Serbest Radikaller Nedir

Serbest Radikaller Nedir :

SERBEST RADİKALLER NEDİR

Serbest radikaller vücudumuzda oluşan veya dışarıdan vücuda giren zararlı kimyasal maddeler (süperoksit radikali, hidroksil radikali, hidrojen peroksit vs) olup birçok hastalığın oluşmasında rol oynarlar. Bunlardan özellikle kanser, kalp damar hastalıkları, cilt hastalıkları, göz ve akciğer hastalıkları önemlidir. Diğer çok önemli bir özellikleri de yaşlanmada oynadıkları roldür. Bilim adamlarının yaptıkları araştırmalar insanların serbest radikal etkisi sonucu yaşlandıklarını ortaya koymuştur.
 
Serbest Radikallerin Kaynakları
 
• Hücredeki metabolizma reaksiyonları
 
• Radyasyon
 
• Alışkanlık yapan maddeler: Alkol ve uyuşturucular gibi.
 
• Çevresel ajanlar. Hava kirliliği, sigara dumanı, solventler vs.
 
• Stres. Stres çok önemli bir serbest radikal kaynağıdır. Çünkü streste katekolamin adı verilen hormonların sentezi artar. Bu hormonlar ise serbest radikal üretirler. Bu olaystresin hastalıkların oluşmasındaki rolünün serbest radikaller aracılığı ile olabileceğini göstermesi bakımından önemlidir.
 
• İltihabi hastalıklar. İltihabi hastalıklarda vücudumuzun beyaz küre (lökosit) adı verilen hücreleri, mikropları öldürmek için serbest radikal üretirler. Dolayısı ile bir insanda iltihabi hastalıklar çok sık olursa serbest radikal üretimi de fazla olur. O zaman üretilen serbest radikal miktarı vücudumuzun savunma gücünü aşar ve hastalıklara sebep olurlar.

Vücuttaki serbest radikal oranının ölçülmesi

Vücutta serbest radikallerin ölçümü, oksidatif stres meydana gelen tahribat saptanabilir. Erken yaşlanmaya sebep olan serbest radikallere karşı alınan önlemlerin etkinliği bu testle belirlenebilir. Yapılan test sonucunda 300 Fort değerinin aşılması, tehlikeli bir durumun varlığını gösterir. Vücuttaki serbest radikallerden korunmak için, çeşitli mineraller ve vitaminler kullanılabilir.

Vücutta işlevlerin yapılması için oksijen yakıt olarak kullanılır. Bununla dokular kendini yeniler. Vücutta olan yıpranmalar ve paslanmalar bu sayede önlenir. İnsanlar yaşlandıkça dokularda ve hücrelerde paslanma hızı artar. Bedenin doğal antioksidan sistemi bu dönemde görevini tam olarak yerine getiremez. Bu nedenle organlar ve dokular zamanla işlevlerini yitirmeye başlar.

Serbest  Radikaller Nelerdir?

Bedende metabolik işlemler sonunda oluşan hidrojen peroksit ya da yağlı gıdaların yüksek sıcaklıkta işlenmeleriyle, pişirilmeleriyle oluşmuş lipit peroksit en fazla zararlı olan serbest radikallerdir. Bunlar oksidatif stres adındaki kimyasal işlemlerle DNA’yı hasara uğratıp, hücre ölümünü arttırır. Bunun en güzel şekilde cilt yaşlanması gösterir.

Bir aracın güneşin altında kalmasıyla boyasının renginin solması gibi, ciltte yıllar içinde güneşe maruz kalır ve okside olarak hasar görür. Buda zamanla kırışmasını, sarkmasını ve yaşlı görünmesini sağlar. Bunu engellemek, dejeneratif hastalıklara erken yaşta yakalanmamak, hücre hasarını en düşük seviyeye çekmek için, yaşın ilerlemesiyle birlikte güçsüz duruma gelen antioksidan savunma sistemini güçlendirmek ve desteklemek gerekir.

Antioksidan besinler yaşlanmayı geciktirebilir mi?
Serbest radikaller vücutta antioksidan aktivitesinden daha yoğun olduğunda, bir dengesizlik oluşup, hücrelerde oksidatif hasar oluşmaktadır. Bu durum serbest radikallerin üstün gücü bedendeki antioksidan seviyesinden daha fazlaysa, vücuttaki hücreler paslanarak yaşlanır ve yenilgiye uğrar. Yaşın ilerlemesi yüzünden beden daha fazla serbest radikal oluşumuna maruz kalır ve daha çok serbest radikal üretir.

Bunun yanında bedenin antioksidan üretimi yaşın ilerlemesiyle birlikte azalır. Vücutta bedensel ve zihinsel olarak düşüş olur. Araştırmalarda uzmanlar antioksidan üretiminin 25 yaşıyla birlikte azaldığını göstermiştir. Bu yüzden yaşlanmayla birlikte daha fazla antioksidan alınmalı ve gençlik durumu korunmalıdır.

Antioksidanların vücuttaki serbest radikallerle savaşma yetenekleri daha farklıdır. Bunların gücü ne kadar etkili olursa, kapasite güçleri o kadar fazla olur. İnsanların çoğu günlük olarak beş porsiyon sebze ve meyve tüketmediklerinden doğal antioksidan gücünden mahrum bir hale gelirler. Antioksidan oranı yüksek olan besinler oksijen radikali emme kapasitesi (ORAC) yüksek besinler olarak tanımlanır.

Doğada bulunan yüksek kapasiteli antioksidanlar
Sebze ve meyvelerin içeriğindeki antioksidanlar, miktarına ve türüne göre değişiklik göstermektedir. Besinlerin her birinde antioksidan bileşikler aynı oranda olmaz. Doğada bilinen en güçlü antioksidanlar ise;

Karotenoidler: Bunlar daha çok marul, lahana, domates, brokoli, kırmızı ve yeşil biber, havuç gibi besinlerde bulunur.

Flavonoidler: Bunlar Üzüm çekirdeği, kırmızı şarap, yeşil çay, erik, vişne, siyah çay, kırmızı üzüm, çilek gibi yiyeceklerde bulunur.

Vücudun ne kadar ORAC değerine ihtiyacı vardır?
Yapılan araştırmalarda günde 3000-5000 ORAC değerine sahip olan besinlerin tüketilmesi halinde, alınan antioksidanla bedenin kapasitesinin daha güçlü hale geleceği ve serbest radikallerin hasarından korunmanın mümkün olacağı belirlenmiştir. Fakat kişiler fastfood diyetlerle ancak 1200 ORAC değer tüketmektedir.

Aslında günde 3 öğün tüketilecek sebze ve meyveyle bu oran karşılanmaktadır. Bu yüzden insanların sağlıklı beslenmesi, daha dinç olmasına, serbest radikallerin yol açacağı hastalıkların etkisinden kurtulmayı, genç ve sağlıklı yaşamayı sağlayacaktır. Bunu sağlamak için bu amaçla üretilmiş olan bitkisel desteklerden yararlanılabilir. Bedenin maruz kaldığı kirlilikten korunmak, fiziksel aktiviteye önem vermek, düzenli olarak uyumak, hayata pozitif bakmak, insanları uzun ve sağlıklı bir yaşama götürecektir.

Antioksidan besinler taze olanlar mı?
ORAC içeriği yüksek olan antioksidan besinler sadece taze olan sebze ve meyveler değildir. Taze erikte 9,49 ORAC değeri varken, kuru erikte bu değer 57,7 ORAC olarak bulunmaktadır. Bu nedenle kuru yiyeceklerde antioksidan alma açısından önemlidir.

Serbest radikaller nasıl oluşur?
Molekülleri meydana getiren atomlar arasında olan bağlar normal olarak kararlıdır, kopmazlar. Bu bağ koptuğu zaman serbest radikal oluşmaktadır. Serbest radikal elektron ihtiyaçlarını karşılamak için, başka bileşiklerle hızlı bir birleşme yapmaya çalışır. Genellikle serbest radikaller en yakın moleküllere saldırarak, onun elektronunu almaya çalışır. Molekül elektronunu yitirdiğinde, eksiğini tamamlamak için o da serbest radikale dönüşür.

Bu zincir reaksiyon olarak tanımlanır. Bu süreç başladığında hücreyi ve diğer hücrelerin yok edilmesine kadar devam eder. Serbest radikal vücuda dışarıdan alındığı gibi, normal metabolizma süreçlerinde oluşturulabilir. Bazı durumlarda bağışıklık sistemi içeriye giren bakteri ve virüsleri yok edebilmek için, serbest radikal oluşturabilir. Dış etkiler içinde sigara, radyasyon, çevre kirliliği, tarım ilaçları gibi kaynaklar sayılabilir.

Normal olarak vücut serbest radikallerle kendisi baş edebilir. Ancak bunu sadece antioksidanlarla yapabileceğinden, yeteri kadar antioksidan olmadığında vücutta aşırı hasar oluşabilir. Önemli olan konu, yaşın ilerlemesi nedeniyle serbest radikal oluşumunun artış göstermesidir.

Antioksidanlar serbest radikallerin hasarını nasıl önler?
Antioksidanlar vücutta kendi elektronlarından birisini serbest radikale vererek, onu sakinleştirmekte ve zincir reaksiyonuna son vermektedir. Antioksidanlar kendi elektronlarını serbest radikale verdiklerinde, kendileri serbest radikale dönüşmez. Bunun nedeni antioksidanların bir elektron eksik bile olsalar, kararlı olmalarıdır. E vitamini vücutta en fazla bulunan yağda çözünen antioksidanlardır. Bunlar bilinen ve var olan zincir reaksiyonu engelleyicilerin içinde en önemlilerdendir. Bunlar oksidasyon düşmanı olarak görülürler.

C vitamini ise vücutta olan suda çözünen antioksidanlardır. Bunlar önce hücre sıvısı içinde iş görmektedir. Sigara dumanını ve çevre kirliliğinin meydana getirdiği serbest radikallere karşı en başarılı silahlardan birisidir. Bunun E vitaminini harekete geçirme özelliği de vardır. Bu nedenle antioksidanların doğal yollardan yani taze sebze ve meyvelerden alınarak, vücuda takviye edilmesine önem verilmesi gerekir.

Vücudumuza düzenli olarak bu besinlerden alınmasını sağlamalıyız. Yaşın ilerlemesiyle birlikte serbest radikal miktarının artmasına karşılık, antioksidanları dışarıdan takviye olarak alarak, vücuttaki dengenin korunmasını sağlamalıyız. Bunu da doğal yollardan almaya özen göstermeliyiz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp