Selülit Nedir

Selülit Nedir?

yaz sorunu olarakta bilinen selülit sorunu ve doğal öneriler ile ilgili bilgileri aşağıdaki makalemizde açıklayıcı olarak bulabilir ve/veya dahası için altta bulunan linke tıklayabilirsiniz...

Yaz yaklaşıp da bikini giyme zamanı gelince bir telaştır alır hepimizi. Bir yandan rejimler yaparken bir yandan aylardır pantolonların içersinde haince saklanmış selülitleri yok etme derdine düşeriz.

Peki uzmanlar ne diyor?

Günlük yaşamda sıkça karşımıza çıkan selülitin tıpta da bir karşılığı var: Hidrolipo-distrofi. Cilt altı yağ dokularımız, lobül olarak adlandırılan mikroodacıkların içinde yer alıyor. Dermatolog Ayşegül Saltat, se-lüliti oluşturan nedenleri şöyle sıralıyor:

"Problem, yağ hücrelerinin mikrosirkülasyon bozukluğu sonucu içeriklerindeki su ve yağ miktarlarının artmasıyla başlar. Hücreler giderek şişer ve bu, yağ hücre gruplarını içine alan odacıkların bağ dokusundan oluşan duvarlarına baskı yapmalarıyla sonlanır. Bu, odacık duvarlarında dejeneratif değişikliklere yol açar, duvarlar sertleşir, elastikiyetini kaybeder ve yer yer çekintiler oluşur. Onunla birlikte, üzerinde ona yapışık olan cildin de çekilmesi ve hareket edememesiyle sonlanır. Bu da dışarıdan portakal kabuğu olarak adlandırılan görüntünün oluşmasına yol açar. Bu aşamada sıkışan ve fıtıklaşan yağ dokusu bu bölgedeki dolaşımın daha fazla bozulmasına ve selülitin daha fazla artmasına yol açar. Artık olay kısır döngüye girmiştir. Dolaşım bozukluğu, selülüti; selülit de dolaşım bozukluğunu artırır."

Peki kadınların yüzde 90-92'sini etkileyen selülit neden oluşuyor?

Saltat'a göre bu sorun, öncelikle genetik faktörlerle başlıyor ve yapılaşmayı etkileyen nedenlerle devam ediyor. Hormonal değişiklikler, bu nedenlerden sadece biri. Saltat, özellikle östrojen hormonunun fazlalığının selülite neden olduğunu söylüyor. Ailevi yatkınlığı olan kişilerin doğum kontrol haplarını mutlaka doktorlarına danışarak kullanması gerekiyor.

Selülitin çocuklarda olmayıp ergenlik çağından itibaren görülmeye başlamasının da nedenleri var tabii ki. Öncelikle erkeklerde, testosteron hormonunun varlığı nedeniyle ileri yaşlara kadar görülmüyor. Karaciğer problemlerinde erkeklerde de cilt altı yağ dokusu tarafından salınan östrojenin metabolize edilememesi nedeniyle, ses incelmesi ve göğüslerde büyüme gibi diğer feminen karakterlerle beraber selülit de görülebilmesi, okları östrojen hormonuna yöneltiyor.

Selülit sorunu menapoz sonrasında da yakamızı bırakmıyor. Saltat'ın anlattığına göre menopoz, metabolizmanın yavaşlamasıyla kilo artışı, geçirilen hamilelikler ve ilerleyen yaşla birlikte cildin ve bağ dokusunun elastikiyetini kaybetmesi, dolaşım bozukluklarının devreye girmesi gibi pek çok nedenle selülitin arttığı bir dönemdir.

Selülitin başlangıcını etkileyen birçok neden var. Bu nedenleri, "Damar yetmezliği olan kişilerde; cilt altı dokuların oksijenlenme bozukluğu, damardan sızan serumun cilt altı yağ dokusunu sıkıştırması ve yağ hücreleri tarafından emilerek onların şişmesine yol açması, bunların da odacık duvarlarına baskı yapması gibi olaylar zincirini başlatır" diye sıralıyor Ayşegül Saltat.

Yaşamın koşuşturmaları arasında ne kadar farkında oluyoruz ya da ne kadar ilgileniyoruz bilinmez ama selülit aslında yaşamımızın tam ortasında. Ayşegül Saltat'ın anlattıklarına göre, stasyoner yaşam denilen fiziksel aktivitenin; masa başı faaliyetlerin fazla olduğu koşullarda çalışan insanların, selülit açısından daha fazla risk altına girmesine neden oluyor.

Beslenme ise yine çok önemli. Karbonhidrat ve yağ ağırlıklı beslenen kişilerde, kilo problemleriyle birlikte selülit de daha fazla görülüyor. Saltat, Yoyo diyeti tabir edilen hızlı ve sağlıksız diyetlerle kısa sürede zayıflamanın ve tekrar şişmanlamanın metabolizmaya zarar verdiğine dikkat çekiyor. Kahve ve kolalı içeceklerdeki kafein, yağa dönüşerek selüliti ağırlaştırıyor.

Bütün bunların dışında bir başka neden de tabii ki sigara! Sigara, sadece cildi bozmakla kalmıyor; ciddi dolaşım bozukluklarına da yol açıyor. Bu da selülit oluşumunu ediyor. Ayrıca kabızlık, selülite yol açan faktörlerden biri.

Selülitin Evreleri

Selülitinizin olup olmadığını anlamak istiyorsanız; aşağıdaki evreleri takip ederek bunu öğrenmeniz mümkün.

Evre 0: Cildi sıkıştırmamız durumunda dahi portakal kabuğu görünümünün oluşmaması.

Evre 1: Cildi iki parmağımız yardımıyla sıkıştırdığımızda portakal kabuğu görünümünün oluşması.

Evre 2: Ayakta dururken gözlemlenen portakal kabuğunun, yatar pozisyonda kaybolması.

Evre 3: Yatarken bile portakal kabuğunun kaybolmadığı durum.

Ağrılı Evre: Artan tıkız dokunun sinirler üzerine yaptığı baskıyla selülit ağrılı hale gelebilir.

Selülitin İç Dünyası

Hayatımızın büyük bir kısmını onunla savaşarak geçirdiğimiz ve zihnimize portakal kabuğu görünüm olarak yerleşmiş dert: Selülit.

Gerçekte nelerden oluştuğunu biliyor musunuz? İşte cevapları...

Cildin üçüncü ve en alt katmanı olan Hipodermisin diğer adı da adiposit dokudur. Vücut ağırlığının yüzde 15-20'sini (8-14 kg) oluşturan bu bağlayıcı doku, organizma için enerji stoklaması yapar. Hipo-dermis, içinde yaklaşık olarak 30 adiposit taşıyan lobülden oluşur. Bu lobüller, kullanılmayan ve besleyici artık maddeleri yağ halinde saklar. Lobüller, birbirlerinden kollajen ve elastinden oluşan lif dokularla bölümlere ayrılırlar. Bu bölümlerde dermişi besleyen kan ve lenf damarları bulunur. Bölümler, adiposit doku ile organizma arasındaki geçişlere olanak verirler.

Adipositler üç zaman diliminde oluşur. Bunlar; anne adayının beslenmesine de bağlı olarak hamileliğin son üç ayı, doğumdan sonraki ilk yıllar ve ergenliğin başlangıcı. Bu dönemler düşünüldüğünde, adipositlerin hayatımızdaki yeri tartışılmaz derecede önemli gözüküyor. Adiposit, lipojenez (yağ stoklaması) ve lipoliz (yağ yakımı) denilen organizmanın enerji dengesini sağlayan metabolojik aktiviteleri sağlar. Lipojenez ve lipoliz arasındaki denge bozulursa, adipositler normal büyüklüklerinin 60 katına kadar büyüyebilir. Bu büyüme, yağ artışına ve bazı bölgelerde selülit oluşumuna neden olur.

Portakal Kabuğu Nasıl Oluşuyor?

L'Oreal ileri Araştırma Laboratuvarları'nda yapılmış araştırmalar, cinsiyet farklılığının adiposit doku üzerindeki yansımalarını ortaya koydu. Buna göre, kadınlarda adipositleri barındıran lobüller daha büyüktür. Lobüller arasındaki bölümler, birbirlerine paralel olarak yer alır ve cilt yüzeyini dik olarak keser.

Kadınların adiposit dokusunun bu yapılanması, selülitin gözle görülen işaretlerinin (portakal kabuğu görünüm, bozuk cilt yüzeyi gibi) sebebini açıklıyor. Adipositlerin volümleri arttığında, lobüller arası bölümleri ayıran birleştirici katmanlar, özellikle kollajen dokular, tarafından hapsedilir. Adipositler arasındaki bölümler elastik değildir. Bu nedenle adipositler genişleyip cildi yüzeye doğru ittiklerinde, adipositler arasındaki bu bağlayıcı doku, adipostilerle birlikte genişlemez. Tersine aynı ölçüde kalarak cildi aşağı doğru çekmeye başlar.

Bu ters taraflı itiş ve çekiş, özellikle ginoid bölgeler olmak üzere cilt yüzeyinde portakal kabuğu bir görünüm yaratır. Selülit görünümü, cilt sıkıştırılarak bakıldığında daha fazla ortaya çıkar.

Kadın ve Erkekte Farklı Dokular...

L'Oreal İleri Araştırma Laboratuvarları tarafından "in vitro" ve "in vivo" çalışmalar, cinsiyet farklılığının adiposit doku üzerindeki başka etkilerini ortaya koydu. Kadınlarda dermişin altında yer alan bağ dokular düzensiz ve aralıklı. Erkeklerde bu bağ dokular düzgün ve süreklidir. Kadınlardaki bağ doku düzensizliği ve aralıkları kişiden kişiye göre de farklılıklar gösterebiliyor. Selüliti olan kadınlardaki selülit derecesinin farklılığı, bağ doku düzensizliğinin ve aralıklarının fazla ya da az olmasıyla açıklanabilir.

Kadınların cilt yapısındaki bu durum daha kolay selülit oluşumu ve adiposit dokunun dışarıya doğru çıkıntılar yapmasına neden olur. Devam eden kilo değişimlerine bağlı olarak, dermal bağ dokun yapısı bozulur ve vücudun kontürlerini koruyamaz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp