Psikoaktif Maddeler

Psikoaktif Maddeler : Eski zamanlarda insanlar bilinç durumlannı değiştirmek -uyarılmak ya da gevşemek, uyumak ya da uyumayı önlemek, algıyı güçlendirmek ya da halüsinasyonlar yaratmak- için madde kullanmışlardır. Davranışı, bilinci ve/veya ruhsal durumu etkileyen maddelere psikoaktifmaddeler denir. Bunlar sadece eroin ya da marihuana gibi maddeleri değil, sakinleştiricileri, uyancılan ve alkol, nikotin ve kafein gibi hepimizce bilinen maddeleri de içerir. yaygın olarak kullanılan ya da istismar edilen psikoaktif maddeleri listelemekte ve sınıflandırmaktadır.


Akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan maddeler de davranışı ve ruhsal durumu etkiler ve bu nedenle psikoaktif maddeler olarak kabul edilebilirler. Bunlar nadiren kötüye kullanıldıklan için, bu konuya burada yer vermeyeceğiz. Bunların etkileri genellikle hemen görülmez (örneğin, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu,kişinin ruhsal durumunu, alınmaya başlandıktan günler ya da haftalar sonra etkiler) ve doğal olarak özellikle mutluluk verici değildirler. Bunun bir istisnası hafif sakinleştiricilerdir.


Bunlar anksiyete bozukluklarının tedavisi için önerilebilirler ve zaman zaman kötüye kullanılabilirler.İlaç alma davranışı örüntülerinde, örneğin Birleşik Devletlerde son 40 yıldır görülen büyük değişiklikleri günümüzde değerlendirmek öğrenciler için kolay olmayabilir. 1950’lerde madde kullanan (nikotin ve alkol dışında) sadece birkaç Amerikalı vardı. 1950’lerden bu yana göreli olarak madde kullanmayan bir toplumdan madde kullanan bir topluma geçildi. Özellikle genç insanlar arasında madde kullanımı 1960’larda ve 1970’lerde sürekli olarak arttı. Ne var ki, 1980’ler- de madde kullanımı dereceli olarak azaldı ve bu eğilim 1992’ye kadar sürdü .


Madde kullanmanın zararlı etkileri konusunda genç insanların eğitilmesi bu düşüşe katkıda bulundu. 1992’de meydana gelen sapmanın nedeni, öğrencilerin madde kullanmanın tehlikeleri hakkındaki tutumlannda bir yumuşamanın ortaya çıkmasıdır .listelenen maddelerin davranış ve bilinci etkilediği düşünülür, çünkü bunlar beyin üzerinde belirli biyokimyasal etkilere yol açarlar. Kullanımın tekrarlanması halinde kişi bu maddelere bağımlı hale gelir. Madde bağımlılığı ya da alışkanlığı şu özellikleri taşır:


(1) Tolerans:Kişi sürekli kullanım nedeniyle aym etkiyi yaratmak için kullandığı maddenin miktarını giderek artırmak zorunda kalır.


(2) Geri çekilme: Madde kullanımı kesilirse, kişi rahatsız edici fiziksel ve psikolojik tepkiler gösterir. (3) Zorlayıcı kullanım: Kişi tasarladığından daha fazla madde alır, kullanımı denetlemeye çalışırsa da başaramaz ve madde bulmak için daha fazla zaman harcar.Tolerans geliştirme derecesi ve geri çekilme belirtilerinin şiddeti, maddelere göre değişiklik gösterir.


Örneğin, afyonlu maddelere toleransçok hızlı gelişir. Bu maddeyi fazla miktarda kullananlar hiç kullanmayan biri için öldürücü olabilecek bir dozu tolere edebilir; öte yandan marihuana içicileri nadiren fazla tolerans geliştirebilirler. Geri çekilme belirtileri, ortak özellikler gösterir ve alkol, afyon, yatıştırıcı kullananlarda bu özellikler kolayca gözlemlenebilir. Bu özellikler, uyarıcı kullananlarda da, daha az görülmekle birlikte geneldir. Sürekli halüsinojen kullananlarda ise bu tür genel geri çekilme özellikleri görülmez.


Tolerans ve geri çekilme, madde bağımlılığının birincil özellikleri olmakla birlikte, tanı için gerekli değildirler. Herhangi bir tolerans ya da geri çekilme belirtisi göstermeksizin zorlayıcı kullanım örüntüsü gösteren bir kişi, bazı marihuana kullanıcılan gibi madde bağımlısı olarak kabul edilirler.Madde bağımlılığı, madde istismarından ayrılır. Bir maddeye bağımlı olmayan (yani hiçbir tolerans, geri çekilme ya da zorlayıcı arzu belirtisi göstermeyen), ancak ağır sonuçlara rağmen madde kullanmaya devam eden bir kişinin maddeyi istismar ettiği söylenir. Örneğin, aşın alkol aldığı için sürekli kaza yapan, iş kaybına uğrayan ya da aile sorunları yaşayan (bağımlılık belirtisi göstenneksizin) bir kişide alkol istis- man olduğu söylenir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp