parkinson belirtileri uzman tv

Parkinson hastalığı, ilerleyen yaşlarda giderek artan bir şekilde görülür ve elli yaşın üzerindeki kişilerin 100'de 1'ini etkiler (bu da, genel nüfusa göre, 1.000 kişide 1 kişi demektir). Parkinson hastalığında jenetik bir etken bulunur ve aile tarihçesinde bu hastalık olanların yüzde 5 ila 10'u hastalığın etkisi altında kalırlar. Parkinson hastalığı, eskisi kadar olmasa bile, yaşamı kısaltır. Günümüzde bu derdi çeken pek çok kişi hastalığın kendisinden fazla, kazayla düşmeler yüzünden ölür. Hastalığın ana nedeni bilinmemektedir.

Parkinson hastalığının belirtileri olarak kendilerini ortaya koyan özelliklerin pek geniş çeşitlilikte nedeni bulunmaktadır. Bunlardan en çok rastlananları; nedeni bilinmeyen felç başlatıcıları, beyin iltihapları ve ilaçlardır. Bunlardan ilki, tek başına hastalığı tanımlar ve üçü içinden en çok rastlanan nedendir. İkinci neden bir ara çok etkili olmuş-tur. Özellikle 1918-26 yılları arasında Letarjik beyin iltihabı (letarji; bilinç uyuşukluğunun eşlik ettiği hareketsizlik hali, kişide çevre ve uyanlara karşı his ve ilginin tümüyle yitirilişi ile uyuşukluk ve hareketsizlik durumudur - Çeviren) salgını sırasında geciktirilmiş bir sonuç olarak daha çok sayıda görülmüştür. Üçüncü neden olan ilaçlan bir önceki başlık altında anlatmış bulunuyoruz. Bu hastalığa neden olan diğer olaylar tümörler, karbon monoksit ya da manganez zehirlenmesi, beyinatrofisi (çeşitli nedenlerle beynin dokusunun erimesi) ve beyin yaralanmalarıdır. Parkinson hastalığından ölenlerin beyni çoğu kez incelenmiş ve bunların sonucu elde edilen bilgiler İngiliz Tıp Dergisi'nin aralık 1978 sayısında, “Beynin bozmaddesinin tıkız dokusundaki sinir hücrelerinin boya maddesinin (plgment) yitirilişi şeklindeki dejenerasyonu” ifadesiyle özetlenmiştir. Burası, beynin dopamin oluşturan bölümüdür ve dopamin yetersizliği Parkinson hastalığında en önemli biyokimyasal etkendir. Hastalığı çekenlerin idrarında çok az oranda dopamin görülür. Bu yüzden hastalığın tedavisi beyindeki dopamini artırmak şeklinde olur ve burada kullanılan standart ilaç dopaminin önmaddesi (precursor) olan levadopa'dır. Daha başka bir deyişle hastaya levadopa verin, bedenin bunu dopamine dönüştürmesini bekleyin ve sonra hastalık belirtisinin azaldığını ya da tümüyle yok olduğunu görün. (Ne yazıktır, levadopa her hastada etkili olmaz ve bazı hastalarda etkisi giderek azalabilir. Açıkçası, Parkinson hastalığı olasılıkla diğer sinirsel uyartı ileticilerinin de işe karışmasıyla çok karmaşıktır ve AıZheimer hastalığı ile yaşlılıkta bunama biçimlerine çok benzeyen şe-'kilde .beynin atrofisine yol açmaktadır).

Pek çok normal kişinin, özellikle arkasındaki günlerin önündekilerden daha çok olduğunun bilincinde olan yaşlıların (hemen hemen her gün) söylediği söz, “Bir şeyler yapmam ya da bir yerlere gitmem giderek daha çok zamanımı alıyor” şeklindedir. Bu ifade, özellikle. el yeteneklerinin zayıflaması, yürüyüş ve ayakta duruşun kötüleşmesi de buna eşlik ediyorsa, aynı zamanda Parkinson hastalığının ilk uyarısı olabilir. Hastalığın kurbanlarında el yazısı çoğu kez küçülür ve titrek bir görünüm alır. Ayakkabı bağcıklarını bağlama bir kez daha çok eski, çocukluk günlerindeki gibi sorun olur. İlk kez 1817 yılında Londra'da tanımlayan Shoreditch'li Dr. James Parkinson olduğu için onun adıyla tanınan hastalığın tanı'sı üç önemli işaretin varlığını gerektirir. Bunlar:

Titreme, çok ağır hareket edebilme ve kas sertliğidir.

Hastalığın başlaması ortalama elli beş yaşlarında gerçekleşir. 1960'lı yılların sonlarında tıbbın hizmetine sunulan levadopa'dan önce hastalıkla geçen ömür on yıl kadar kabulolunurdu. Şimdi bu süre uzatılmıştır. Ancak, gene de Parkinson hastalığını çekenler nüfusun diğer sıradan bireyleri kadar uzun ömürlü olamazlar. Kadınlar bu illetin bedelini daha kötü biçimde öder. Bununla birlikte hastalıkla geçen ömür dopa'lı ilaçlar sayesinde dikkati çekecek biçimde düzelmiştir. Eskiden

Parkinson hastalığını yatalak olarak çekenlerde oluşan yatak yaralan, zatürree ve kan pıhtılaşmaları şimdi o denli yaygın değildir. Buna kar-ılık, tekerlekli sandalyede oturma ya da yataI ak olma durumlarında olasılığı bulunmayan kırıkların neden olduğu ölümler çok sıklaşmıştır. Yatak yarası yerine yere düşme yüzünden ölümün gelmesi pek ilerleme gibi görülmeyebilir. Ancak şimdi hastalarda daha bir hareketlilik, daha iyi bir yaşam biçimi ve daha az istemi olan yaşam şekli ortaya çıkar. Bunun yanı sıra Parkinson kurbanlan bugünlerde felç, kanser ve kalp krizi gibi hastalıklarla da ölmektedir. Bu da, sıradan insanıann düzeyine yakınlaştıklannın bir başka göstergesidir. Gene İngiliz Tıp Dergisi'nden alıntı yaparak, “Hastalığın gerçek nedeni bilinmemektedir” gerçeğini yinelediğimizde bu, hastalıkla birlikte yaşayanlara değil, tıp uygulayıcılanna ilginç gelecektir. Hastaların istedikleri, Par, kinson hastalığının ezici baskısından kurtulup rahatlamaktır. Ve kuşku götürmeyecek biçimde dopa ilaçlan hastaların toplumdaki bağımsızlık dönemini uzatmaktadır. Parkinson hastalığı şimdi de öldürücüdür ancak bu yoldaki hızı eskisine oranla azalmış durumdadır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp