Rahim Miyomu Nedir

Rahim Miyomu Nedir :

Rahim miyomları, rahim dokusundan kaynaklanan, çapları genellikle 1-15cm arasında değişebilen iyi huylu tümörlerdir. Miyomlara bazen fibroid, leyomiyom, leyomiyomata veya fibromiyom da denmektedir. Miyomlar, kadın genital organlarının en sık rastlanan tümörleridir; 35 yaşın üzerindeki her üç kadının birinde, muayene ya da ultrasonla saptanabilecek büyüklükte miyomlar mevcuttur.

Ancak, çok küçük miyomlar da dahil edilirse, bazı araştırmacılar menapoza kadar hemen her kadında miyom oluştuğuna inanmaktadır. Hastaların çoğunda, rahim içinde birden fazla miyom bulunur, bu sayı bazen 50 nin üstüne çıkabilir. Kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen, miyomların büyümesine yol açar. Bu nedenle miyomlar genellikle üreme çağında ve hamilelikte yaklaşık 2-3 kat büyürler, menapozda ise eğer hasta hormon ilacı kullanmıyorsa genellikle küçülürler.

Miyomlar, rahim dokusundaki yerleşimlerine göre 3 gruba ayrılırlar:


Submuköz Miyomlar

Rahimin iç yüzüne doğru büyüyen miyomlardır. En az rastlanan miyom tipidir. Ancak, en çok kanama problemi bu tür miyomlarda olur. Kanamalar genellikle adet kanamasında artma ve süresinde uzama şeklindedir.

İntramural Miyomlar

Rahim kas dokusu içinde yerleşimli miyomlardır. En sık rastlanan miyom tipidir. Submuköz miyomlar gibi, adet kanamasında artma ve süresinde uzamaya neden olurlar. Aynı zamanda karında ağrı ve rahimde büyüme sonucu dolgunluk hissi ve çevre organlarda bası belirtilerine yol açabilirler.

Subseröz Miyomlar

Rahimin dış yüzüne doğru büyüyen miyomlardır. Tipik olarak, kanama problemlerine yol açmazlar. Daha çok karın ağrısı, sırt ağrısı, dolgunluk hissi ve çevre organlarda bası belirtilerine neden olurlar.

Miyomun Belirtileri Nelerdir?

Rahim miyomlarının çoğu herhangi bir şikayete yol açmaz ve tedavi gerektirmezler. Ancak tüm miyomların yaklaşık %10-20 sinde ciddi şikayetler ortaya çıkar. Miyomlarda en sık görülen yakınma, adet kanamalarının uzun ve şiddetli olmasıdır. Bu kanamalar bazen çok bol ve pıhtılı olabilir. Kronik kanama nedeniyle hastalarda kansızlık (anemi) gelişebilir. Miyom hastalarında sık rastlanan diğer yakınmalar şunlardır:

.Karın ağrısı ve dolgunluk hissi
.Sırt ve bacak ağrısı
.Cinsel ilişki ile ağrı oluşması
.Sık idrara çıkma (miyomların idrar torbasına bası yapması sonucu)
.Kabızlık ve gaz (miyomların kalın barsağa bası yapması sonucu)

Nasıl Teşhis Edilir?

Miyomların çoğu, kadın doğum ve radyoloji uzmanları tarafından rahim ultrasonografisi sırasında saptanırlar. Ancak, ultrasonografide, genellikle var olan miyomların ancak bir kısmı görülebilir, altta yatan bazı hastalıklar da atlanabilir. Manyetik rezonans (MR) cihazıyla, hem rahim çeşitli açılardan daha iyi değerlendirilir hem de miyomların hemen hepsi görüntülenebilir. Bu nedenle, miyom hastalarında tedavi seçenekleri değerlendirilirken mutlaka MR tetkiki yapılmalı ve bu değerlendirme MR bulgularına göre yapılmalıdır.

Risk faktörleri nelerdir ?

Myomların oluşması için çeşitli risk faktörleri araştırılmıştır. En önemli risk faktörleri; hiç doğum yapmamış olmak, yumurtlamanın olmamasına bağlı olarak gelişen karşılanmamış östrojen yapımı, şişmanlık ve ırktır. İdeal vücut ağırlığının üzerindeki her 10 kilogram için risk %10 artmaktadır. Beyaz kadınlarda siyah ırka göre yaklaşık 4 kat daha sık görülmektedir. Myomu olan hastalarda genellikle ailenin diğer kadınlarında da miyom vardır.Bu da myomların gelişiminde bazı kalıtsal faktörlerin rol oynamasına bağlıdır. Bazı çalışmalarda myomu olan kadınlarda bazı kromozomlardaki kırılmaların daha sık görüldüğü belirlenmiştir. Rahimde myom gelişimi riskini azaltan en önemli faktör ise doğum kontrol hapı kullanımıdır.

Gebelik ve Myom

Gebeliklerin %3‘ünde gebelikle birlikte myom da tesbit edildiği bildirilmektedir. Gebelikle birlikte myom bulunduğu hallerde myomun büyüklüğü ve rahimde yerleşmiş olduğu yere bağlı olarak düşükler, erken doğum, eşin (plasenta) erken ayrılması, doğum sonu kanama gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Myoma bağlı kanamalar uzun sürerse kansızlığa yol açabilir.Bir çok myomlu kadının hastaneye geliş nedeni uzamış, artmış veya düzensizleşmiş adet kanamaları ve kansızlıktır. Çocuğu olmayan hastalarda da myomlar büyüklüğü ve yerleşim yerine göre (bazı araştırma sonuçlarına göre rahimin herhangi bir yerindeki herhangi büyüklükteki tüm miyomlar) çocuk olmasını güçleştiren bir neden olarak karşımıza çıkabilir.

Myom Tedavisi

Myomların tedavisi cerrahidir. Myom cerrahi tedavisi öncesinde kadınlık hormonların baskılayıp adeta bir menopoz yaratarak myom çapında küçülmeye neden olan bazı hormonal ilaçlar kullanılabir. Bu ilaçların myomları küçültücü etkisi geçicidir, bu ilaçlar bırakıldıktan bir kaç ay sonra myomlar eski çaplarına dönerler.
Bu nedenle bu ilaçlar ancak cerrahi girişim öncesi bu cerrahi girişimi kolaylaştıracaksa verilebilir. Bu ilaçların menopoza ve menopozun getirdiği sorunlara (ateş basması, uykusuzluk, haznede kuruluk, kemiklerde zayıflama ve benzeri etkiler) yol açmaları nedeni ile sürekli kullanımı mümkün değildir.Doğurganlığın korunmak istendiği hastalarda büyük bir çoğunlukla rahim korunarak sadece myom çıkarılabilir (myomektomi). Bu işlem myomun yeri, büyüklüğü ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak açık ameliyat veya endoskopik yöntemler (laparoskopi) kullanılarak gerçekleştirilebilir.

Çocuk olmaması nedeni ile myomlara cerrahi işlem uygulanılacak kişilerde cerrahinin getireceği yarar ile oluşturacağı yan etkiler iyice tartışılmalı ve ameliyata ona göre karar verilmelidir. Myomektomi ameliyatının istenmeyen etkileri rahim boşluğunda bozulma, yapışıklık veya karın içi yapışıklarla tüplerin etkilenmesidir.Bu nedenle myomu olan ve çocuk isteyen hastalarda ameliyat öncesi tetkikler titizlikle yapılmalı (ultrasonografi, ilaçlı rahim filmi-HSG) ve ameliyatın yarar getireceği durumlarda cerrahi girişime karar verilmelidir.Doğurganlık çağını geçmiş veya daha fazla çocuk istemeyen hastalarda ve rahimin korunmasının mümkün olamayacağı ileri derecede büyük myomlarda rahimin tümüyle alınması gerekebilir. Bu işlem de sıklıkla açık ameliyat şeklinde yapılır, uygun vakalar kapalı ameliyat (laparoskopi- endoskopi) ile gerçekleştirilir. Ameliyat öncesi hastaya myomların yerleri, rahimin büyüklüğü, ameliyat şekli, ameliyat sonrası görülebilecek durumlar ve ameliyat sonucu gelişebilecek olası durumlar gayet ayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır.

Rahimi alınan kadınlar eğer doğurganlık yaşlarında ise ve yumurtalıklarında herhangi bir anormallik yoksa yumurtalıklar ameliyat sırasında alınmaz ve bu hastalarda ameliyat sonrası menopoz belirtileri ortaya çıkmaz. Hastalara ameliyat sonrasında da yapılan ameliyat ve ameliyat sonrası nasıl bir takip planlandığı ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. Rahimin alınması ameliyatı (histerektomi) sadece doğurganlığı sonlandıran bir işlemdir, hastanın cinsel yaşamını sürdürmesine engel olmaz.Myomu kadın doğum muayenesi sırasında tesbit edilen herhangi bir şikayeti olmayan ve doktorları tarafından herhangi bir tedavi önerilmeyen hastaların endişelenmesine gerek yoktur. Bu hastaların aslında tüm kadınların da uygulaması gerektiği gibi 6-12 ay aralıklarla düzenli bir şekilde kadın doğum muayenelerini yaptırmaları gerekmektedir.Hastaların çoğunda myomların zaman içerisinde kötü bir hastalığa dönüşeceğine dair korkular vardır. Myomlarda kanser gelişimi (leomyosarkom) oldukça düşük (1000‘de 1-3 cıvarında) bir ihtimaldir, bu nedenle tüm myomların ameliyatla alınmasına gerek yoktur. Kadınlarda oldukça sık görülen bir hastalık olması nedeni ile kadınların myomlarla ilgili belirtilere dikkat etmeleri ve düzenli kontrolleri gereklidir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp