Parkinson Hastalığının Belirtileri

Parkinson Hastalığının Belirtileri

Sinsi ve yavaş seyreden bir hastalık olduğu için uzun süre farkedilmeyebilir. Genelde ilk belirti elde veya bir vücut yarımında titremedir. Hastanın daha önceki yılları incelendiğinde öne eğik durma ya da yürürken kolunu sallamama görülebilir. Temel olarak hastada titreme görülür. Parkinson hastalarının çoğunda bu vardır. İstirahat halinde bile titreme devam eder. Tabiki her titreme parkinson belirtisi değildir. Günlük aktivite sırasında, heyecan, sinir gibi durumlarda titreme olur. Bu normaldir. Bir diğer belirti hareketlerde yavaşlama olmasıdır. Hasta günlük işlerini yaparken zorlanır. Yemek yerken, bir tarafa dönerken, yavaşlama söz konusudur ve bunlar güçlükle yapılır.

Hasta hekim tarafından muayene edildiğinde, hekim kas sertliği ile karşılaşır. Zaten hasta da bunun farkındadır. Normalde kişi gevşemiş haldeyken kasların da gevşemesi gerekir fakat parkinson hastalarında kas gergindir.

Diğer belirtiler ise şunlardır:
  • kişinin yazdıklarının okunaksız olması, küçük yazmaya başlamak,
  • yavaş yürümek, yürürken ayakları yere sürmek,
  • vücudun öne doğru eğik bir şekilde durması,
  • depresyon, sıkıntılı ruh hali,
  • kas ağrıları,
  • konuşma bozukluğu, kısık sesle ve donuk konuşmak,
  • yürürken kolların sallanmaması,
  • terleme, hipotansiyon (tansiyon düşüklüğü),
  • yutma zorluğu.

PARKİNSON HASTALIĞI TEDAVİSİ

Parkinson hastalığının tedavisinin amacı hastayı aktif, bağımsız, kendi başına işini yapabilen hale gelmesinı sağlamaktır. Yapılan tedavi sonucu hastanın her şeyi düzelecek diye bir şey yoktur. Zaten parkinson hastalığında kullanılan sınırlı sayıda ilaç çeşidi vardır. Bu ilaçlar ya eksik dopamini sağlar, ya onun gibi etki yapar ya da dopaminin parçalanmasını engelleyerek kullanımını arttırır.

Tedavi sırasında bu ilaçların oluşabilecek yan etkilerini belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir. Fakat her ne olursa olsun ilacın yan etkisi görüldü diye ilacı bırakmak ya da doktor değiştirmek yanlıştır. İlacı bırakmak yanlıştır çünkü hastalık belirtileri tekrar ortaya çıkar. Doktor değiştirmek yanlıştır çünkü tedavisi uzun süren bir hastalık olduğu için doktorun tekrar hastalığın seyri ve gelişimi hakkkında bilgi sahibi olması zaman gerektirir.

Bu da vakit kaybıdır. İlaç tedavisiyle kas sertliği, titreme, hareketlerdeki yavaşlığın düzelme ihtimali yüksektir. Tamamen düzelmese de azalmasını sağlayacaktır. Bunun yanında konuşma bozukluğu, donuk yüz ifadesi, yazma bozukluğu, terleme gibi sorunlar da düzelebilir.

Tedavi de bir diğer önemli nokta psikolojik olarak hastanın kaybettiklerini tekrar hastaya kazandırmaktır. Parkinson tedavisinde aile ve hekimin bir arada çaba göstermesi hastanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve hastanın yaşam standartını arttırır. Aileden gelen desteğin katkısı fazla olacaktır.

Diyetin parkinson hastalığını düzeltmesi söz konusu değildir. Ama dengeli beslenme sağlık açısından faydalıdır. Herhangi bir vitamin tedavisi de bu hastalığa çare değildir.

Cerrahi tedavi ilk tercih yolu değildir. Ama hastalık düzeltilemiyorsa, ilaç kullanımı işe yaramıyorsa uygulanabilir. İki tip tedavi söz konusudur. Hastaya önce anestezi yapılır. Sonra kafatasından bir delik açılır ve gereken bölgedeki hücrelerde hasar yapılır. İkincisinde gereken yere bir elektrod takılır fakat bu sefer hasar yapmadan gerçekleştirilir. Köprücük kemiğinin altına yerleştirilen uyarıcıyla bu elektrod kontrol edilir. Hasta bu aleti mıknatısla açıp kapatabilir. Açtığında hastalığın belirtileri görülmez, kapattığında ise tekrar oluşur.

Bu tedaviler uygulanırken bazı şeylere dikkat edilmelidir. Çünkü her hastaya aynı tedavi uygulanmaz. Hastanın yaşına, hastalığın hangi döneminde olduğuna, maddi gücün verdiği imkana, hastada görülen belirtiye göre farklı tedavi uygulanır. Uygulanacak ilaç dozu yaşa göre değişir.

Bu hastalıkla nasıl yaşayacağım diye düşünmeyin. Her hastalıkla yaşayabileceğiniz gibi buna da alışırsınız. Ancak kendi işinizi kendiniz yapmaya dikkat edin. Bu hastalığı atlatabileceğinizi düşünün. Kendinize olan güveninizin arttığını göreceksiniz.

Parkinson Hastalığı Nedir?

Vücutta hareketin kontrolünde önemli bir rolü olan dopamin isimli kimyasal bir madde vardır. Bu maddenin üretim yeri olan substansiya nigra isimli bölgede, dopamin üreten hücrelerde etkilenmeler ve kayıplar ortaya çıkar. Belli bir oranda hücre kaybı olunca da hastalarda bulgu ve belirtiler görülmeye başlar. Hastalık yaptığı belirtilerle insanların yaşam kalitesini etkilemektedir. Genellikle ileri yaşlarda daha fazla görülmektedir. Bu nedenle insanların yaşam süreleri uzadıkça daha yüksek oranlarda görülmektedir.

Parkinson hastalığına benzer tablolar yapan bir çok neden vardır. Bunlara Parkinsonizm veya Parkinson sendromları adı verilir. Değişik nedenlere bağlı ortaya çıkabildikleri için normal Parkinson tedavisinde verdiğimiz ilaçlara yanıtsız olabilirler. Bunların bir kısmı Parkinson bulguları ile diğer sistem bulgularının birlikte olduğu Parkinson-artı sendromlar ve ikincil (sekonder) parkinsonizm dediğimiz hastalıklardır. Sekonder parkinsonizm damar hastalıklarına, enfeksiyonlara, tümörler, ilaçlara ve bazı toksik olaylara bağlı olabilir. Bu nedenle öncelikle bunların ayırıcı tanılarının yapılması ve tedavinin buna göre planlanması çok önemlidir.

Parkinson Hastalığı Bulguları Nelerdir?
Parkinson hastalığı hareketlerin yavaşlaması, istirahat halinde ortaya çıkan kol ve bacaklarda titremeler, kaslarda katılık ve sertlik, postür reflekslerinde azalma gibi ana bulgularla seyreden, ancak bunların yanında birçok diğer sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Hastalarda bulgular büyük oranda tek taraflı başlamaktadır ve yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebilmektedir. Bu belirtilerden en önemlisi hareketlerin yavaşlamasıdır. Bununla ilişkili olarak hastanın yürümesi de etkilenir, küçük adımlarla, hastalığın ağır olduğu tarafta ki kolu sallamada azlık ve yavaş yürüme görülür.

Aynı bulgular yüzde olduğunda mimik hareketlerin ve ifadelerin azaldığı donuk yüz görünümü ortaya çıkar. Titremeler özellikle hasta istirahat durumunda iken ortaya çıkar, en sık ellerde daha az oranlarda ise ayaklarda, çene ve dudaklarda görülür. Çok önemli bir belirti olmasına karşın Parkinson hastalarının hepsinde titreme görülmeyebilir. Hastalık ilerledikçe fleksiyon postürü dediğimiz vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, donma diye isimlendirdiğimiz harekete başlamada zorluk, unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkmaktadır. Uyku bozuklukları hastaların çoğunda görülmektedir. Ancak REM uykusu davranış bozukluğu dediğimiz canlı rüya görmeleri ve koku almada bozukluklar Parkinson hastalığı başlamadan yıllar önce ortaya çıkmış olabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp