Parkınson Hastalığı Tedavi
Parkınson Hastalığı Tedavi : Tanıyı izleyen ilk iki-üç yıl boyunca Parkinson hastaları iyi denebilecek durumdadırlar. Herhangi bir tedaviye gerek duymadan rahat bir yaşam sürdürebilirler. Hastanın durumu uzun süreli günlük ilaç tedavisini gerektirecek kadar kötüleşince bazı genel ilkeler dikkate alınmalıdır.Her şeyden önce uygulanacak tedavinin her hasta için farklı olacağı unutulmamalıdır. Standart dozajlar ya da tedavi düzenleri yoktur; her olgunun özellikleri dikkatle değerlendirildikten sonra en iyi ilaç dengesine ancak deneyerek ulaşılabilir.
Tedaviye başlamadan önce hastalığın tipini ve belirtilerin ağırlığını saptamak gerekir. Örneğin titremenin önem taşıdığı, buna karşılık belirtilerin hafif ve ilerleme eğiliminin az olduğu bir Parkinson hastasının tedavisi daha başlangıçta hareketleri bozulmuş, kasları katılaşmış ve belirtileri gittikçe ağırlaşan bir hastanın tedavisinden çok farklı olacaktır.Hastanın yaşı da hekimin tedavi konusundaki kararım etkileyebilir. Parkinson hastası gençse genellikle bütün etkinliklerini sürdürmek isteyecektir. Böyle bir hastayla karşı karşıya kalan hekim ilaçlardan en fazla ölçüde yararlanma karan verebilir. Bu olgularda tedavi uzun yıllar süreceğinden, zaman içinde artırma payı bırakmak ve ileride tedaviye bağlı komplikasyonlann ortaya çıkmasını önlemek için düşük dozlarla başlamak gerekir. Geç başlayan Parkinson hastalığında da yüksek doz kullanmanın başlıca sakıncası özellikle otonom sinir sistemi ve zihinsel işlevlerle ilgili yan etkilerin sık görülmesidir.Önemli olan, hastanın yaşı ve seçilen ilaç ne olursa olsun, tedavide en yüksek dozun değil, en düşük etkili dozun kullanılmasıdır.
Dolayısıyla tedaviye düşük dozlarla başlamak, aşamalı olarak dozu artırarak yeterli bir yanıt almak uygundur. Hastalarda çok belirgin iniş çıkışlar ve dayanılmaz yan etkilergörülebilir. Bu olguların birçoğunda, hareket yeteneğini azaltacak bile olsa sorunları hafifletmek için ilaç dozlarını düşürmek doğru olur. İlaç tedavisinde gözetilen bazı temel ilkeler şunlardır:
• Hastadaki olumlu ya da istenmeyen yan etkileri belirli bir ilaca bağlamanın güçlüğü nedeniyle olanaklar elverdiğince tedavi tek bir ilaçla yapılır.
• Bilinç bulanıklığı ve varsanılar (halü- sinasyon) gibi yan etkilerin görülme tehlikesini artırması ve Parkinson hastalığında zaten sık rastlanan bunamayı kolaylaştırması nedeniyle antikolinerjik ilaçları kullanmaktan olabildiğince kaçınılmalıdır.
• İlaç seçiminde hastalığın evresine bağlı olarak çeşitli ilaçların belirtiler üzerindeki etkisi de göz önüne alınmalıdır.
• Hastalık saptandığında belirtiler genellikle başlangıç evresindedir. Bu durumda Parkinson hastalığına özgü tedaviyi hemen başlatmakla olabildiğince geciktirmek arasında zor bir seçim yapmak gerekir. Bazı uzmanlar birkaç yıllık tedaviden sonra ortaya çıkan komplikasyonlar nedeniyle L-Dopa (levodo- pa) tedavisine geç başlamaktan yanadır.
Buna karşılık son klinik kanıtlara ve MTPT zehirlenmesine bağlı Parkinson sendromuyla ilgili deneysel verilere bakılarak L-Dopa'mn geç yan etkileri ile hastalığın doğal gidişi karşılaştırılmış ve hastalık ilerledikçe kronik ilaç alınlından daha ağır bir tablo oluştuğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle bazı uzmanlar hastalığa özgü tedaviye erken başlanmasını önermekte, en olumlu yanıtın alınabileceği dönemde hastanın bu tedaviden yoksun bırakılmaması gerektiğini vurgulamaktadır.