Rüya Kuramları

Rüya Kuramları : Uyku ve rüyalann rolünü açıklamak için pek çok kuram geliştirilmiştir. Amaçlarımız bakımından iki kuramı özetlemek yararlı olacaktır. Bunlardan biri Evans (1984) tarafından önerilen ve bilişsel bir yaklaşımı benimseyen kuram, diğeri ise Crick ve Mitchison’un geliştirdiği ve nörobiyolojik yaklaşımı benimseyen kuramdır.Evans’ın kuramına göre uyku, özellikle REM uykusu, beynin dışsal dünyadan kopmasıdır.


Beyin bu boşluğu gündüz gelen girdiyle ilgili bilgiyi süzgeçten geçirmek ve onu var olan hafızasıyla birleştirmek için kullanır. REM uykusu sırasında gerçekleşen bu işlemin bilinçli olarak farkına varmayız. Ne var ki, rüya görme sırasında beyin kısa bir süre için yeniden devreye girer ve bilinç, gerçekleşen bilginin değiştirilmesinin ve yeniden örgütlenmesinin küçük bir örneğini gözlemler. Beyin bu bilgiyi, rüyalan karakterize eden sahte olay türünü ortaya çıkararak dış dünyadan gelen uyaranları yorumladığı gibi yorumlamaya çalışır.


Demek ki Evans’a göre rüyalar, REM uykusu sırasında taranmakta ve ayıklanmakta olan çok miktarda bilginin küçük bir alt grubundan, uyandığımız zaman hatırladığımız anlık bir bilinç sıçrayışından başka bir şey değildir. Evans, rüyalann REM uykusu sırasında oluşan işlem hakkında sonuç çıkarmak bakımından yararlı olabileceğine, ancak rüyalann bu türden sonuçları temellendirmek için son derede küçük bir örneği temsil ettiğine inanır.Crick ve Mitchison’ın geliştirdikleri kuramın temelini, korteksin zengin içbağlantıları olan nöral şebekeler oluşturur. Bu şebekelerin içinde her nöron kendi komşularım uyarır. Crick ve Mitchison, anıların bu şebekeler içinde deşifre edildiklerine inanırlar.


Şebekeler örümcek ağlan gibidirler ve ağın bir noktası belki bir şarkının birkaç notasının işitilmesiyle uyarıldığında, birdürtü şarkının geri kalan kısmının hatırlanmasını sağlayarak şebeke boyunca hareket eder. Bu türden şebekelerin sorunu -ister elektronik ve insanlar tarafından gerçekleştirilmiş olsunlar, ister nöral ve evrimin bir ürünü olsunlar- aşın bilgiyle yüklendikleri zaman işlevlerini yerine getirememeleridir. Aşın yüklenen bir şebeke “donar” ve işlevini yerine getiremeyecek hale gelir. Aşın bilgi yüküyle başa çıkmak için şebekeyi sökmek ve ayarlamak gerekir.


Elektronik şebekelerde, sökme düzenekleri en iyi şekilde, şebeke geçici olarak ek girdilerden ayrıldığı zaman işler; rastlantısal olarak faaliyete geçen soyutlanmış şebeke donmayı çözer ve işlevin yeniden gerçekleşmesini sağlar. Crick ve Mitchison bir benzetme yaparak, nöral şebekeler için sökülen düzeneğin REM uykusu olduğunu öne sürerler; rüyalann halüsinasyona yol açma özelliği şebekenin günlük temizliği için gerekli olan nöral ateşlemeden başka bir şey değildir.


Daha önce de belirtildiği gibi beyin, beyin- sapmdan kortekse doğru yol alan nöral sinyalleri engelleyen REM sırasında çok etkindir. Kurama göre, bu sinyaller önceki gün oluşan yapay hafıza oluşumlannı siler; uyandığımızda şebeke temizlenmiştir ve beyin yeni girdilere hazırdır. Crick ve Mitchison, kişinin kendi rüyalarını hatırlamaya çalışmasının -psikanalizinin anahtar bir özelliği- iyi bir fikir olmayabileceğini düşünürler.


Hatırlamanın, unutulması daha iyi olan düşünce örüntülerinin, sistemin yeniden düzenlemeye çalıştığı örüntülerin, unutulmamasına yardımcı olabileceğine inanırlar.İki kuramın bazı ortak özellikleri olmakla birlikte farklılıklan da vardır. Evans’a göre REM uykusu, gün boyunca gelen geniş bir bilgi girdisini beynin değiştirdiği ve yeniden düzenlediği bir süredir. Crick ve Mitchison, REM uykusunu yapay ya da yararsız bilginin hafızadan temizlendiği bir süre olarak görürler. Evans, bilinçli rüyalan REM uykusu sırasında gerçekleşen zengin yeniden örgütlenme sürecinin yüzeysel bir göstergesi olarak görür.


Crick ve Mitchison, rüyaların hiçbir gerçek içeriği olmayan rastlantısal bir gürültüden başka bir şey olmadığı görüşündedirler. Ne var ki her iki kuram da, REM uykusunun anılann depolanmasında ve beynin yeni bilgi girdileriyle ilgilenmek için bir günden diğerine hazırlanmasında bir rolü olduğunu öne sürer. Her iki kuram da, Freud’un rüya içeriğinepsikanalitik yaklaşımında görüldüğü gibi, rüyalara zengin bir sembolizm ve gizli anlamlar yüklemez.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp