun bir seçenektir. Bir sonraki bölümde ameliyat için iyi bir aday olup olmadığınızda karar vermenize yardımcı olacak unsurlara bakacağız.